1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İdlib operasyonu ne anlama geliyor?

7 Ekim 2017

Suriye'nin kuzeybatısında yer alan İdlib'e yönelik harekatın amacı ne? Operasyonun Suriye'deki siyasi çözüme katkısı olur mu? Ortadoğu uzmanı Serhat Erkmen, beş soruda analiz etti.

Syrien Kampf um Dabiq FSA Einheiten
Fotoğraf: Getty Images/AFP/N. Al.Khatib

1. İdlib'e yönelik operasyonun hedefi ne? 

İdlib operasyonunun kısa ve uzun vadeli hedefleri bulunuyor. Bu hedeflerden bir kısmı şu ana kadar açıkça deklare edildi. Bazıları ise satır aralarında ifade edildi. Operasyonun ilk etapta gündemde olan ve kısa vadeli hedefi Astana sürecinde öngörüldüğü üzere İdlib vilayeti, Halep'in batı kırsalı, Hama'nın kuzeyi ve Lazkiye'nin doğusu arasında kalan bölgede uzun süreli bir çatışmasızlık durumu yaratmak. Bunun için Türkiye'nin kendisine yakın ÖSO gruplarıyla birlikte kritik bölgeleri kontrolü altında tutması gerekiyor. Çatışmasızlık durumunun uzun soluklu ve işler bir biçimde oluşturulabilmesi halinde, bölgedeki aktörlerin siyasi sürece eklemlenmesi öngörülüyor. Tabi bu hedef kağıt üstünde olan ve açıklanan. Oysa, bölgedeki tüm aktörlerin bu tür bir operasyondan farklı beklentileri olacaktır.

Örneğin, Türkiye'nin kısa vadeli hedefi çatışma olmadan bölgeyi geçiş sürecine hazırlamak olabilir. Fakat, orta ve uzun vadede Bab El Hava sınır kapısından Dar Izze'ye kadar olan alanı, aynı zamanda Afrin'deki YPG'ye karşı bir konuşlanma alanı olarak görüyor. Şartların olgunlaşması ve bölgesel denklemin uygun olması halinde uzun vadede Afrin'e dört yönden operasyon yapabilecek güçlü bir askeri varlık ve konuşlanma elde etmeyi umuyor.

Buna karşılık Moskova ve Şam açısından en önemli hedef, bölgedeki muhalif yapının zayıflaması ve burada Şam'ın Kurtuluşu Örgütü'nün (ŞKÖ) özünü oluşturan Nusra ile diğer grupların çatışması. Bunun sonucunda da İdlib'de uzun vadede rejimin yeniden etkin olabileceği bir senaryonun ortaya çıkması. Özetle, operasyona dair tek bir hedef olmadığı gibi müttefik görünenlerin hedefleri de uzun vadede çelişebilir.

2. Operasyona kimler katılıyor? Görev dağılımı nasıl?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ilk aşamada Türk Silahlı Kuvvetleri'nin henüz bölgeye giriş yapmadığını duyurdu. Fakat bu çok kısa bir süre içinde girmeyeceği anlamına gelmiyor. Üstelik, halihazırda bazı hassas ve operasyonel durumlar için bir miktar Türk askerinin halen Suriye'nin içinde olduğunu varsaymak çok yanlış olmaz. Bunun dışında operasyona katılacak gruplar çoğunlukla Özgür Suriye Ordusu'ndan unsurlar. Medyada şu ana kadar FKB'den 800 kadar silahlının girişe başladığı duyuruldu. Hamza Tugayı, Semerkand, Sultan Murat gibi grupların başı çektiği söyleniyor.

Burada resmin tamamlayıcı iki unsuru var. Birisi ismi pek duyulmayan İdlib Operasyon Odası çerçevesinde yeni bir biçim alan İdlib'teki ÖSO grupları. Bunlar arasında başı Feylak Aş Şam çekiyor. Onun yanısıra Özgür İdlib Ordusu, Ceyş al İzze, 1 ve 2. Sahil Tümeni gibi grupların da bulunduğu çok sayıda irili ufaklı grup sayılabilir. Normal şartlarda örgütlenme, eğitim, silahlanma ve etkinlik açısından zayıf olan bu gruplar sayısal olarak azımsanamayacak durumda.

3. İdlib operasyonu ne kadar sürebilir?

Uzun sürmesi beklenebilir. Çünkü ilk hedef çatışmasızlığı sağlamak. Bir şekilde bu başarılsa bile sonrasında uzun süreli bir askeri varlık konuşlanması gerekiyor ki; hassas dengeler korunabilsin. Elbette, konuşlanma sürecinde ve sonrasında çatışma çıkarsa operasyonun rengi değişecektir. Bu durum süresini de etkiler. Üstelik, Türkiye'nin Afrin konusundaki hassasiyetini dikkate alırsak gelecekte operasyonun kapsamı ve hedeflerinde büyük değişiklik olabilir. Bu durumda en iyi olasılıkla aylarca sürecek yeni bir sürecin başladığı söylenebilir. Daha somut bir biçimde tanımlanırsa, İdlib operasyonu, Fırat Kalkanı gibi değil. Hedef değişkenliği ihtimali ciddiye alınmalı. Her aşaması yoğun düzeyde çatışmayla geçmeyecek; askeri operasyonların, bölge içi yer değiştirmelerin, yeni örgütlenmelerin, İdlib içi ve ülkeler arası pazarlığın ön plana çıkacağı yeni bir süreç başlıyor. Bu da operasyonun süresini uzatacak ya da beklendiği gibi gitmemesi nedeniyle aniden kesilmesine neden olabilecektir.

Serhat Erkmen Fotoğraf: privat

4. Operasyon sırasında çatışma olasılığı var mı?  

Elbette var. Fakat, ilk etapta daha çok sahadaki aktörler birbirini tartacak gibi görünüyor. Bir çatışmanın yaşanmasını ve yaşanırsa da şiddetini ve süresini ilk etapta belirleyecek olan Şam'ın Kurtuluşu Örgütü (ŞKÖ) olacak. Özellikle stratejik noktaların denetimi konusunda ŞKÖ ve diğer Suriyeli gruplar arasında çatışma çıkması olasılığı küçümsenemez. Sahadaki tüm aktörler çıkacak bir çatışmadan endişeli ama operasyon uzadıkça çatışma kaçınılmaz bir hale gelebilir. Son derece dar bir alanda pek çok grubun bulunması Türkiye'ye de maddi ve siyasi bir yük getirecektir. Bu nedenle, eğer İdlib operasyonu orta veya uzun vadede Afrin'e dönmezse içeride çatışma olasılığı artar. Bu da hem Türkiye açısından önceliklerin hem de tehdidin değişmesine neden olur. Farklı düzeyde çatışmalar ortaya çıkar. Sonuç olarak ilk etapta çatışma olasılığı yerel ve özel örneklerle sınırlı olmak üzere bulunuyor. Uzun vadede ise Rusya ve Esad'ın uygulamaları, İdlib'te yeni oluşacak ekonomik, siyasi ve askeri denge ile Afrin'e bir operasyon olup olmayacağı belirleyici olacak.

5. İdlib operasyonu Suriye'de siyasi çözüme katkı sağlayacak bir duruma evrilebilir mi?

Evrilebilir. Fakat henüz bu aşama çok uzak. Askeri adımlar atılmadan ve güç dengesi değişmeden İdlib'in mevcut haliyle siyasi sürece eklemlenmesi mümkün değil. zaten operasyonun hedeflerinden birisi bu. Ancak siyasi sürece hemen dahil olması mümkün görünmüyor. Önce iç dinamiklerin kalıcı bir biçimde değişmesi lazım. Yoksa bazı kişiler İdlib adına konuşabilir ama bu gerçekçi bir katılım sağlamaz.

Serhat Erkmen

© Deutsche Welle Türkçe

 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik