Hong Kong’da aktivistler, Çin hükümetini protesto eylemlerinin birinci yıldönümünde yine sokaklardaydı. Koronavirüs önlemleri çerçevesinde getirilen toplanma yasağına rağmen bir araya gelen binlerce gösterici, Çin'e yakınlığıyla bilinen Özerk Yönetim Başkanı Carrie Lam’ın politikalarına bir kez daha tepkilerini gösterdi. Göstericiler, eylemleri sürdürmekte kararları olduklarını ifade etti.

Polis, eylemcilere biber gazıyla müdahale ederken, 25 kişiyi de gözaltına aldı. Özerk Yönetim Başkanı Carrie Lam, düzenlediği basın toplantısında Hong Kong’u kaosa sürüklemekle suçladığı eylemcilere, protestolara son verme çağrısı yaptı. Özerk Yönetim Başkanı, Hong Kongluların özgürlüklerini ve otonom statülerini ellerinde tutmak istiyorlarsa "Çin Halk Cumhuriyeti'nin makul vatandaşları olduklarını kanıtlamaları gerektiğini" ifade etti.

Kitlesel eylemler birinci yılında

9 Haziran 2019’da Hong Kong’da, Pekin aleyhine faaliyet gösterdiği tespit edilen kişilerinÇin makamlarına teslim edilmesini kolaylaştıracak bir yasa tasarısını protesto eden bir milyon kişi sokaklara dökülmüştü. Yasa tasarısına karşı başlayan protestolar, kısa sürede Pekin'in artan müdahelesine giderek büyüyen bir tepki ve genel bir demokrasi talebine dönüşmüş, eylemler aylarca devam etmişti. Polisin eylemcilere ağır müdahalesi dünya kamuoyunda yankı bulmuştu.

Britanya, 1843'te kolonisi ilan ettiği Hong Kong'da egemenliği 1997'de yapılan bir anlaşmayla Çin'e devretmişti. "Tek ülke, iki sistem" prensibi üzerine kurulu anlaşma elli yıllık bir süreçte Hong Kong'un bağımsız bir yargı sistemine, serbest piyasa ekonomisi, bağımsız yargı ve yerel parlamento gibi bazı özgürlük ve ayrıcalıklara sahip olmasını öngörüyordu.

Özel statü, Hong Kong'un dünyanın önde gelen finans merkezlerinden biri haline gelmesini sağlamıştı.

DW, AFP / SÖ, TY

© Deutsche Welle Türkçe