Ülkenin en yoksul siyah mahallelerinde, halkın "ellerinden işlerini çalan" yabancılara karşı büyüyen öfkesiyle başlayan olaylar, göçmenlerin hedef alındığı büyük bir şiddet dalgasına dönüşmüştü. İnsanların canlı canlı yakıldığı, kadınlara tecavüz edildiği, yüzlerce ev ve işyerinin yağmalandığı bildiriliyor.

Polis plastik mermi kullandı

Yerel medya kanalları, Johannesburg'un doğusundaki Ramaphosa mahallesinde iki kişinin daha öldürüldüğünü duyurdu. Polisin, başka bir bölgede saldırganları dağıtmak için kalabalığa plastik mermilerle ateş açtığı, 2 kişinin yaralandığı kaydedildi.

Çoğu Zimbabve, Mozambik ve Malavi'den gelen binlerce kişinin, canlarını kurtarmak için mülteci merkezlerine, kiliselere ya da sosyal merkezlere sığındıkları belirtiliyor. Mahallelerdeki güvenlik önlemlerini artıran polisin, olaylarla ilgili olarak 200'den fazla kişiyi tutukladığı kaydedildi.

”Turizm zarar görür” uyarısı

Güney Afrika hükümeti, son olayların "ülkelerinin adını kirletmesinden" ve ülke ekonomisine zarar vermesinden endişe ediyor. Turizm Bakanı Marthinus van Schalkwyk, ülke ekonomisinde çok önemli payı olan turizmin, olaylar nedeniyle büyük zarar görebileceğini söyledi.

Dışişleri Bakan Yardımcısı Aziz Pahad ise olayların, "Güney Afrika'nın ismine zarar verdiği ve demokrasi için de çok kötü olacağı" açıklamasında bulundu.

Uzmanlar, elektrik sıkıntısı, yüksek enflasyon ve ekonomik politikalar nedeniyle yoksulluğun arttığı bir dönemde, bu çatışmaların siyasi istikrarsızlığı artırma tehlikesi yarattığını kaydediyor.

Devlet Başkanı Thabo Mbeki özellikle sol politikacılar tarafından, ülkedeki refahtan, milyonlarca yoksulun pay almamasından sorumlu tutularak ağır biçimde eleştiriliyor.

5 milyon göçmen

50 milyon nüfusu olan Güney Afrika'da, yaklaşık 5 milyon göçmen yaşıyor. Göçmenler, dünyadaki en liberal göçmen politikalarının uygulandığı ülkelerden biri olan Güney Afrika'ya, madenlerde, çiftliklerde ya da evlerde çalışmak için geliyor.