Hülya Şellavcı’yı ölüme götüren ihmaller
24 Ekim 2022İzmir’de boşanma dava açtığı gerekçesiyle Kaffar Yeğin tarafından vurularak öldürülen iki çocuk annesi Hülya Şellavcı cinayetinde kamu görevlilerinin ihmalini gösteren yeni bilgiler ortaya çıktı. Mahkemenin verdiği tedbir kararını 5 kez ihlal eden Kaffar Yeğin’in Hülya Şellavcı’ya yönelik “Göreceksin, öldüreceğim seni” şeklinde tehditlerinin polis kayıtlarına girdiği anlaşıldı. Hülya Şellavcı ise savcılıktan “can güvenliğim sağlansın” talebinde bulundu. Ancak katil zanlısı hakkında ne elektronik kelepçe kararı çıktı ne de zorlama hapsi kararı verildi.
İzmir’in Karabağlar ilçesinde esnaflık yapan 52 yaşındaki Hülya Şellavcı’nın, 6 ay önce evlendiği Kaffar Yeğin’den (59) boşanmak istemesi üzerine öldürülmesi olayının üzerinden iki gün geçti. Katil zanlısı olarak aranan Kaffar Yeğin, henüz yakalanamadı.
DW Türkçe, mahkemeden aldırdığı uzaklaştırma ve iletişim araçlarıyla rahatsız etmeme kararı 5 kez ihlal edilen Hülya Şellavcı’nın öldürülmesindeki kamu görevlilerinin ihmallerini gösteren yeni belgelere ulaştı. 25 Eylül’de boşanma davası açan Hülya Şellavcı’ya ilk saldırı 1 Ekim’de işyerinde yaşandı.
‘Göreceksin seni öldüreceğim’
Hülya Şellavcı, burada darp edilmesini Bornova İlçe Emniyet Müdürlüğü Aile İçi Şiddetle Mücadele Büro Amirliği’nde şöyle anlattı:
“Kaffar Yeğin, 1 Ekim günü saat 15:00 sıralarında işyerime geldi. Bana, ‘bugün ikimizden biri bitecek, ya sen öleceksin ya ben öleceğim. Her şeyi göze aldım. Sen beni bitirdin zaten, evden kovdun’ dedi. Ben de ‘Seni evden kovmadım, sen bana hakaret edince ne yapmamı bekliyorsun, bu işi sen bitirdin ben değil’ dedim. Kaffar da masaya yumruğunu vurdu, ‘sen beni tahrik ediyorsun, bugün bu iş bitecek ya sen öleceksin ya da ben’ diyerek tehdit etti. Elimi kaldırarak ‘sen beni neden tehdit ediyorsun’ dedim. Ayağa kalktı, elime vurdu. Ben de kaçmaya çalıştım. Arkamdan gelerek sırtıma eliyle vurdu. Beni darp etmeye başladı. Telefonumda kurulu KADES uygulamasını kullanarak polisten yardım çağırmak istedim. Telefonu alıp fırlattı. O sırada elini cebine soktu, bir şey çıkarmaya çalıştı. Ancak hiçbir şey çıkaramadı. Ama cebinde sürekli çakı taşırdı. Bu yüzden çakı ile bana zarar vereceğini düşündüm. ‘Emel polisi ara çabuk' dedim. Kaffar olay yerinden kaçarken ‘O.. göreceksin öldürecem seni, bitirecem seni' dedi.”
Tedbire rağmen tehdit telefonları dinmedi
Bu olay üzerine İzmir 16. Aile Mahkemesi, 3 Ekim’de Kaffar Yeğin’in Hülya Şellavcı’nın işyerine, aile konutuna yaklaşmaması, iletişim araçlarıyla rahatsız etmemesi yönünde tedbir kararı aldı. Ancak Kaffar Yeğin, 8 Ekim’de Hülya Şellavcı yokken işyerine geldi. 9, 10 ve 11 Ekim günlerinde yine tedbir kararına uymayarak Hülya Şellavcı’yı telefonla aradı, tehdit etti. Şellavcı, her olay sonrasında karakola giderek şikâyetçi oldu. Ancak Kaffar Yeğin gözaltına alınmadı.
Savcılıktan can güvenliği istedi
Emniyetten sonuç alamayan Hülya Şellavcı, 12 Ekim’de bu kez İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Şellavcı, burada verdiği ifadede özellikle “can güvenliğinin sağlanmasını” istedi.
Diğer yandan Hülşa Şellavcı’nın avukatı Ensar Aktürk, İzmir 16. Aile Mahkemesi’nden zanlı hakkında tedbir kararına uymadığı gerekçesiyle zorlama hapis cezası verilmesini istemişti. Mahkeme ise sanığın savunmasının alınmadığı gerekçesiyle talebi reddetmiş 15 Aralık’a duruşma günü vermişti. Buna ilişkin verilen dilekçenin ayrıntısında “yeni bir kadın cinayeti yaşanmaması adına hassasiyetle karar alınsın” talebi dikkat çekti.
‘Ortalık zehir olmasın’ mesajı atmış
Diğer yandan savcılık ve mahkeme dosyalarına sunulan Kaffar Yeğin’in tehdit mesajları ortaya çıktı. Mesajlarda, Yeğin, kendisinden boşanmak isteyen Hülya Şellavcı’yı “Ne olur yapma, ortalık zehir olmasın” diyerek tehdit etti. 9 Ekim’deki mesajda ise boşanma davasını geri çekmesini isteyen Yeğin, aksi durumda daha kötü olacağını belirtiyor.
Avukatına: ‘Aradan çekil, zarar edersin’
Kaffar Yeğin, Hülya Şellavcı’nın aynı zamanda damadı olan avukat Ensar Aktürk’ü de tehdit etti. Aktürk’ü arayan Yeğin, “Bu olaydan çekil, zarar edersin.
Bunu sana söyleyeyim. Yav ben cezaevindeysem, iki üç ay sonra çıkacağım, o zaman nereye kaçacaksın. Sen kiminle konuşuyorsun, 10 yıl yatmış adamlarla konuşuyorsun” dedi.
Kamu görevlileri hakkında suç duyurusu
Hülya Şellavcı, bugün İzmir’de düzenlenen cenaze töreninin ardından Karabağlar Mezarlığı’na defnedildi. Avukat Ensar Aktürk, cinayette ihmali olan kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı. DW Türkçe’ye konuşan Avukat Öztürk, “Sorumlular belli. Evet, katil var bir tane ama katili engellemeyen insanlar var. İşini doğru yapmayan insanlar var. Tedbir kararını 4 kere ihlal eden birine tazyik hapsinin uygulanmamasının hiçbir mantıklı cevabı olamaz. O yüzden o kişiler hakkında elimizden geleni sonuna kadar yapacağız. Hâkim, savcı, polis kimse, onları o makamlarda görmek istemiyoruz, yeter artık” dedi.
‘Elektronik kelepçe takılsa cinayet işlenmeyecekti’
Zanlının Almanya’da yaşadığı sırada eşine şiddet uyguladığı için cezaevinde yattığını öğrendiğini kaydeden Aktürk, zanlı hakkında elektronik kelepçe takılması ve adli kontrol kararlarının uygulanması halinde böyle bir cinayetin kesinlikle işlenmeyeceğini belirtti. Aktürk, “Tazyik hapsi uygulansaydı, belki hapis şartlarını görecek ve belki vazgeçecekti” diye konuştu.
Hâkimin zanlı hakkında 3-10 gün arasında tazyik hapsi uygulama yetkisi olduğuna işaret eden Aktürk, şöyle devam etti:
"O kadar delil var dosyayada. Üç tane kolluk ifadesi, iki tane savcı mütalaası, bir avukat de talebi, bir Anayasa Mahkemesi ihlal kararı var. Bunlar olmasına rağmen uygulamıyor. Ardından tabi ki ihlaller devam ediyor. 3. İhlal Karabağlar Emniyeti tarafından savcılığa bildirilmiyor. Çünkü karşı tarafın ifadesini almıyor. Neden almıyor? Karşı tarafı arıyorlar telefonla, ifadeye gidin diyorlar, karşı taraf şehir dışındayım diyor.”
‘Polis ifade için 4 saat bekletti'
Avukat Öztürk, 4. ihlalden sonra dahi emniyetin olayın üzerine gitmediğini savunarak, şu açıklamaları yaptı:
“4. ifademizi geçen hafta Pazar günü zorla veriyoruz. Müvekkili 4 saat Karabağlar Aile İçi Şiddet Bürosu’nda bekletiliyor. Çünkü kolluk, telefondaki iletişimi tehdit olarak algılamıyor. ‘Evet, tedbir vermiş mahkeme ama telefonuna mesaj atmış, video atmış, şarkı atmış, ne var bunda’ gibi bir yaklaşımla 4 saat ifadesini almıyor. Pazar günü ben öğrendikten karakola gidince, avukat karşılarında görünce o zaman ifadesini alıyorlar. Ve karşı tarafı arıyorlar, şehir dışındayım diyor, yine ifadesini almıyorlar. Aslında bu durumda yapması gereken kolluğun savcılığa bilgi vermesiydi. Savcılık da yakalama kararı çıkartacak, zorla getirecek, ifadesini alacaklardı. Ama yapmadılar, kaçındılar. Elimizden geleni yaptık, ama maalesef kimse elimizden tutmadı. Destek olmadı.”
Avukat Ensar Öztürk, katil zanlısı hakkındaki yakalama kararının dahi olaydan 20 saat sonra çıkarıldığını belirterek, Kaffar Yeğin’in yakalanmaması nedeniyle kendilerinin de tehlike altında olduğunu bildirdi.