1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İhmal edilen tehlike

24 Kasım 2015

Paris’teki terör saldırıları Türkiye’yi de alarma geçirdi. Çoktandır cihatçılarının kolayca girip çıkabildikleri Türkiye IŞİD’in saldırılarına da hedef oluyor. Hükümet IŞİD tehlikesinin farkına geç mi vardı?

Türkei Festnahme Verdächtiger Anschläge Paris Ahmet Dahmani
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Ihlas News Agency

Antalya'da tutuklamalar, İstanbul'da polis baskınları, Urfa, Bingöl ve Gaziantep'te anti terör operasyonları. Şu sıralarda gün geçmiyor ki Türk makamlarından terör örgütü IŞİD ile mücadelede kazanılan başarıların haberi gelmesin. Dışişleri bakanlığından yapılan açıklamada 2014 yılından bu yana 3 000'den fazla yabancı terör zanlısının ülkeye girişinin önlendiği ya da sınır dışı edildiği belirtiliyor. Sadece bu yıl 1 000'den fazla IŞİD üyesi zanlısının tutuklandığını bomba yapımında kullanılan binlerce kilo kimyevi madde ile el bombası ve silah ele geçirildiği de açıklamada yer alıyor.

Terörün transit ülkesi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, IŞİD ile kararlı mücadeleye yardımcı olacaklarını Antalya'daki 20'ler Grubu zirvesinde bir kez daha dile getirdi ve “terörle mücadelede sözün bittiği noktaya gelindiğini” söyledi. Gözlemciler, hele Paris saldırılarından sonra bu teyidin önemli olduğunu ancak geç kalındığını belirtiyorlar.

Fotoğraf: Getty Images/AFP/S. Loeb

İstanbul'daki düşünce kuruluşu EDAM'dan eski diplomat ve analiz uzmanı Sinan Ülgen, “IŞİD aradan geçen zamanı değerlendirip etkili şebeke kurdu. Hem de sadece Güneydoğu'da değil, İstanbul ve Ankara gibi büyük kentlerde de”, diyor. IŞİD'in taraftarlarını Türkiye'ye sızdırıp Türkiye'den kaçırabildiğini belirten Ülgen IŞİD saflarındaki 20 bin yabancı militandan bin kadarının Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu söylüyor.

IŞİD'e göz mü yumuldu?

Cumhurbaşkanı Erdoğan eleştirenleri tarafından, uzun süre gözlerini terör milisine kapatmakla, hatta IŞİD'i coşturmakla suçlanıyor. Sinan Ülgen, “Türk hükümetinin ajandasında Suriye'deki rejim değişikliği hep ilk sırayı almıştır, bu nedenle de Esad ile mücadele başlatan IŞİD'e uzun süre ‘yararlı düşman' gözüyle bakmıştır”, diyor.

Türkiye ile Suriye arasındaki sınırın uzunluğu 900 kilometreyi buluyor. NATO'daki müttefikleri, iç savaşın hüküm sürdüğü Suriye'ye militan ve silah sokulmaması için Ankara'dan sınırı daha etkin bir şekilde denetlemesini talep etmekteydi. Türkiye'deki güvenlik politikası merkezinde Suriye'deki savaş ve IŞİD ile ilgili araştırma yapan Aaron Stein, “Türkiye'nin zamanında IŞİD'i desteklediğine dair elimizde kanıt yok ama sınır güvenliğinin gevşek tutulması İslamcıların güçlenmesine mutlaka yardımcı olmuştur”, diyor.

Buna bir de Erdoğan'ın silahlı Kürtlere temelden duyduğu güvensizlik ekleniyor. On yıllardır Türk ordusu ile PKK arasında çatışmalar cereyan ediyor. Türk hava kuvvetleri Irak'taki PKK mevzilerini bombalarken Batılı müttefikleri bölgedeki Kürtleri IŞİD karşısındaki tek ciddi kuvvet oldukları için destekliyor. Türkiye'nin PKK ile mücadeleye IŞİD'den daha fazla önem verdiğini söyleyen Aaron Stein, Ankara'nın cihatçılardan kaynaklanan tehlikeyi küçümsediği görüşünde.

Türkiye'nin terör endişesi

Türkiye çoktan transit ülke olmaktan çıkıp teröristlerin hedefi haline geldi. Hükümet, 10 Ekim'de Ankara'da düzenlenen ve yüzden fazla can alan intihar saldırılarından yaz aylarındaki Diyarbakır ve Suruç saldırılarında olduğu gibi IŞİD'i sorumlu tutuyor.

Ankara katliamından sonra Türkiye, ABD'nin önderliğinde IŞİD mevzilerini hedef alan hava operasyonlarına destek vermeye başladı. Sınır bölgesindeki askeri operasyonların ABD ile koordineli olarak arttırılacağını söyleyen Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu IŞİD'in sınırlarına dayanmasına seyirci kalmayacaklarını söylemişti. Türkiye, cihatçıların tamamen bölgeden sürülmesinin IŞİD'in sınır ötesi faaliyetlerini önleyeceğini hesap ediyor. Güvenlik uzmanı Sinan Ülgen, “Türk hükümeti bakış açısını değiştiriyor. Artık sınırın daha iyi denetlenmesine ve IŞİD'çilerle kararlı mücadeleye ağırlık veriliyor. Ancak IŞİD'in faaliyetlerini önleyebileceğini sanmak saflık olur. Bunun için Türk ve Avrupa gizli servisleri arasındaki işbirliğinin iyileştirilmesi gerekecektir. İşbirliğinin ne kadar gerekli olduğu Paris saldırılarında da ortaya çıktı. Milli İstihbarat Teşkilatı'nın en son bu yılın temmuz ayında olmak üzere iki kez Paris'teki saldırılara katılan teröristlerden biri hususunda Fransa'yı uyarmış.

© Deutsche Welle Türkçe

Julia Hahn