İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) soruşturması, başlangıçta yolsuzluk ve rant iddialarıyla gündeme gelmişken, bugün suikast suçlamaları, siyasi bağlantılar ve etkin pişmanlık tartışmalarıyla daha da karmaşık bir boyuta taşınmış durumda. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü dosya, yalnızca belediye üzerinden değil, aynı zamanda siyaset, iş dünyası ve organize suç örgütleriyle kurulan bağlantılar üzerinden de tartışılıyor.

Dosyanın seyrini değiştiren dönemeçlerden biri, tutuklu İBB Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş'le ilgili iddia oldu. Keleş'in etkin pişmanlıktan yararlanarak tahliye edilen iş insanı Aziz İhsan Aktaş'a yönelik "susturun" talimatı verdiği öne sürüldü. Bu iddia üzerine 15 Ağustos'ta İstanbul merkezli beş ilde eş zamanlı operasyon düzenlendi.

Süreç içinde adliyeye sevk edilen şüphelilerden 10'u tutuklandı. Tutuklananlar arasında örgüt lideri olduğu öne sürülen ve suç örgütü liderlerinden Alaattin Çakıcı ile birlikte MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi ziyaretiyle bilinen Selahattin Yılmaz ile AKP'ye yakınlığıyla tanınan avukat Cem Duman da var.

Operasyonun gerekçesi olan "suikast planı" iddiası yalnızca yargı boyutuyla değil, siyasetin gündemine taşınmasıyla da dikkat çekti.

Peki, kamuoyunda tartışılan bu isimler kimler?

Aziz İhsan Aktaş

İş insanı Aziz İhsan Aktaş, etkin pişmanlıktan yararlanarak verdiği ifadelerle dosyada kilit konuma geldi. Aktaş'ın beyanları, İBB yolsuzluk dosyasından "suikast" iddiasına uzanan sürecin gerekçesini oluşturdu; aynı zamanda onu, iddiaya göre hedef hâline getirdi.

1976 Diyarbakır doğumlu iş insanı Aziz İhsan Aktaş, ilk savcılık ifadesinde Elif Lpg ve Provek İlaç şirketlerinin kendisine ait olduğunu, Elif Lpg'nin ortak olduğu Perla Denizcilik ve Güven Otoyol İşletmeleri adlı firmaların bulunduğunu söylemişti. Aktaş'ın yakınlarının üzerine kayıtlı Bilginay, Vekontek, Barka gibi firmalar da soruşturmada geçiyor.

Adı, 13 Ocak 2025'te Beşiktaş merkezli yolsuzluk soruşturmasında "suç örgütü elebaşı" iddiasıyla tutuklanarak öne çıktı; daha sonra etkin pişmanlıktan yararlanıp tahliye edildi. Ek ifadelerinde yalnızca Beşiktaş'ı değil, Avcılar, Beyoğlu, Seyhan ve Ceyhan ilçelerinin yanı sıra İBB iştirakleri (İETT–İSFALT) üzerindeki usulsüzlük iddialarını anlattı; seçim dönemlerinde para/araç talepleri olduğunu öne sürdü. Bu beyanlar, Mayıs–Haziran boyunca yeni operasyonların gerekçesi yapıldı ve çok sayıda belediye başkanı, bürokrat tutuklandı. Aktaş ise konutu terk etmeme şartıyla serbest kaldı. Ancak daha sonra hakkındaki ev hapsinin de kaldıılmasına karar verildi. 

CHP, Aktaş'ın 388 ihalenin yaklaşık yüzde 77'sini AKP'li belediyeler/kamu kurumlarından almasına rağmen soruşturmaların ağırlıkla CHP'li belediyelere yönelmesini "siyasallaşma" olarak niteliyor.

 

Fatih Keleş

İBB Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş, dosyanın gerekçesini oluşturan iddiaların merkezindeki isim. Cezaevinden verdiği öne sürülen "Aziz İhsan Aktaş'ı sustursun" talimatı, kamuoyuna Sabah gazetesinin "İBB çetesinin kiralık katil planı" manşetiyle yansıdı. Bu iddia, 15 Ağustos operasyonunun fitilini ateşledi.

Keleş ise suçlamaları kesin bir dille reddediyor. X hesabından yaptığı açıklamada, "İBB çetesinin kiralık katil planı" başlıklı haberi "fantastik iddialarla dolu, sistematik karalama ve kumpas sürecinin son halkası" diye niteledi; haberde adı geçen Selahattin Yılmaz ve Aziz İhsan Aktaş'ı basından duyduğunu, bu kişilerle hiç tanışmadığını vurguladı.

Keleş, Adem Soytekin bağlantısını da açıkça kurdu: "Bu senaryo bir aydır dayatılmaya çalışılıyor… İlk olarak 23 Temmuz'da 'etkin pişmanlıktan' faydalanıp tahliye olan Adem Soytekin'in 'etkin pişmanlık' sürecini yürüten avukatı cezaevinde görüşüme geldi; etkin pişmanlık beyanında bulunmamı, Soytekin'in ifadelerini doğrulamamı, savcılığın istediği bazı hususlarda beyanda bulunmam gerektiğini söyledi. İş birliği yaparsam kurtulabileceğim, aksi hâlde suçlamaların ağırlaştırılacağı açıkça ifade edildi." Keleş, bu teklifi kesin bir dille reddettiğini, tutukluluğu boyunca baskı altında kaldığını ve suç duyurusunda bulunduğunu açıkladı.

Selahattin Yılmaz

Operasyonun odak ismi Selahattin Yılmaz, "silahlı suç örgütü" iddiasıyla gözaltına alındı ve tutuklandı. Dosyanın bu ayağında, Aziz İhsan Aktaş'a suikast iddiasıyla birlikte anılıyor. Yılmaz, savcılıktaki ifadesinde Aktaş'ı tanımadığını, iddiaların "kumpas" olduğunu söyledi; "Kum tanesi kadar zarar gelmez; gerekirse önünde siper olurum" vurgusuyla suikast suçlamasını reddetti.

Yılmaz'ın adı yalnızca yargı dosyasında değil, siyasetin de merkezinde. Alaattin Çakıcı ile birlikte MHP Genel Başkanı Bahçeli'yi ziyaret etmiş olması, kamuoyunda siyasi bağ tartışmalarını körükledi.

CHP lideri Özgür Özel, Aydın'daki mitinginde bu sürecin yalnızca CHP'ye değil, MHP'ye de "ayar verme girişimi" olduğunu söyledi: "Kiralık katili tutacağını söyledikleri kişi Selahattin Yılmaz… MHP'nin gözbebeği, Devlet Bey'in yakınıdır."

Bu çıkışa yanıt veren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, tutuklanan Selahattin Yılmaz için "ülküdaşım ve dava arkadaşımdır" diyerek sahip çıktı. "Hiçbir ülkücü kiralık katil, suikastçı, hain ya da gayri meşru olarak tanımlanamaz" diyerek MHP'ye "kimsenin ayar veremeyeceğini" söyledi. Böylece Yılmaz dosyası, yargı ile siyaset çizgisinin iç içe geçtiği bir alana taşındı.

Cem Duman

Selahattin Yılmaz'la birlikte tutuklanan bir diğer isim avukat Cem Duman oldu. Sosyal medyada altın varaklı ofisinde Erdoğan fotoğrafı önünde verdiği pozlar, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nden hediye aldığını öne sürdüğü kravat paylaşımı ve AKP milletvekili aday adaylığıyla gündeme gelmişti.

2023 yazında Bodrum'da yaptığı ve 50 milyon TL'ye mal olduğu iddia edilen düğün de lüks yaşam tarzı eleştirilerine yol açtı. Duman ayrıca ceza hukuku alanında bilinen bir avukat. Marmaray saldırısı ve Kahramanmaraş depreminde kolon kesme davasında mağdurların avukatlığını üstlenmişti. Ancak bu operasyonla birlikte siyasi yakınlık tartışmalarının ötesinde, doğrudan İBB dosyasıyla bağlantılı hâle geldi.

Adem Soytekin

Adem Soytekin, Haziran-Temmuz 2025 döneminde üç kez savcılığa giderek etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandı; 2 Temmuz'da "konutu terk etmeme" şeklindeki adli kontrol şartıyla tahliye edildi.

Soytekin bu son dalgada tutuklu değil. Ancak adı, Fatih Keleş'in cezaevinden yaptığı açıklamayla güncel dosyada yeniden görünür oldu. Keleş, 23 Temmuz'da etkin pişmanlıktan tahliye olan Soytekin'in avukatının kendisine geldiğini, "etkin pişmanlık beyanında bulunmasını, Soytekin'in ifadelerini doğrulaması ve savcılığın istediği bazı hususlarda beyanda bulunması gerektiğini" söylediğini; iş birliği yaparsa kurtulabileceğini, aksi hâlde suçlamaların ağırlaşacağını açıkça ifade ettiğini anlattı. Keleş bu teklifi reddettiğini, durumu "fantastik kumpasın" bir parçası olarak gördüğünü ve suç duyurusunda bulunduğunu duyurdu.

Bu bağlantı, Soytekin'i yalnızca geçmişte etkin pişmanlıktan yararlanan bir isim olmaktan çıkarıp, bugünkü tartışmanın da odağına yerleştiriyor.

Operasyon kapsamında ayrıca Semra Ilık, Adem Kuru, Cem Çebi, İsa Aydın, Mehmet Tuğlu, Mustafa Serdar Yılmaz, Özgür Kılıç ve Turgut Öner de tutuklandı.

Bu isimlerden Semra Ilık, AKP'den milletvekili aday adaylığı geçmişi ve televizyon programlarındaki çıkışlarıyla bilinen bir avukat olarak öne çıkıyor. 2021'de "yılın hukuk ofisi" ödülü almıştı.