Her kente "sıcak hava sorumlusu" neden gerekli?
28 Haziran 2025
Atina, Dakka, Freetown ve Santiago'nun ortak noktası ne? Bu şehirlerin hepsi giderek artan aşırı sıcaklara karşı kendilerini korumaya çalışıyor. Bu süreçte yardımcı olanlar ise "Chief Heat Officer" (Sıcak Hava Sorumlusu) olarak adlandırılıyor.
Bu görevliler, kentlerde özel olarak aşırı sıcaklara karşı koruma amacıyla atanıyor; yani olağanüstü sıcaklıklar için bir tür "itfaiye" görevi görüyorlar.
Sıcak hava sorumluları, yerel durumu analiz etmede, sıcaklık planları hazırlamada ve korunma önlemlerini uygulamada yetkililere yardımcı oluyor. Bu önlemler arasında sıcaklığı yansıtan kaldırımlar ve çatı kaplamalarının planlanması da yer alabiliyor. Ayrıca serinleme planları ve acil durum stratejileri de büyük önem taşıyor. Sierra Leone'nin Freetown kentinde, şehir içinde ağaçlandırma çalışmalarına da destek oluyorlar. Bu sayede yeşil alanlar serinlik sağlayabiliyor.
Sıcak hava dalgası başlamadan önce harekete geçilmeli
ABD merkezli düşünce kuruluşu Atlantic Council, 2021 yılında "Chief Heat Officer" fikrini hayata geçirdi. Kurum, 2050 yılına kadar yaklaşık 3,5 milyar insanın aşırı sıcaklardan etkileneceğini öngörüyor. Bu kişilerin yarısından fazlasının kentsel alanlarda yaşayacağı tahmin ediliyor.
Eleni Myrivili, bu nedenle şehirlerin acilen hazırlık yapması gerektiğini savunuyor. Myrivili, Atlantic Council'ın İklim Dirençliliği Merkezi'nde meteoroloji uzmanı ve Atina'nın eski aşırı sıcaklık sorumlusu.
Myrivili, "Genellikle sıcaklıkla ilgili konulara ancak büyük bir sıcak hava dalgası, orman yangınları ya da kuraklık gibi bir kriz yaşandığında odaklanılıyor. Olay geçince kimse ilgilenmiyor" diyor.
Bir sıcak hava sorumlusunun görevi, yalnızca kenti bu tür durumlara hazırlamak ve özellikle risk altındaki grupları korumak değil. Aynı zamanda, çeşitli kurumlara, şehrin uzun vadeli olarak nasıl serin tutulabileceğine dair planlar hazırlamalarında yardımcı olmak da bu göreve dahil.
Bu nedenle sıcaklık konusunun yollar, meydanlar, kaldırımlar ve binalar gibi yapılar planlanırken önceden düşünülmesi, aynı şekilde tüm önemli siyasi kararların içine de dahil edilmesi gerekiyor. Myrivili'ye göre bu, işin en zor kısmı.
"Bunun Atina'da tam anlamıyla başarıyla sonuçlandığını söyleyemem" sözleriyle özeleştiri yapan Myrivili, şöyle devam ediyor: "En önemli başarım ise kültürel bir dönüşümü tetiklemek oldu. Aşırı sıcaklığın hem sağlık hem ekonomi hem de toplum açısından ciddi bir risk olduğunu herkes anladı. Bu konuda bir farkındalık oluştu."
"Her şehrin bir sıcak hava bekçisine ihtiyacı var"
Atlantic Council, bugüne kadar dünya genelinde hükümet tarafından atanan sekiz Chief Heat Officer'a destek verdi. Konsept gittikçe yaygınlaşıyor, bu da Myrivili'yi memnun ediyor: "Bir belediye başkanı, sıcaklık konusunu öncelik olarak belirlerse, bu yetkililer harika işler başarabilir. Bütçe arayışında yardımcı olabilir, departmanlar arasında koordinasyon kurabilir ve işleri gerçekten ileriye taşıyabilirler."
İster ABD'de ister Kenya'da ister Londra, Cenevre ve Paris gibi Avrupa şehirlerinde olsun, artık dünya genelinde pek çok yerde sıcak hava sorumluları bulunuyor ya da bu yönde planlamalar yapılıyor.
Myrivili, "Hindistan yakın zamanda her eyaletin bir sıcak hava bekçisi atamasını zorunlu kılan bir yasa çıkardı. Bu acilen gereken bir adım" diyor. Dünya genelinde havanın aşırı sıcak olduğu günlerin sayısı artıyor.
Aşırı sıcak günler hızla artıyor
Mayıs 2024 ile Mayıs 2025 arasında dünya nüfusunun yaklaşık yarısı, yani 4 milyara yakın insan, ilaveten en az 30 aşırı sıcak gün yaşadı. Bu veriler, Kızılhaç dahil birçok kurumun hazırladığı bir raporda yer alıyor. Rapora göre, incelenen 247 ülke ve bölgeden 195'inde, aşırı sıcak günlerinin sayısı, küresel ısınma nedeniyle en az iki katına çıktı.
Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) göre, dünya genelinde her yıl yarım milyon ölüm vakası aşırı sıcaklıkla ilişkilendiriliyor. Bu ölümlerin büyük kısmı Asya'da, ardından Avrupa'da yaşanıyor. 2024 yılı itibarıyla Avrupa'da aşırı sıcak etkisinin görüldüğü gün sayısı, kayıtların tutulmaya başlandığından bu yana ikinci en yüksek seviyeye ulaştı. Özellikle Güneydoğu Avrupa'da havalar aşırı sıcak ve kurak geçti.
Aynı zamanda Avrupa'da ve Almanya'da yaşlı nüfus da artıyor; bu da sıcaklık kaynaklı risklerin daha da artmasına neden oluyor. Almanya'daki 100'den fazla kurum ve birlikten oluşan İklim Değişikliği ve Sağlık İttifakı (KLUG) da bu tehlikelere dikkat çekiyor.
Bu şehirlerde somut adımlar atılıyor
ABD'nin Arizona eyaletinde yer alan Phoenix şehri, aşırı sıcaklar nedeniyle altı kişiden oluşan özel bir ekip kurdu. Bu ekip yalnızca sıcaklıkla mücadeleye odaklanıyor. Tıpkı geçen yıl olduğu gibi bu yaz aylarında da her gün 24 saat boyunca hizmet verecek sıcaklık acil barınağı, serinleme merkezleri ve su istasyonları kurulacak.
İspanya'nın Barselona kentinde ise bu amaçla müzeler veya kütüphaneler gibi kamu binaları kullanılıyor. Bu yapılar "serinleme ve dinlenme noktası" olarak özel olarak işaretleniyor.
Almanya'da Köln ve Freiburg gibi şehirler de bu konuda örnek teşkil ediyor. Bu şehirlerde sıcaklık eylem planları hazırlandı ve uygulanmaya başlandı. Planlarda, bilgilendirme kampanyaları, risk altındaki grupları korumaya yönelik stratejiler, erken uyarı sistemleri ve şehir içindeki "sıcak noktaların" yeşillendirilmesi gibi önlemler yer alıyor.
Köln'de ayrıca bina cephelerine güneş koruma sistemlerini entegre edilmeye başlandı. Freiburg'da ise yeşillendirme çalışmalarına ve gölgeye hızlı erişim sağlanmasına özel önem veriliyor. Ayrıca yazın pek çok kilise binası, ülke genelinde "halka açık koruma alanları" olarak hizmet sunuyor.
"Aşırı sıcaklık önlemleri her planda yer almalı"
İklim Değişikliği ve Sağlık İttifakı'na göre, Almanya henüz sıcaklığa karşı yeterli koruma sağlayamıyor. Haziran ayı başında Berlin'de düzenlenen bir basın toplantısında yapılan açıklamada, sıcaklık kaynaklı sağlık riski, iklim krizinin Almanya'daki "en büyük tehdidi" olarak tanımlandı.
Almanya Tabipler Birliği Başkanı Klaus Reinhardt ise sıcak hava dalgalarının "daha sık, daha uzun süreli ve daha yoğun" hâle geldiğini belirtiyor. Toplumun buna hazırlanması gerektiğini vurgulayan Dr. Reinhardt, "Yaşı ve mevcut hastalığı ne olursa olsun, sıcaklık herkesi etkiler" uyarısını da yapıyor.
Almanya Federal Kamu Sağlığı Enstitüsü, yeni bir çevrim içi portalı hizmete sundu. Bu online platformda, günlük yaşamda aşırı sıcaklıkla nasıl başa çıkılabileceğine dair pratik ipuçları sunuluyor. Örneğin öğle güneşinden kaçınmak, ilaçların sıcakla uyumluluğunu kontrol etmek veya yalnızca dışarısı içeriden daha serinse evleri havalandırmak gibi öneriler yer alıyor.
Birçok bölgede iklim dostu konutlar, altyapı ya da sürdürülebilir ısıtma sistemleriyle ilgili planlar mevcut. Ancak aşırı sıcak hava, çoğu zaman bu planlarda hesaba katılmıyor.
Atlantic Council'dan Myrivili şu uyarıyı yapıyor: "Bugün yaşadığımız sıcaklıklar, gelecekte karşılaşacaklarımızla kıyaslandığında hiçbir şey. Sıcak hava dalgaları çok daha tehlikeli olacak ancak insanlar bunun henüz farkında değil. Bu nedenle acil çözümler üzerine çalışmak, her zamankinden daha önemli."