YouTube yayınındaki ifadeleri nedeniyle en az 5 yıl hapis istemiyle yargılanan gazeteci Fatih Altaylı bugün ilk kez hakim karşısına çıktı. Mahkeme Altaylı'nın tutukluluğunun devamına karar verdi.

Davada bir sonraki duruşma 26 Kasım'da görülecek.

Altaylı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik tehdit içerikli sözler sarf ettiği iddiasıyla 22 Haziran'dan beri Silivri'deki Marmara Cezaevi'nde tutuklu bulunuyor.

Tutukluluğunun ardından cezaevinden gönderdiği mektupları "Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR" başlığıyla boş bir koltuk önünde okunan Altaylı'nın programı, YouTube Türkiye'nin hergün en çok izlenen yayınlarından oluyor.

Altaylı'nın bugünkü duruşmasını izlemek üzere, geçmişte birlikte program yaptığı Celal Şengör ve Murat Bardakçı gibi isimler de adliyeye geldi. Ayrıca eşi Hande Altaylı, kızı Zeynep Altaylı, Galatasaray Spor Kulübü Eski Başkanı Faruk Süren, CHP Genel Başkan yardımcıları Burhanettin Bulut, Deniz Atalar, CHP ve İYİ Parti'den milletvekilleri ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş Silivri'deki duruşma salonunda bulunuyordu.

Altaylı savunmasında ne söyledi?

Jandarma eşliğinde duruşma salonuna getirilen Altaylı,savunmasına "Silivrimize hoş geldiniz" sözleriyle başladı ve şöyle devam etti:

"Silivrimize diyorum çünkü kısa sayılmayacak bir süredir Silivri'de, yüksek güvenlikli bir cezaevi hücresindeyim. Bütün bir yazı burada geçirdim, sonbaharı burada karşıladım... Benim yaşlarıma gelip sevdiklerinizle, ailenizle, dostlarınızla geçirebilmeyi hayal ettiğiniz yazların sayısının azaldığını hissedince, her yaz daha değerli oluyor."

Hakkında "muhalif gazeteci" denmesine katılmadığını söyleyen Altaylı, "Eşim beni eleştirir, bana muhalefet midir bu? Ya da kızımın eleştirileri... Gençliğimizde, çocukluğumuzda anne babamız bizi eleştirirken bize muhalif miydiler? Ben muhalif değilim, ben sadece ve sadece hayal etme özgürlüğünü savunuyorum, farklı hayaller kurabilme özgürlüğünü" ifadelerini kullandı.

"Sayın Cumhurbaşkanı'nı tehdit ettiğim iddiasıyla yargılanmak üzere karşınızda bulunmak beni hem çok şaşırtıyor hem de çok üzüyor" diye konuşan Altaylı, suçlandığı konuşmasına dair savunmasında şunları söyledi:

"Sayın mahkeme heyeti, 2,5 - 3 dakikalık son derece iyi niyetli bir konuşmanın içinden 15 - 20 saniyelik bir bölümün kesilmesi ile bir sosyal medya lincine maruz kaldım ve Silivri'de küçük bir hücreye atıldım. O iki buçuk dakikayı lütfedip izleyen herkes, herhangi bir tehdit kastımın olmadığını görecek, anlayacaktır. 'Türk halkı sandığı sever' diye başlayıp öyle bitiriyorum. Demokratik bağlılığın Türk halkının iliklerine işlediğini anlatıyorum."

Mahkeme başkanı savunmanın ardından karar için duruşmaya verdi. Aranın ardından Fatih Altaylı'nın tutukluluğunun devam etmesine, bir sonraki duruşmanın 26 Kasım'da yapılmasına karar verdiğini duyurdu.

TBB Başkanı: Karar hukuksuz

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, duruşma sonrası Silivri'de cezaevi önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, "Bu duruşmada toplanacak herhangi bir delil kalmadı, zaten bir tane delil var o da 3 dakikalık konuşmanın dökümü. Biz avukatlar olarak tahliye gerektiği yönünde görüş birliği içindeydik. Ancak mahkeme bize göre hukuksuz biçimde tutukluluğun devamına karar verdi. Bu karar, 104 gündür tutuklu olan Fatih Altaylı'nın 45 gün daha böyle bir dosyadan tutuklu kalması gibi hukuki bir garabeti ortaya çıkacaktır" dedi.

Sağkan, "Bu tür hak mağduriyetlerine yargı eliyle sebep verilmemelidir. Tutuklamanın bu dosyaya hiçbir katkı vermeyeceği bilindiği halde (Fatih Altaylı) 45 gün daha burada tutsak bırakılmaya mahkûm edilmiştir" ifadelerini kullandı.

Duruşma öncesi YouTube kanalından mektubu yayınlandı

Fatih Altaylı, tutukluluğunun 104. gününde Silivri'den gönderdiği mektubunda bugünkü duruşma için "beyaz gömleğini yıkadığını", duruşmaya katılmak üzere cezaevine girişte emanete alınan kravatlarını gardiyanlardan istediğini anlattı.

Altaylı bugünkü duruşmanın başlamasına saatler kala yayınlanan mektubunda, Ayşe Barım'ın tahliyesine de değinerek, bu gelişmenin Silivri'de "bayram havası" estirdiğini söyledi, "mutluluktan ağladığını" yazdı.

Gazeteci Altaylı'nın mektubunu kaleme almasından sonra İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine menajer Ayşe Barım'ın yeniden tutuklanmasına karar vermişti.

DW,ANKA / MUK,BÜ