1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

G20'deki akreditasyon iptallerine tepki artıyor

12 Temmuz 2017

G20 Zirvesi'ni izlemek için başvuruda bulunan 5101 gazeteciden 32'sinin akreditasyonunun güvenlik endişesiyle geri çekilmesine yönelik tepkiler artıyor. Bu gazetecilerden dördünün Türkiye'den olduğu iddia edildi.

G20-Gipfel - Medienzentrum für Journalisten
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/C.Sabrowsky

Alman hükümet sözcüsü Steffen Seibert'in Hamburg'daki G20 Zirvesi’ni izlemek için başvuruda bulunan 5 bin 101 gazeteciden 32’sinin akreditasyonun "güvenlikle ilgili kaygılar" nedeniyle iptal edildiğini duyurmasına yönelik tepkiler büyüyor. Federal Hükümet'ten konuya açıklık getirmesi talep ediliyor.

Federal Emniyet Dairesi'nden konuya dair yapılan açıklamada akreditasyonların yapıldığı dönemde "devletin korunması hükmü"nün gündeme geldiği belirtilerek, Emniyet Dairesi ile Federal Basın Dairesi'nin "basın özgürlüğüne verilen önemle zirveye katılanların güvenliğinin sağlanması" arasında bir değerlendirme yaptığı ve söz konusu gazetecilerin zirveye akreditasyonun yapılması yönünde karar verdiği belirtildi.

Ancak daha sonra edinilen "güvenlik açısından kayda değer önemli bilgiler ve zirve ile ilgili güncel gelişmeler ışığında" yeni bir değerlendirmeye gidildiği ve 32 gazetecinin akreditasyonun geri çekildiği belirtildi.

Tagesschau internet portalında da polislerin Basın Merkezi'ne gazetecileri aldıkları sırada ellerinde iki sayfalık "Kara Liste"nin bulunduğu ve gazetecilerin bu listeye göre içeriye alındıklarına yer verildi.

Özdemir: Federal Hükümet şeffaf olmalı

Yeşiller Eş Başkanı Cem Özdemir Frankfurter Rundschau'ya yaptığı açıklamada, gazetecilerin "Kara Liste" uyarınca G20 akreditasyonlarının iptal edilmesinin ortaya çıkması halinde, bunun "inanılması güç bir prosedür" olacağını belirtti ve "Federal Hükümet hemen şeffaf olmalı ve verilerin korunması prensibine aykırı, basın özgürlüğüne yönelik bu kabul edilemeyecek müdahalenin nasıl olduğu konusunu açıklığa kavuşturmalı" dedi.

Federal Emniyet Dairesi ise kontrol noktalarındaki polislerin uygulamayı hayata geçirmek için akreditasyonu iptal edilen gazetecilerin isimlerini bilmek zorunda olduğuna işaret ederek, "Bu bilgi olmaksızın isimleri karşılaştırmaları söz konusu olamazdı. Bu nedenle akreditasyonla ilgili bir liste oluşturuldu ve giriş-çıkışlarda görev yapan güvenlik personeline verildi" dedi.

Süddeutsche: 32 gazeteciden dördü Güneydoğu'dan

Süddeutsche Zeitung ise konuyla ilgili haberinde, akreditasyonu iptal edilen 32 gazeteciden dördünün Türkiye'nin Güneydoğusu'nda çalışan gazeteciler olduğunu ileri sürdü. Gazete bu dört gazeteciden ikisinin foto muhabir olduğunu, ve 2014 yılında Diyarbakır'da kısa süreli gözaltına alındıklarını kaydetti. Terörle Mücadele Şubesi ekiplerinin söz konusu gazetecileri "casusluk ve provokasyon" iddialarıyla gözaltına aldığı belirtildi. Gazete, listede adı bulunan 32 gazetecinin çoğunun bu tür bilgiler ışığında "Kara Liste"ye girdiğini ileri sürdü.

Yeşiller eş Başkanı Cem Özdemir, bu iddiaya değinerek, "Yabancı gizli servislerin etkisiyle bu listenin oluşturulduğu şüphesi güçlenirse, bu eşi benzeri görülmemiş bir örnek olur. Federal hükümet Putin ve Erdoğan gibi bu dünyanın despotlarına ev sahipliği etmesi, bu insanların ülkelerinde olduğu gibi Almanya'da da basın özgürlüğünün kısıtlanabileceği anlamına gelmez" dedi.

Cem Özdemir Fotoğraf: picture-alliance/dpa/K.Nietfeld

Hür Demokrat Parti (FDP) Genel Başkan Yardımcısı Wolfgang Kubicki de iddiaların açıklığa kavuşturulmasını talep etti. Kubicki, açıklamasında, "Federal Basın Dairesi ile İçişleri Bakanlığı daha önce sorunsuz bir biçimde hassas alanlar da dahil içeri girmesine izin verilen gazeteciler konusunda sonradan nasıl böyle tuhaf bir fikir değişikliği yaşandığını açıklamakla yükümlü" dedi.

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü sözcüsü Michael Rediske açıklamasında, "Gazetecilerin böylesine damgalanması kabul edilemez" diyerek uygulamayı eleştirdi. 

© Deutsche Welle Türkçe

dpa/afp/HT/GA

 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik