1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

HAZ: Johnson'un yükselişi İngiltere'nin çöküşü

24 Temmuz 2019

Alman basını, İngiltere’de May'in halefinin Boris Johnson olmasını ve Almanya’da bir Eritreli'nin maruz kaldığı ırkçı silahlı saldırıyı yorumluyor.

Fotoğraf: Reuters/T. Melville

İngiltere'de Theresa May'den boşalan başbakanlık koltuğunu, Muhafazakar Parti'ye genel başkan seçilen Boris Johnson devralıyor. Hannoversche Allgemeine Zeitung Johnson'u bu görevde çok zorlu günlerin beklediği görüşünde:

"Boris Johnson'un tarihi yükselişi, İngiltere'nin tarihi çöküşü anlamına geliyor. Dünya siyasetindeki çalkantılı dalgaların ortasında her daim bir kaya gibi durmayı başarabilmiş olan ülkenin kendisi şimdi bir sorun teşkil ediyor. Yeni başbakan nasıl bir yol izleyecek? Karmaşık durumlara ve gerçeklere karşı hep mesafeli durmayı adet edinmiş biri olarak izlemeyi düşündüğü bir pusulası var mı? Önceden göreve yeni gelen hükümet başkanlarına işe alışmaları için 100 gün süre tanınırdı. Johnson'un böyle bir zamanı yok. Zira dünya, onun Avrupa karşıtı yüzeysel seçim kampanyasında göstermeye çalıştığı gibi basit bir yer değil."

Stuttgarter Nachrichten de Boris Johnson ile ilgili yorumunda yeni başbakan için en önemli sınavın Brexit sürecinin tamamlanması olduğunu belirtiyor:

"Muhafazakarlar kendilerini katı tavırlı Theresa May'den sonra ülkeyi nereye götüreceğini kimsenin bilmediği bir kurnaza emanet ediyor. Bunu büyük olasılıkla Johnson'un kendi de bilmiyor. İngilizler onun liderliğindeki hükümetle, mutlaka eğlenceli tarafları kadar acı gerçekler içeren yanları da olabilecek maceralı bir seyahate atılıyor. Onu bu göreve getirenler artık dile getirdiği vaadi, yani May'in organize etmeyi beceremediği Brexit'i gerçekleştirmesini bekliyor."

Almanya'nın Hessen eyaletine bağlı Wächtersbach kentinde 26 yaşındaki bir Eritrelinin büyük olasılıkla ırkçı saiklerle vurularak ağır yaralanmasını Frankfurter Rundschau gazetesi şöyle yorumluyor:

"Eski Başbakan Gerhard Schröder'in yaklaşık 20 sene önce söylediği gibi, ‘Makul insanların ayağa kalkması'na bugün de ihtiyaç var. Fail ister, söylemlerinden dolayı Walter Lübcke gibi ünlü bir bölge valisini kurban olarak seçmiş olsun, isterse ten renginden dolayı genç bir adamı; alarm zilleri çalmalı. Silah ruhsatı veren kurumlarda da… Yetkililerin ayağa kalması gerekiyor. Wächtersbach'taki kurbanın hayatını kaybetmemiş olması bir teselli. Ancak belli ki bu tamamen bir şans. Fail çok daha kötü şeyler yapmaya yetecek silahlara ve cephaneye sahipti. Siyasetçiler ve kurumlar silah ruhsatı vermek için çok daha katı kurallar uygulamalı."

Söz konusu saldırı Straubinger Tagblatt/Landshuter Zeitung tarafından da kapsamlı bir biçimde irdeleniyor. Gazete Almanya'da hukuk devletinin aşırı sağ kökenli nefret suçlarına karşı bir çare üretemediğini ifade ediyor:

"Acı bir biçimde görünür hale gelen bu hadiseler nefretin meyveleri. Hukuk devleti ve mücadeleci demokrasi bunların karşısına vakit varken bir şey koymayı başaramadı. NSU terör hücresi ifşa olduktan sonra tüm partilerden siyasetçiler böyle bir şeyin bir daha yaşanmasına izin verilmemesi gerektiğinden dem vurdular. Peki ya şimdi? Yeni bir sağ terör tehlikesi mi var? Güvenlik uzmanlarına göre bu imkansız değil. Bu sebepten dolayı Wächtersbach'taki olayın uyandırıcı bir etkisi olmalı. Yabancılara ya da 'vatan haini' olarak gördükleri kişilere karşı kışkırtıcılık yapanlara karşı çıkılması gerekiyor. Böylece bu insanlar sessiz çoğunluğun sesi olduğunu sanmasın."

dpa / ET, HT

©Deutsche Welle Türkçe

 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik