1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Güney Afrika'da şiddet ürkütüyor

24 Mayıs 2008

Güney Afrika'da on üç gün önce başlayan göçmenlere yönelik şiddet olaylarında 40'tan fazla kişi öldü, 17 bin kişi de evinden barkından olup yollara düştü.

Polis olayları kontrol altına almakta zorlandı
Polis olayları kontrol altına almakta zorlandıFotoğraf: AP

Johannesburg'un yoksul mahallelerinde başlayan şiddet olayları ülkenin turistik bölgelerine de sıçradı. Cape Town'da perşembeyi cumaya bağlayan gece onlarca Zimbabveli, Mozambikli ve Somalili yaralandı, dükkanları yağmalandı.

5 milyon yabancı yaşıyor


Güney Afrika'da çoğu Zimbabveli yaklaşık 5 milyon yabancı yaşıyor. Saldırıya uğrayan pek çok kişi geçici barakalarda, polis karakollarının çevresinde toplanıyor. BM ise geceleri sıcaklığın dört buçuk derceye düştüğü ülkede kurbanlara battaniye yardımı yapıyor.


Ordunun müdahalesi tartışmalı


Muhalefete göre bu durum göz önüne alındığında ordunun yardıma çağrılmasının zamanı çoktan gelmişti. Ayrıca bu adımla Devlet Başkanı Mbeki, Güney Afrika'nın olağanüstü halde bulunduğunu teslim etmiş oldu. Hükümet içinde de açıkça tartışılan olağanüstü hale olaydan etkilenen Gauteng eyaletinin Başbakanı Sam Shilowa "Tüm gücümüzle olaylara müdahale etmeliyiz. Ama olağanüstü ha ile Anayasa'nın bir kısmını devre dışı bırakmak bizi zora sokar" diye karşı çıkıyor.

'Asker çözüm olamaz'


Ülkenin Maliye Bakanı Trevor Manuel de tek yönlü çözümlerin çare olmayacağı görüşünde. Manuel'e göre önemli olan sonuçta ne olacağı, sonuca ulaşmak için kullanılan araç değil. Bakan, "Asker çözüm olamaz. Olaya karışanlarla anlaşabileceğimiz ortak bir dil bulmalıyız. Gündelik hayatlarını daha yaşanır kılmalı ve onlara fırsatlar tanımalıyız. Pek çok genç kendisini yapayalnız bırakılmış ve toplum dışına itilmiş hissediyor" diyor.


Maliye Bakanı, sorunu bu şekilde tanımlıyor. Ancak ne bakan ne de Devlet Başkanı Mbeki kitlesel yoksulluğa şu ana dek çözüm geliştirebilmiş değil.


Tek bir sebep yok


Çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu saldırganlar, davranışlarını 'devlet yönetiminde ve ekonomide her yeri yabancıların ele geçirdiği' şeklinde gerekçelendiriyor. Pek çok kurban da yaşadıklarını ekonomik sorunlara bağlıyor.


Johannesburg'daki Konrad Adenauer Vakfı Yöneticisi Werner Böhler'e göre de şiddet olaylarının "yabancı düşmanlığı" olarak tanımlanabilecek tek bir sebebi yok:

"Bunun en azından üç sebebi var: Birincisi şiddet kültürü. Bu hükümet tarafından çok uzun süre hoşgörüldü. Son 14 senedir özellikle de yoksul bölgelerde kendini gösteren şiddet atmosferi önemsenmedi."

Sosyal sorunlar

Böhler ikinci sebep olarak sosyal sorunları gösteriyor. Şehir varoşlarında işsiz güçsüz, yolsulluk içinde yaşayan Güney Afrikalıların daha iyi hayat standartlarına sahip yabancıları kıskandığını vurguluyor ve "Üçüncü sebep ise denetim altına alınamayan yasal ya da yasa dışı göçün yarattığı baskı" diyor.

'Refah ülkesi'

Konrad Adenauer Vakfı'ndan Böhler, Güney Afrika'nın Afrika kıtasında bir refah adacığı olarak görüldüğünü sözlerine ekliyor. Bu nedenle komşu ülkelerden siyasi ya da ekonomik sebeplerle kaçanlar Güney Afrika'ya sığınıyor. Ancak son olaylarla birlikte başta Mozambikliler olmak üzere binlerce göçmen bir zamanlar sığındıkları ülkeden kaçmanın yollarını arıyor.