Günter Grass'ın ardından
13 Nisan 2015Günter Grass'ın ardından
Ünlü Alman yazar Günter Grass 87 yaşında Lübeck’te hayata gözlerini yumdu. Grass geride birçok eser ve özellikle Alman tarihine ilişkin çığır açan tartışmalar bıraktı.
Korkusuz bir eleştirmen
Nobel Edebiyat Ödüllü yazar savaş sonrası döneminin en önemli yazarlarından kabul ediliyor. Politik kimliğiyle de öne çıkan Grass‘ın, Nasyonal Sosyalizm dönemi ve güncel politikada Almanya’nın sorumluluğu üzerine yaptığı eleştiriler büyük yankı uyandırmıştı.
'Hitler Gençliği' yılları
Grass 16 Ekim 1927’de Doğu Prusya bölgesinde doğdu. Bugün Polonya sınırları içinde yer alan Danzig-Langfuhr‘da (bugünkü adıyla Gdansk-Wrzeszcz) yetişti. Gençliğinde Hitler Gençliği üyesiydi ve organizasyonun korosunda şarkı söylüyordu. İlk öyküleri de ‘‘HJ‘‘ isimli Hitler Gençliği gazetesinde yayımlandı.
Waffen-SS üyeliği
Grass sonraları, ailesinden uzaklaşmak amacıyla gönüllü olarak orduya yazıldığını söylemişti. Grass, 1944’te henüz 17 yaşındayken Nazi SS birliklerine (Waffen-SS) çağrıldı. Savaşın sonlarına doğru yakalanarak bir Amerikan savaş esirleri kampına gönderildi.
Eğitim Hayatı
Ünlü yazar savaştan sonra, Düsseldorf’ta grafik ve heykeltraşlık öğrenimi gördü. Daha sonra Berlin ve Paris’te yaşayan yazar bu şehirlerde sergiler düzenledi. Hayatı boyunca sanatla iç içe yaşayan Grass, kitaplarının kapaklarını da kendisi tasarlıyordu.
'Grup 47' ile tanışması
1950’lerde Grass tamamen edebiyata yöneldi. 1955’te dikkatini cezbeden ‘‘Grup 47‘‘ isimli yazarlar birliğinin bir toplantısında o tarihte henüz yayınlanmamış romanı ''Teneke Trampet''ten (Die Blechtrommel) iki bölüm okudu.
Bir dönüm noktası
1959’da yayınlanan ''Teneke Trampet'' yazarın uluslararası alanda tanınmasını sağladı. Roman, 1979’da Volker Schlöndorff tarafından sinemaya uyarlandı. Grass, Danzig Üçlemesi’ni oluşturan diğer iki romanda da bu kitapta olduğu gibi Nazi Almanyası’nı ve Almanya'nın soykırım suçlarını ele aldı. Ünlü yazar, Almanları mütemadiyen Nasyonal Sosyalizm’in suçlarıyla yüzleşmeye çağırdı.
Siyasetin içinde
Grass siyasi olarak da aktifti ve Almanya-Polonya dostluğu için çeşitli girişimlerde bulundu. 1960’larda parti üyeliği olmaksızın Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) seçim kampanyalarına katıldı. Parti üyeliği yalnızca 1982’den 1992’ye kadar sürmesine rağmen hayatı boyunca SPD’yi desteklemeye devam etti.
Eleştiri oklarının hedefinde
1995’te edebiyat eleştirmeni Marcel Reich Ranicki‘nin, Grass’ın ‘‘Uzak Tarla‘‘ (Ein Weiteres Feld) isimli romanını yırttığı fotoğraf oldukça konuşuldu. 1848’den duvarın yıkılışına kadar Almanya tarihini mercek altına aldığı siyasi roman, Grass’ın ‘‘tarihi çarpıttığı" gerekçesiyle ağır eleştirilere maruz kaldı.
Nobel Edebiyat Ödülü
Bu romanın yayımlanmasından dört yıl sonra Grass, Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi oldu. Ödül komitesi'nin gerekçe metninde yazarın ''tarihin unutulmaya yüz tutmuş yanlarını resmeden eğlenceli öyküleri'' nedeniyle bu ödüle layık görüldüğü ve ''Teneke Trampet''in 20. yüzyılın ölümsüz eserlerinden biri olarak kalacağı belirtildi.
Sansasyonel başarı
2002’ye gelindiğinde ise Grass yeni bir başarıya imza attı. Wilhelm Gustloff gemisinin 1945 yılında Sovyetler Birliği tarafından batırılışını konu edinen ''Kanser Yolunda'' (Krebsgang) romanı büyük ses getirdi. Eleştirmenler Grass’a bu zor konuyu ele alma cesaretinden dolayı övgüler yağdırdı.
Yıllar sonra gelen itiraf
2006’da yayımlanan otobiyografisi ‘‘Soğanı Soyarken‘‘ (Beim Häuten der Zwiebel) ise Almanya’da yeni tartışmalara neden oldu. Zira, bu biyografide Grass 1944’te SS mensubu olduğunu ilk kez açıkladı. Grass bu nedenle eleştirmenlerin etik değerleri ve inandırıcılığına yönelttikleri eleştiri oklarına hedef oldu.
İsrail’e eleştiri
Grass, 2007’de 80. yaş gününde ''büyük yazar'' unvanını geri kazanmıştı. Ne var ki 2012’nin Nisan ayına gelindiğinde ‘‘Söylenmesi Gerekenler‘‘ başlığıyla Alman gazetesi Süddeutsche Zeitung’da yayımlanan İsrail’i eleştirdiği şiiri Grass’a yöneltilen ‘‘politik bilinçten yoksun olma‘‘ ve antisemitistlik suçlamalarına neden oldu.
Muhalif kimlikli ve ''sağlam duruşlu'' bir yazar
Grass, 2013 yılının Aralık ayında ABD Gizli Servisi’nin gözetleme skandalına karşı ''Writers Against Mass Surveillance" (Yazarlar Kitlesel Gözetlemelere Karşı) başlığıyla yayımlanan bildiriye imza atanlardan oldu. Ünlü yazar, 87 yıllık yaşamı boyunca ‘‘muhalif‘‘ duruşunu korudu. © Deutsche Welle Türkçe