1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İşkence sanığı mahkeme önüne çıkıyor

Chistoph Heinzle6 Ağustos 2004

Afganistan'da gözaltına alınan tutuklulara işkence yapmakla suçlanan Amerikalı Jonathan İdema ile diğer sanıklar, muhtemelen çarşamba günü hakim karşısına çıkarılacaklar. Amerikan birlikleri ile ISAF sorumluları, ordudan ayrıldıktan sonra şansını lejyonerlikle aramaya başlayan İdema’nın marifetlerini bildikleri halde, duruma müdahale etmemişlerdi.

Birçok Afganlı Amerikan askerlerinin kendilerine işkence yaptığını iddia ediyor.
Birçok Afganlı Amerikan askerlerinin kendilerine işkence yaptığını iddia ediyor.Fotoğraf: AP

Maulvi Muhhammed Sıddık haziran sonlarında yaşadıklarını hiç unutamıyor. Kabil’deki Yüksek Mahkeme'nin Başkanı olan Sıddık tam akrabalarıyla kahvaltı sofrasına oturmuştu ki, evini Amerikan askerleri bastı. Muhammed Sıddık o günü şöyle anlatıyor:

"Aniden gürültü ve silah sesleri gelmeye başladı. Tepeden tırnağa silahlıydılar. Bağırıyorlardı. 'Korkmayın, yardıma geldik, ses çıkarmayın ve ellerinizi kaldırın' diyorlardı.”

Gözaltına alınıyorlar

Sıddık ve beraberindeki yedi kişi elleri bağlanıp yüzleri kapatıldıktan sonra bir araçla götürüldüler. Hakim Sıddık, Kabil’in merkezindeki evde oniki gün geçirdiğini, Jack adlı Amerikalı'nın durmadan, aralarındaki baş teröristin kim olduğunu sorduğunu söylüyor:

”Jack, adam öldürse, ya da ortadan kaybetse bile kimsenin ondan hesap soramayacağını söylüyordu. Beni konuşturmak istiyordu. Açtık, susuzduk. Başımdan aşağı buz gibi su döktüler. Şoke oldum. Müzik aletinin sesini sonuna kadar açmışlardı. Aniden odamızı basıp bizi korkutuyorlardı.”

Afgan hakim gibi diğerleri de sıcak suya sokuluyor, dövülüyor, ayaklarından tavana asılıyordu. 5 Temmuz'da Sıddık ve yanındakiler Afgan güvenlik birimlerince kurtarıldı. Herkesin Jack diye hitap ettiği Jonathan İdema, iki Amerikalı ve dört Afganla birlikte tutuklandı. Amerikan askerlerinin arama yaptıkları evlerde bulunan bombaların tesirsiz hale getirilmesi için Jack’ın defalarca yardım istediği Uluslararası Afganistan Koruma Gücü ISAF’a yakalandılar.

İdema Amerikan özel komando birliğinden olduğunu söylüyordu. Ama daha önceden bu kimlikle ISAF’a başvurup kayıt yaptırmamıştı. ISAF sözcüsü Chris Henderson, İdema’nın faaliyetlerinden nasıl haberdar olduklarını şöyle anlatıyor:

”Dört gün içinde düzenlenen üç operasyondan ISAF haberdar edilmemişti. Bunda bir iş olduğunu sezen komutanlar Amerikalılar’a durumu anlattılar. Amerikan komutanlığı, sözkonusu şahısların kendilerinden olmadığını bildirdi.”

ISAF oyuna gelmişti

Henderson kendilerinin kandırıldıklarını söylüyor ve devam ediyor:

”Askeri üniforma giymişti ve asker gibi konuşuyordu. Çevrede sayısız sivil güvenlik görevlisi var. Güneş gözlüklü sakallı bu adamlar camları karartılmış arabayla yanınızdan geçtiğinde, kim olmduklarını bile merak etmiyorsunuz.”

'Teklifi bakanlıktan aldım'

İdema ilk sorgulamasında, Amerikan savunma bakanlığının yardımıyla azılı teröristleri yakaladığını ve bakanlıktan işbirliği teklifi aldığını anlatıyordu:

”Terörle mücadele birimi hesabına çalıştık. Pentagon ve diğer resmi makamlarla sürekli irtibat halindeydik. Donald Rumsfeld’in ofisiyle direkt bağlantımız vardı.”

Kabil’deki Amerikan askeri sözcüsü Jon Siepman İdema’nın sözlerini pek ciddiye almıyor ve şöyle konuşuyor:

”Kabil çok büyük. Tanımadığımız bir sürü insan var. Bu, Afganların sorunu. İdema’yı Afganlar yakaladı. Afgan cezaevinde bulunuyor ve Afgan mahkemesinde yargılanacak. Doğrusu da bu. Sorumluluk Amerikan ordusunda aranmasın.”

Oysa Jack İdema bir yıldır Kabil’deydi ve çoktandır muhabirlerle diyaloğu vardı. ISAF sözcüsü, Bin Ladin, Molla Ömer ve diğer teröristler için vaadedilen ödülü alabilmek için Afganistan’a çok sayıda insan avcısının sızmış olabileceğini söylüyor:

”Bu tür maceraperestler ülkeye gelmiş olabilir. Ama İdema’nın Afgan mahkemesinde yargılanıp muhtemelen Afgan cezaevinde yatacak olması onları ürkütebilir. Kelle avcısı olsam, bu riski göze alırmıydım. Bilmiyorum.”