1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
FelaketTürkiye

Hastaneler depremlere karşı ne kadar güvenli?

24 Şubat 2023

Depremler sağlık kuruluşlarının ne derece dayanıklı oldukları sorularına yol açarken, başkent Ankara’da da Dr. Sami Ulus Çocuk Hastanesi gibi hala güçlendirilmeyen hastaneler bulunuyor.

Ankara'daki Sami Ulus Çocuk Hastanesi
Sami Ulus Çocuk Hastanesi Fotoğraf: Gülsen Solaker/DW

Kahramanmaraş merkezli depremlerde binlerce konutun yanı sıra bazı hastanelerin de yıkılması öncelikli olarak güvenli olması gereken sağlık kuruluşlarının depreme karşı ne derece dayanıklı oldukları sorularına yol açtı. Başkent Ankara'da da Dr. Sami Ulus Çocuk Hastanesi gibi hâlâ güçlendirilmeyen hastaneler bulunuyor.

6 Şubat depremlerinde İskenderun Devlet Hastanesi'nin yoğun bakım binasının yıkılması sonucu hastalar, yakınları ve sağlık çalışanları dahil çok sayıda kişi hayatını kaybederken Kahramanmaraş Göksun'daki Devlet Hastanesi de deprem nedeniyle girilemez hale gelmişti. Deprem illerinde başka bazı kamu ya da özel sağlık kuruluşları ile aile sağlık merkezleri de zarar görmüştü. 

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Halk TV yazarı, gazeteci İsmail Saymaz'a yaptığı açıklamada, deprem bölgelerinde yıkılan hastanelerin eski yönetmeliklere göre yapılanlar olduğunu belirterek "Kamunun da özelin de vatandaşın da bu tip binaları oldukça fazla. Mesela Ankara'da Sami Ulus ve Dışkapı hastaneleri var" demişti. Bu iki hastanenin yerine 600'er yataklı hastane planlandığını da söyleyen Koca, "Eski binalar olduğu için yıkıp yapmak gerekiyor. Bunu genelleştirmek lazım" ifadelerini kullanmıştı.

Fahrettin Koca Fotoğraf: Aydin Üstünel/DHA

2011 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konan ve 2012-2023 yıllarını kapsayan Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı ile Türkiye'nin kamu binaları dahil yapı stoğunun iyileştirilmesi ve güçlendirilmesi hedefleniyordu. Ancak zaman içinde bu hedefin ne kadar gerçekleştirildiğine ilişkin eleştiriler bulunuyor.

DW Türkçe'nin ulaştığı bir rapor da öncelikli olarak sağlam olması gereken hastanelerle ilgili güçlendirme ya da yıkılarak yeniden inşa sürecinin çok da hızlı işlemediğini gösteriyor.

Ankara'nın köklü hastanelerinden Sami Ulus Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi için 2017 yılında hazırlanan deprem dayanıklılık raporunda hastane binasının güçlendirilmesi gerektiği uzmanlarca önerilse de geçen zaman içinde ne güçlendirme ne de binanın yıkımına dair somut bir adım atıldı.

2017'de güçlendirme ya da yıkım önerilmiş

Kent merkezine uzak bölgelerde inşa edilen iki şehir hastanesinin açılmasının ardından merkezdeki hastanelerin kapatılmak istenmesine karşılık meslek kuruluşları bu hastanelerin güçlendirilerek korunmasını talep etmişti. Bu eleştirilerin ardından ise hükümet merkezdeki bazı hastaneleri koruyacağını belirtmişti.  

Bakan Koca da 13 Aralık 2022'de bakanlığının bütçesi ile ilgili TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada şehir merkezindeki hastanelerin kapatılmayacağını ve Sami Ulus hastanesinin en geç 4 ay içinde yıkılarak yerine 300 yataklı yeni bir hastane yapılacağını söylemişti. 

Ancak hastanenin güçlendirilmesi ya da yıkılması gerektiğine ilişkin karar uzmanlarca hazırlanan 2017 tarihli  teknik raporda görülebiliyor. Haziran 2022 ayında uzmanların Ankara İl Sağlık Müdürlüğü'nün hastaneye gelerek yaptığı incelemenin ardından kaleme alınan yazıda, hastanenin A, B, C ve D blokları için 2017'de deprem performans analizi yaptırıldığı hatırlatılıyor ve o dönemde çıkan sonuç şöyle özetleniyor:

Fotoğraf: Ankara Provinzdirektion für Gesundheit

"Üniversite onaylı deprem performans analiz sonuçları incelendiğinde binalara (yığma yapı olan A, B ve D) güçlendirme gerektiği, ancak yapıların yaşı, ekonomik ömürlerini doldurmuş olmaları, binaların güncel yönetmeliklere uygunluğu noktasında yetersiz kalması göz önüne alındığında güçlendirilmelerinin rasyonel ve ekonomik bir çözüm olmayacağına, idarenin takdiri ile yıkılmasının uygun olacağına kanaat getirildiği görülmektedir."

Aynı raporda betonarme yapı olan C Blok için ise "deprem halinde göçme durumu performans seviyesinde olduğunun tespit edildiği" denilerek ancak yapının yaşı, inşaat kalitesi, düşük beton dayanımı, yetersiz donatı kullanılmış olması, yapının ekonomik ömrünü doldurmuş olduğu ve güncel yönetmeliklere uygunluğu konusunda yetersiz kalması nedeniyle güçlendirilmesinin rasyonel ve ekonomik bir çözüm olmayacağı kaydediliyor.

Ankara her ne kadar birinci ya da ikinci deprem bölgesinde bulunmasa da yapıların dayanıklı olması sadece depreme karşı değil normal zamanlar için de öneriliyor.

1963 yılında hizmete giren ve ilk başhekiminin ismini taşıyan Dr. Sami Ulus Hastanesi'nde şu an için ameliyat yapılmıyor ancak yatan hasta kabul ediliyor. Sadece Ankara'nın değil Türkiye'nin en eski ve köklü çocuk hastanesi olan Dr. Sami Ulus, Etlik Şehir Hastanesi'nin açılmasının ardından atıl duruma getirilmişti.  

Hastaneler ne kadarı dayanıklı? 

Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye genelinde 1534 hastane bulunuyor. Bunların 900'ü bakanlığa bağlı, 68'i üniversite hastanesi ve 566'sı ise özel hastane. Bu hastanelerin ne kadarının depreme hangi derecede dayanıklı olduğu ise tam olarak bilinmiyor.

Son yıllarda inşa edilen hastanelerin yeni yönetmeliklere göre yapıldıkları için depreme karşı dayanıklı olduğu belirtiliyor.

Meslek kuruluşları ise kendilerinin hastanelerin yenilenmesine karşı olmadığını ancak ülke değerlerini temsil eden şehir merkezlerindeki geleneksel binaların yıkılması yerine günümüz teknolojisi ile güçlendirilmesinin daha iyi bir tercih olacağını vurguluyor.   

Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği'ne göre hastane ve okul gibi kamu binalarının 'bina önem katsayısı' diğer binalara göre daha yüksek. Hastane, dispanser, aile sağlığı merkezleri, PTT, haberleşme tesisleri, ulaşım istasyonları ve terminalleri, enerji üretim ve dağıtım tesisleri, vilayet, kaymakamlıklar ve belediye yönetim binaları, ilk yardım ve afet planlama istasyonlarının yapı önem katsayıları en yüksek değer olan 1.50 ile ölçülüyor.

Gülsen Solaker Dış politika ve iç siyasi gelişmeler ağırlıklı olarak 1997’den beri çalışan gazeteci.