"Halepliler dünya politikasının ağına takıldı"
11 Ağustos 2016 Almanya'da AKP taraftarı Türk kökenlilerin Gülen cemaati yanlılarına yönelik boykot çağrısında bulunduğu iddia ediliyor. Gülen cemaatine bağlı olan firmaların ölüm tehditleri aldığı öne sürülüyor. Stuttgarter Nachrichten gazetesinde konuya ilişkin bir yorum yer alıyor:
"Türkiye'deki başarısız darbe girişiminin yarattığı fırtınalar ürkütücü bir hızla Almanya'ya ulaşıyor. Stuttgart gibi büyük şehirlerde bugün 160 farklı ülkede kökenleri bulunan insanlar yaşıyor. Türkler gibi büyük grupların memleketlerindeki iç çatışmaları buraya taşımaları halinde, bu kentlerde barışın devamlı kılınması imkansız hale gelir. Hele ki skandal bir şekilde Türk hükümeti de bu olanları desteklerse... Polis ve yargı suç veya suça çağrı oluşturan tüm girişimlerin üzerine büyük bir sertlikle gitmelidir. Ayrıca Alman politikacıların da bu konuda açık bir mesaj vermesi gerekir."
Handelsblatt gazetesi, isyancılar ile Suriye Ordusu arasında çatışmaların sürdüğü Halep'i taşımış yorum sütunlarına:
"Halep halkı dünya politikasının geniş ağına takıldı. Suriye iç savaşında iyi ile kötü, ılımlı ile radikal isyancılar arasındaki sınırlar çoktan kayboldu. Halep'teki dram da bunun bir göstergesi. Suriye'de El Kaide'nin bir kolu olan ve adını Fetih El Şam olarak değiştiren El Nusra çatısı altında bütün muhalifler birleşti. Artık Suriye'deki çatışmaların geleceğini askeri müdahalelerin belirleyeceği ortaya çıktı. Hesap şu: Siyasi çözüm, askeri olarak ortaya çıkan koşullara uydurulacak. Dolayısıyla aylar öncesinde Cenevre'de başlayan barış müzakerelerine karşı beslenen bütün umutlar boşa çıktı. Ne var ki ABD ve Avrupa, bu askeri kararı başkalarına bırakmaya karar verdi."
Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, Almanya'da yabancılar yasasının sertleştirilmesi, polis mevcudiyetinin artırılması gibi önlemleri içeren yeni iç güvenlik paketini kamuoyuna tanıttı. Hessische Niedersaechsiche Allgemeine gazetesi çifte vatandaşlığın kaldırılması taleplerine ilişkin bir yoruma yer veriyor:
"Brüksel metrosunda kendisini havaya uçuran saldırgan acaba öncesinde pasaportuna bakmış mıdır? Şayet baktıysa elindeki pasaportun bir Belçika pasaportu olduğunu görmüştür. Bu adam, büyüdüğü ülkenin pasaportuna sahipti. Pasaportu onu kendisini ve başka insanları öldürmekten alıkoymadı. Vatandaşlığın radikallik veya şiddet eğilimli olmakla ne ilgisi var? Hiç! Uyum kafada başlar; pasaportta değil. Bu nedenle çifte vatandaşlığın kaldırılması yönündeki girişimler sadece sembolik bir anlam taşıyor. Çifte vatandaşlığı olanları zan altında bırakıyor ve çok sayıda insanda huzursuzluk yaratıyor. Ancak ülkeyi daha güvenli hale getirmiyor."
Nürnberger Nachrichten gazetesindeki yorumda ise burka yasağı ve çifte vatandaşlığın iptal edilmesi gibi uygulamaların terörle mücadelede faydalı olmayacağı görüşü dile getiriliyor:
"Polis ve yargının tutarlı ve sakin çalışmaları IŞİD'e verilecek en doğru yanıt olur. Burkayı yasaklamak veya çifte vatandaşlık hakkını iptal etmek, genç Müslümanların adalet duygusunu zedeler ve onları IŞİD'e üye kazandırmak isteyen çevrelere açık hale getirir. IŞİD, Batı'yı Müslümanlar ve inançsızlar olarak bölmek istediği için buna verilecek en doğru karşılık uyumda ilerleme sağlamaktır. Evet, bu güvensizlik anlamına geliyor. Ama birçok insan zaten buna alışmış durumda."
© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen: Başak Özay