'Gazetecilik suç değildir'
27 Kasım 2015Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile Ankara Temsilcisi Erdem Gül hakkında MİT tırlarıyla ilgili haber yaptıkları için alınan tutuklama kararı Türkiye genelinde protesto edildi. Ankara’da “Gazetecilik Suç Değildir” pankartıyla Dündar ve Gül’e destek için yürüyenlere polis biber gazı ile müdahale etti.
Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmasını protesto edenler İstanbul’da Cumhuriyet Gazetesi’nin binası önünde toplandı. Dündar ve Gül’le dayanışma içinde olduklarını göstermek için “Gazetecilik Suç Değildir” sloganları atan kalabalığa CHP’li milletvekilleri ve HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ da destek verdi. Basın mensuplarına açıklama yapan Dündar’ın eşi Dilek Dündar, “Bu, Can’a takılmış bir şeref madalyasıdır. Gurur duyuyoruz. Can’ın herkese selamı var” dedi. Gazete binasının önünde Erdem Gül’ün babası Ziya Gül de vardı. Ziya Gül buradaki konuşmasında “Yaşadığımız Türkiye’de savaş politikalarının sonucu olarak birileri bir şeyleri halkın gözünden gizlemek istiyor. Özgür basının mensupları bu sırları açığa çıkarmak istemiştir. Birilerinin ayıbı görülmüştür. Can ve Erdem tutuklanmıştır. Olay hukuki değil, siyasidir. Aydınlık Türkiye’ye ilişkin umutlarımız sürüyor” diye konuştu. Gazete önündeki kalabalık arasında bulunan sanatçı ve yazar Zülfü Livaneli ise tepkisini “Hep mi bunlarla uğraşacağız. Bütün hayat böyle mi geçecek” sözleriyle ortaya koydu. Yüzlerce kişi Cumhuriyet Gazetesi binası önünde ellerinde gazeteleriyle nöbet tutarak tutuklama kararını protesto etti.
Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanması kararı Ankara’daki Cumhuriyet Gazetesi binası önünde de protesto edildi. Ankara’da neredeyse bütün gazeteciler “Gazetecilik suç değildir” pankartıyla sokağa çıktı. Ankara’daki protesto için gazete binasına yürümek isteyen eylemcilere Yüksel Caddesi’nde polis biber gazı sıktı. Sakarya Caddesi’nde toplanan kalabalık, Atatürk Bulvarı üzerindeki Çankaya Belediyesi’ne yürüyüp buradan da belediyenin tahsis ettiği araçlarla gazete binasına gitmek istedi. Gazetecilerin bulvara geçişine izin vermeyen polis ise kalkan cop ve gazla grubu dağıtmak istedi. Müdahale sırasında biber gazından CHP Grup Başkanvekili Levent Gök de etkilendi.
“Erdoğan ve AKP yargılanmalı”
Ankara’daki protestoya katılanlardan Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay, DW’ye tutuklama kararını ve Türkiye’de basın özgürlüğünün geldiği noktayı değerlendirirken, Türk yargısının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘esiri’ olduğunu belirtti ve şöyle konuştu:
“Can Dündar ve Erdem Gül, herkes tarafından açık açık seslendirilen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile AKP Hükümeti’nin terör örgütü IŞİD’e verdiği desteği belgeleriyle kanıtlandıkları için yargılanmaktadır. IŞİD’e silah gönderilmesi ve bu örgüte nasıl militan sağlandığına ilişkin süreçleri tartışmasız gerçeklerle kamuoyu ile paylaşan iki gazetecinin haberleri nedeniyle Erdoğan ve AKP hükümetinin yöneticilerinin uluslararası mahkemelerde yargılanması gerekirken, tersi oldu ve iki meslektaşımız ağır suçlamalarla hakim karşısına çıkmak zorunda bırakıldı. Bütün dünya Türkiye’de nasıl bir despot yönetim var bunu izliyor. Gazetecilere baskıdan vazgeçmeyen bir yönetim, demokrasiyi hiç umursamadığını diktatör uygulamalara bağlılığını ilan etmiştir. ”
“İnadına gazetecilik diyoruz ve meslektaşlarımızın arkasındayız” diyen Abakay, “Anlaşılmaktadır ki, bu ülkede işini yapan istisnasız herkes Erdoğan ve AKP tarafından düşman olarak görülüp, susturulmak ve hatta yok edilmek istenmektedir. Karşı karşıya kaldığımız baskılar sadece basına yönelik değildir. Bu baskılar; düşünmeyen, konuşmayan ve hakkını savunamayan antidemokratik bir toplum yaratmak isteyenlerin politikalarıdır” diye konuştu.
“İktidarın derdine bak”
Ankara’da herkesin sokağa döküldüğü protesto eylemine katılanlardan biri de Fox TV Ankara Temsilcisi Sedat Bozkurt’tu. Gazeteci Bozkurt, DW’ye Dündar ve Gül’ün tutuklanmasının gazetecilerde yarattığı duyguları anlatırken “Herkes mutsuz ve umutsuz. Baskılar öyle çoğaldı, öyle çoğaldı ki; insanlar patladı artık. Ankara, bugüne kadar gördüğü en kalabalık protestolardan birini gördü. Kimse bir şeylerin düzeleceğine inanmıyor, iyi umutlar beslemiyor ama artık tepkisini açıkça gösteriyor” dedi. “İşi yapan herkes içerde. Eli kalem tutanlar; yazmasın, sorgulamasın, düşünmesin, konuşmasın. İktidarın derdine bakar mısınız. Hani yüzde 50 almıştın. Hani küçük gazetelerle, az satan gazetelerle uğraşmıyordun. Kendi koskoca medya havuzunu bırakıyorsun, işini-gücünü yapan gazetelerle, gazetecilerle uğraşıyorsun” çıkışında bulunan Bozkurt, Türkiye’de basın özgürlüğü ve demokrasi açısından ‘geri dönüşü olmayan bir yola girildiğini’ söyledi. Sedat Bozkurt, “Gazeteciler sokağa çıkıyor, polis de çıkıyor. Polisler gazetecinin üzerine salınıyor. Bu korku imparatorluğunda gazetecileri susturmaya çalışmak iktidarın acizliğinden başka şey değildir. İktidar bir an önce kendine gelmelidir” uyarısında da bulundu.
İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde mahkemeye çıkan Can Dündar ve Erdem Gül, Türk Ceza Kanunu’nun 314/2.maddesine göre ‘teröre yardım ve yataklık’, 328. maddesine göre ‘siyasi ve askeri casusluk amacıyla gizli bilgileri temin etmek’ ve 330.maddesine göre ‘siyasi veya askeri casusluk amacıyla gizli kalması gereken belgeleri açıklamak’ suçlamalarıyla yargılanmak üzere tutuklanmışlardı. Mahkemenin tutuklama kararının ardından iki gazeteci Silivri Cezaevi’ne götürülmüştü.
© Deutsche Welle Türkçe
Hilal Köylü