1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

HDP hakkında kapatma davası açıldı

17 Mart 2021

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin HDP’nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’nde dava açtı. HDP davayı, iktidardaki AKP'nin MHP'ye bir "kongre hediyesi" olarak değerlendiriyor.

Fotoğraf: Lars Berg/imago images

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin’in, HDP'nin (Halkların Demokratik Partisi) kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açtığı bildirildi.

İlgili iddianamede, HDP üyelerinin beyan ve eylemleriyle devletin milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçladıkları öne sürülüyor. Söz konusu dava ile ilgili yazılı açıklama yapan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Şahin, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarından olan siyasi partilerin, toplumun ekonomik ve sosyal gelişimine katkı sunmayı amaçlayan kurumlar olduğunu ve partilerin bu amaçlarını evrensel ve demokratik hukuk kuralları çerçevesinde barışçıl yollarla gerçekleştirmelerinin esas olduğunu ifade etti.

Şahin, bununla birlikte Anayasa'nın 68/3. fıkrasında ve Siyasi Partiler Yasası'nın 90. maddesinde, siyasi partilerin faaliyetlerini Anayasa ve kanun hükümleri çerçevesinde sürdürmeleri gerektiğinin düzenlendiğini; yine Anayasa'nın 14. maddesinde, temel hak ve hürriyetlerden hiçbirinin, "Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçlayan" faaliyetler biçiminde kullanılamayacağının öngörüldüğünü dile getirdi. 

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine atıf

Başsavcı Bekir Şahin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11. maddesinin 1. fıkrasında, "herkesin barışçıl olarak toplanma ve dernek kurma hakkı"na sahip olduğunun belirtildiğini, aynı maddenin 2. fıkrasında ise bu hakların kullanılmasına, ulusal ve kamusal güvenliğin korunması, kamu düzeninin sağlanması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla kanunla kısıtlama getirilebileceği ilkesinin kabul edildiğini belirterek:

"Nitekim, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, terörün kınanmamasını dahi siyasi partilerin kapatılması için yeterli bir gerekçe olarak kabul etmiştir. Siyasi parti yönetici ve üyeleri demokratik ilkeler çerçevesinde faaliyetlerine devam etmeli, terör örgütleri ile irtibatlı ve iltisaklı olmamalı, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçlamamalıdır" dedi. 

Şahin açıklamasını, "Bu bağlamda, Halkların Demokratik Partisi yönetici ve üyelerinin beyan ve eylemleriyle demokratik ve evrensel hukuk kurallarının kabul etmeyeceği şekilde davrandıkları, PKK terör örgütü ve bağlı örgütlerle birlikte hareket ettikleri, örgütün uzantısı olarak faaliyetlerde bulunarak, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçladıkları anlaşıldığından, adı geçen siyasi partinin kapatılması Anayasa Mahkemesinden talep edilmiştir" cümleleri ile tamamladı.

Kararı Anayasa mahkemesi verecek

Siyasi partilerin kapatılması, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının açacağı dava üzerine Anayasa Mahkemesi tarafından karara bağlanıyor. Mahkeme, temelli kapatmanın yanı sıra, dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasi partinin devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına da karar verebiliyor. Söz konusu kararlardan birinin alınabilmesi için 15 üyenin en az 10'unun onayı, bir başka deyişle üçte iki çoğunluk gerekiyor.

HDP: Kapatma davası demokrasiye yeni bir darbedir

HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar ise konuyla ilgili bir yazılı açıklama yaparak, "AKP iktidarının, kendisine bağımlı ve taraflı hale getirdiği yargıyı, siyaseti dizayn etmek için bir sopa olarak kullandığını" ifade etti. "Partimize yönelik kapatma davası, ülke demokrasisine ve hukukuna ağır bir darbedir. Bu iktidar, darbeci bir yönetim olarak tarihe adını yazdırmıştır" denilen açıklamada, "AKP, kapatma davası ile yargı üzerinden MHP’ye bir kongre hediyesi vermiştir. Siyasi talimatla hareket eden savcılar ve hakimler bilmelidir ki, bu iktidar değiştiğinde hukuk önünde mutlaka hesap vereceklerdir" söyleminde bulunuldu. 

"AKP-MHP iktidarı ise demokratik meşruiyetini yitirmiş, zor ve baskı aygıtlarıyla ayakta durmaya çalışmaktadır. AKP-MHP iktidarı şunu çok iyi bilmeli ki, ne yaparsa yapsın, asla boyun eğmeyeceğiz, diz çökmeyeceğiz ve demokratik siyasetten asla taviz vermeyeceğiz, demokratik direnişimizi kararlı bir mücadeleyle sürdüreceğiz" ifadelerinin kullanıldığı açıklamanın sonunda, "Tüm demokrasi güçlerini, toplumsal ve siyasal muhalefeti bu siyasi darbeye, hukukun ve demokrasinin açıkça tasfiye edilmesine karşı ortak mücadeleye çağırıyoruz" denilerek, HDP Merkez Yürütme Kurulu’nun perşembe günü olağanüstü toplantıya çağrıldığı bildirildi.  

 

DW / ET,JD

© Deutsche Welle Türkçe

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik