1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Hayatta kalan Nazi kurbanları giderek azalıyor

27 Ocak 2011

Bugün Almanya’da Nasyonal Sosyalizm Kurbanlarını Anma Günü. Ancak bu dönemin görgü tanıkları giderek azalıyor. Özellikle nasıl hayatta kalmayı başardıklarını anlatabilecek kurbanların sayısı çok az.

Fotoğraf: AP/DW

Berlin’deki Yahudi cemaatinin üyelerinden Rolf Joseph Nazi terör devrini yaşayıp bugüne kadar hayatta kalan az isimden biri. 1920 doğumlu Joseph, hayatı boyunca Berlin’de yaşamış. Bu kulağa çok sıra dışı gelmiyor. Ama 90 yaşındaki Alman Yahudi’nin hikâyesinin özelliği, Nazi terörü sırasında Berlin’i hiç terk etmeden hayatta kalabilmeyi başarmış olması. Rolf Joseph “Bu hikâyeler unutulmaya yüz tutuyor” diyerek, yaşadıklarını çocuklar ve gençler ile paylaşıyor.

Siyah kadife takım elbisesiyle kanepede oturan Rolf Joseph, kucağındaki fotoğraf albümüyle, gençliğinden hatıraları yâd eden sevimli bir ihtiyarı andırıyor. Ancak albümdeki fotoğraflar, geçmişin acı hatıralarının belgeleri:

„Bakın, bu Davut yıldızı, bunu kıyafetlerimize dikmek ve hep üzerimizde taşımak zorundaydık. Sokaklarda hep denetçiler dolaşırdı ve bu yıldızı iğneyle tutturanları yakalarlarsa, sonrasında bu kişileri bir daha görmezdik.”

Hep kurtulmayı başarmış

Birkaç hafta önce 90'ıncı doğumgününü kutlayan Rolf Joseph’in hayatta olması bile aslında bir mucize. Berlinli bir Yahudi olarak, Naziler tarafından tutuklanmasına, toplama kampına gönderilmesine ve öldürülmesine ramak kalmasına rağmen, hep kurtulmayı başarmış.

Fotoğraf: AP


Berlin'in Wedding semtinde büyüyen Joseph, daha 12 yaşındayken, başına geleceklerin farkına varmaya başladığını söylüyor.

„1933'te sınıfa yeni bir öğretmen geldi. İlk günden Nasyonal sosyalistlere bağlı paramiliter askerî örgüt SA’nın üniformasıyla geldi okula. Yönelttiği ilk soru ise şuydu: ‘Bu sınıfta Yahudi var mı?’ Daha parmak kaldırırken, artık yüzümün pek gülmeyeceğini hissetmiştim. Ondan sonra da zaten her gün beni tahtaya çağırıp dövdü.”

Auschwitz yolunda firar

Rolf Joseph ayaklı tarih. Anne babasının 6 Haziran 1942’de Theresienstadt Toplama Kampı’na götürülüşünü, onları o gün son kez görüşünü, birkaç ay sonra sokakta tutuklanarak haftalarca Gestapo tarafından sorgulanmasını, gördüğü işkenceleri, basit ve anlaşılır kelimeler seçerek anlatıyor.

„Sonra Auschwitz yolu gözüktü. Bu dehşet vericiydi. Altı genç, zincirlerle bağlıydık. Bizim vagonda 50 kadın ve çocukları da vardı. Ağlayışları, çığlıkları korkunçtu. Genç bir Hollandalı çocuklara ‘siz nereye gittiğimizi bilmiyorsunuz, eğer böyle zincirlenmiş bir şekilde Auschwitz'e varırsak, doğrudan gaz odalarına gönderiliriz’ dedi.”

Fakat daha önce bir kerpeten bulan Rolf Joseph, kelepçelerini açmayı başarmış. „Hiçbir şey umurumuzda değildi." diyen Joseph, seyir halinde olan trenden atladıklarını anlatıyor.

Hikâyesini sayısız kez anlatmış olan Rolf Joseph, okullarda çocuklara ve gençlere Davut yıldızını, kızıl hastalığına yakalandığı bahanesiyle yatırıldığı Yahudi hastanesinin fotoğraflarını gösteriyor. Naziler kendisini almaya geldiği zaman, hastanenin ikinci katından atlayarak, zedelenmiş belkemiğiyle kaçan Joseph, daha sonra erkek kardeşiyle Mieze adlı hurdacı bir kadının yanında üç yıl boyunca saklanmış. Savaşın bitmesine kısa bir süre kala gammazlanmış ve polis tarafından tutuklanmış.

„Polis karakoluna yaklaşık 200 metre kala döndüm, dedim ki ‘bakın, beni buracıkta vurabilirsiniz, çünkü şimdiye kadar başıma gelenleri tekrar yaşayacak takatim kalmadı.’ Beraberimdeki iki polis durdu ve beni serbest bıraktı. Savaşın sona ermekte olduğunun farkındalardı ve kaçmama izin verdiler.”

Fotoğraf: dpa


Tecrübelerini gençlerle paylaşıyor

Rolf Joseph, vatanı olan Berlin’de kalmış. Hâlâ Berlin’in kendine özgü şivesiyle konuşuyor, hatta bu şive sayesinde Yahudi olduğunun anlaşılmadığını söylüyor. Günümüzde ise başkentteki gençlere, belki de başka bir kaynaktan öğrenemeyecekleri tecrübelerini anlatıyor.

„Örneğin gençlere sadece altı milyon Yahudi’nin öldürüldüğünü anlatıyorlar. Ben ise Hitler’in sadece Yahudileri değil, yarım milyon Roman’ı, homoseksüel erkekleri, hatta ‘boşuna doyurmaya gerek yok’ diyerek zihinsel özürlü Alman çocukları da katlettiğini anlatıyorum, Almanya'nın o dönem nasıl bir yer olduğu konusunda gençleri aydınlatıyorum.”

"Hayatta kalmak şanstı"

Rolf Joseph’in oturma odasındaki kütüphanede Federal Liyakat Nişanı çerçeve içinde duruyor. Başbakan Angela Merkel’in okullardaki angajmanı nedeniyle kendisine yazdığı teşekkür mektubu da, Rolf Joseph’in konuklarına göstermekten zevk aldığı bir belge. Hatta bir okuldaki öğrenciler, anlattıklarından o kadar etkilenmiş ki, hikâyelerini bir kitap haline getirmişler. Kitabın adı “Devam etmek zorundayım”. Rolf Joseph de, yaşı ve sağlığı elverdiği sürece, yaşadıklarını ve nasıl hayatta kaldığını anlatmaya devam edeceğini söylüyor. 90 yaşındaki Berlinli Yahudi özellikle bir noktaya vurgu yapıyor ve „Bütün yaşananlara rağmen hayatta kalabilmek bir kahramanlık değildi, sadece şanstı.” diyor


© Deutsche Welle Türkçe

Ursula Voßhenrich / Çeviren: Aydın Üstünel

Editör: Beklan Kulaksızoğlu

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik

Bu konuda daha fazla içerik