1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Hollanda "Çizme"yi aştı!

Murat Çelikkafa10 Haziran 2008

Dün akşam C grubundaki Fransa-Romanya maçı seyredenleri adeta uyuturken, Hollanda-İtalya mücadelesi tam bir futbol ziyafetiydi. Şampiyonaya Yunanistan-İsveç ve İspanya-Rusya maçlarıyla devam ediliyor.

Van Nistelrooy ve arkadaşlarına karşı "catenaccio" sistemi bu kez işe yaramadı
Van Nistelrooy ve arkadaşlarına karşı "catenaccio" sistemi bu kez işe yaramadıFotoğraf: AP

"Ölüm grubu" olarak adlandırılan C grubunda futbolseverlerin merakla beklediği Hollanda-İtalya karşılaşması, turnuvanın belki de şu ana kadarki en güzel maçı oldu desek yeridir. İtalyanların, büyük turnuvalarda sürekli imdadına yetişen ve son dünya şampiyonluğu dahil, kazanılan uluslararası başarılarda hep başrolde olan ve "kilit" anlamındaki "catenaccio" bu kez iflas etti.

Hollandalılar bile şaşırdı

Hollanda'nın hocası Marco van Basten, 1988'de attığı gollerle ülkesini Avrupa Şampiyonu yapmıştıFotoğraf: picture-alliance/dpa

Hollanda'nın sağlı sollu geliştirdiği akınlar karşısında İtalyan defansı ve dünyanın en iyi kalecilerinden biri olan Gianluigi Buffon'un çaresiz kalarak üç gole birden geçit vermesi, Hollanda milli takımı teknik direktörü Marco Van Basten'i bile hayretler içinde bıraktı. Van Basten, "Son dünya şampiyonuyla oynadığımızı biliyorduk ve ona önlemlerimizi ona göre aldık. Bu tür maçlar her zaman zordur. Sonuçta 3:0 kazanmayı bildik. Doğrusunu isterseniz, böylesine deneyimli ve kaliteli bir ekip karşısında bu denli farklı bir galibiyeti biz de beklemiyorduk" şeklinde konuştu.

Real Madridli Wesley Sneijder'le birlikte orta sahada takımını ateşleyen ve galibeyetin baş mimarlarından biri olan Hamburg'un takım kaptanı Rafael Van der Vaart da galibiyete bu kadar rahat ulaşmalarından dolayı duyduğu şaşkınlığı gizlemedi. 25 yaşındaki top cambazı "Tabii ki bu harkulâde bir şeydi. Ne bileyim, İtalya'ya karşı oynuyorsunuz... Bu takım son dünya şampiyonu ve maçı 3:0 kazanıyorsunuz. Rüya gibi" diyerek İtalya'nın bu kadar kolay teslim olmasını beklemediklerini vurguladı.

İtalyan basınından yaylım ateşi

İtalyan basını, Hollanda hezimetini ağır dille eleştirdi

Son dünya şampiyonu İtalya cephesinde ise suskunluk hakimdi. Teknik direktör Roberto Donadoni, mağlubiyeti açıklamakta zorluk çekerken, golcü Luca Toni'nin kötü gününde olması ve Alessandro Del Pierro'nun oyuna geç alınması, hezimetin başlıca gerekçeleri olarak gösterildi.

İtalyan basını ise antrenör ve futbolculara ağır şekilde yüklendi. Corriede della Sera "Şok başlangıç! Almanya'daki Dünya Kupası maçlarının tümünde yemediğimiz golü bir maçta yedik. Bizim 'Berlin Duvarı' da artık yıkıldı. Çok acı bir şamardı" değerlendirmesini yaptı. La Gazzetta dello Sport ise "Hiçbir turnuvaya bu kadar çirkin başlamamıştık. Milli takım yol ayrımına geldi: Ya tamam ya devam" satırlarıyla maçı yorumlarken La Repubblica "Eşi benzeri görülmemiş bir mağlubiyet" saptamasını yaptı. La Stampa, teknik direktör Donadoni'ye yüklenirken, Il Messaggero, "Hiç bu kadar mahkum oynamamıştık"; Corrriere dello Sport ise "Son oniki yılın en rezil maçlarından biriydi" değerlendirmesinde bulundu. Kısacası, İtalyanlar üzgün ve kızgın. Bu bakımdan Cuma günkü Romanya maçı, gök-mavililer için bir nevi "küçük final" özelliğini taşıyacak.

Fransa, "kapalı kutuyu" açamadı!

Fransa-Romanya maçındaki tek güzellik renkli tribünlerdiFotoğraf: AP

Dünkü değerlendirmemizi takip edenler hatırlayacaktır: "Kapalı kutu Romanya, Fransa'ya çelme takarsa kimse şaşırmasın" demiştik. Nitekim, CV'sinde 1984 ve 2000 Avrupa Şampiyonu, 1998 Dünya Şampiyonu ve 2006 Dünya İkincisi gibi ünvanlar bulunan Fransızlar, kaptanları Thierry Henry'nin yokluğunda Romanya karşısında pek bir varlık gösteremezken, maçın tek güzelliği, Fransız ve Rumen taraftarların yaptıkları renkli tribün şovu oldu.

Eski Fenerbahçeli Nicolas Anelka etkisiz kaldıFotoğraf: Reuters/Ruben Sprich

Ribery'nin verimsizliği, Anelka ve Benzema'nın forvet hattındaki uyumsuzluğunun yanısıra Zinedine Zidane sonrası Fransa'nın takım içinde henüz bir "şef" bulamaması gibi faktörler, "horozlara" yöneltilen başlıca eleştiriler oldu.

Tarih tekerrür eder mi?

Portekiz'de yapılan 2004 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda kupaya uzanarak tüm futbol otoritelerini şaşırtan Yunanistan, acaba aynı başarıyı tekrarlayabilecek mi? Doğrusunu isterseniz bu yıl da bu soruya kimse "evet" cevabını veremiyor. İsveç karşısında Yunanistan'ın dört yıl önceki taktikle başarılı olması hayli zor.

EURO 2004'ü Yunanistan'ın kazanması, futbolda son yılların en büyük sürprizlerinden biri olarak kabul ediliyorFotoğraf: AP

Nitekim deneyimli Alman teknik direktör Otto Rehhagel de temkinli olmayı tercih ediyor. Rehhagel, basın toplantısında "Herşeyin tam olması gerekiyor. Tüm oyuncuların yüzde yüz formda ve sağlıklı olmaları gerekiyor. Tabii, istediklerimizi tam olarak uygulayabilmek için biraz da şansa ihtiyacımız var. İnşallah tüm bu koşullar gerçekleşir. Ama şimdiden 'bizim hedefimiz şudur, en az falanca tura yükseleceğiz' şeklinde bir şey de söyleyemeyiz" diyerek, iddialı söylemlerden uzak durmayı tercih etti.

İbrahimoviç faktörü

Seria A'da bu sezon 17 gol atan Zlatan İbrahimoviç'in piyasa değeri 38 milyon EuroFotoğraf: AP

Şu anda dünyanın en iyi ve en pahalı forvet oyuncularından biri olan Zlatan İbrahimoviç'in bu sezon Inter'de sergilediği performansı sürdürmesi halinde belki İsveç gruptan çıkabilir. Ancak futbolun bir takım oyunu olduğu gerçeğinden hareketle, diğer oyuncuların da İbrahimoviç'e mutlaka ayak uydurmaları gerekiyor.

Rehhagel'den tarih dersi!

70 yaşındaki Otto Rehhagel'in teknik direktörlük kariyeri sayısız başarılarla doluFotoğraf: AP

Otto Rehhagel, İsveç'in son dönemde sergilediği kötü futb İsveç'in son dönemdeki form düşüklüğünün ölçü olmaması gerektiği görüşünde. Yunanlı gazetecilerin İsveç'i küşümser mahiyetteki soruları üzerine sinirlenen kurt hoca, "İsveçliler her zaman iyi bir milli takıma sahip olmuştur. Sevgili gazeteci arkadaşlarım, bakın; hepiniz ben de çok daha gençsiniz. Ben İsveç'i, Pele'nin ilk golünü attığı 1958'deki Brezilya maçından buyana takip ediyorum" sözleriyle küçük bir tarih dersi vermeyi de ihmal etmedi.

Her daim favori: İspanya

102 milli maçta 47 gol atmayı başaran Raul Gonzalez dönemi artık sona erdiFotoğraf: dpa

Her büyük turnuva öncesi favoriler arasında gösterilen ancak bir türlü bekleneni veremeyen İspanya bu kez şeytanın bacağını kırabilecek mi? "Yaşayan efsane" Raul'u EURO 2008 kadrosuna almayarak herkesi şaşırtan teknik direktör Luis Aragones, Liverpool'un genç forveti Fernando Torres önderliğinde artık geçmişe sünger çekmek istiyor. İspanya'nın bu akşam Rusya karşısında kağıt üstünde yine favori olduğu kesin.

Kulüp takımlarında son derece başarılı olan fakat milli takımda uyumsuz oldukları görülen Daniel Güiza, David Villa, Cesc Fabregas, Xabi Alonso, Andreas Iniesta ve Sergio Ramos gibi bireysel yıldızların, Avrupa şampiyonluğu için yeterli olup olmadığını kestirmek güç. Ama "futbol bir takım oyunudur" felsefesi geçerli olduğu müddetçe, ya bu yıldızlar "takım ruhunu" benimsemeleri ya da İspanya'nın büyük hayaller kurmaktan vazgeçmesi gerekiyor.

Rusya'da forvet sıkıntısı

Guus Hiddink, daha önce de Avustralya, Güney Kore, Real Madrid, Valencia ve Fenerbahçe gibi ekipleri çalıştırdıFotoğraf: picture-alliance/dpa

Ancak turnuvanın yine "kapalı kutu" diye adlandırabileceğimiz ülkelerinden Rusya'nın da kolay lokma olduğunu söylemek yanlış olur. Fenerbahçe'nin eski teknik direktörlerinden Hollandalı Guus Hiddink'in talebeleri, son yıllarda Rusya'nın kulüp takımları düzeyinde yakaladığı başarıları milli takıma da taşımak istiyor. Fatih Tekke'nin Zenit'ten takım arkadaşı forvet Pavel Progrebnyak'ın sakatlanarak EURO 2008 kadrosundan çıkartılmasından sonra, bir diğer gol umudu Spartak Moskovalı Roman Pavlyuchenko'nun da sakatlanması Hiddink'in planlarını altüst etti. Bu sorunlara ek olarak, takımın beyni olan Zenit'li "süper bücür" Andrey Arshavin'in de kırmızı kart cezalısı olması, Rusya'nın işini daha da zorlaştırıyor.

Dün akşamki Hollanda-İtalya maçının ardından bu akşam da seyir zevki yüksek maçlar bekleyenler küçük bir uyarı: Gerek Yunanistan-İsveç gerekse İspanya-Rusya maçlarında daha ziyade taktik mücadele ön plana çıkabilir. Golsüz ya da az gollü maçlara hazırlıklı olalım...