İki arada bir derede
6 Nisan 2010Avrupa Merkez Bankası (AMB) Başkanı Jean-Claude Trichet, görev süresinin en zor haftalarından birini geçiriyor. Merkez Bankası'nın Perşembe günkü olağan faiz toplantısının ardından, basın mensuplarının sorularını yanıtlayacak. Basın toplantısında faiz politikasının rol oynaması beklenmiyor. Trichet geçen hafta Yunanistan krizinde iki kez frene basmış ve yaptığı yüz seksen derecelik dönüşle Avrupa Merkez Bankası’nın inanırlığı hakkındaki şüphelerin artmasına neden olmuştu.
Para muslukları açık
Jean-Claude Trichet yılın henüz başlarında, Yunanistan’ın karşılaştığı problemler nedeniyle finans sektöründeki garanti taleplerinin arttırılmasından vazgeçip geçmeyeceği sorusuna, ‘tek bir ülke yüzünden mali garantilerin çerçevesini kıramayız’, yanıtını vermişti. Aynı Trichet geçen hafta, ticari bankaların taze para karşılığında Merkez Bankası’na yatırdığı teminatla ilgili uygulamanın bu yıl da gevşek tutulacağını açıkladı. Kredi almak öyle kolaylaşacak ki, bankalar bundan böyle de, kredi notu iyice düşen Yunanistan’ın devlet tahvilleri karşılığında Merkez ankası’ndan re finansman kredisi çekebilecek.
IMF de Euro bölgesinin işine karışabilecek
Euro bölgesi ülkelerinin, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile birlikte Yunanistan’a yardım etmeyi kararlaştırmalarının hemen ardından Trichet ikinci tabuyu da yıkarak, IMF’nin işe karıştırılmasına şiddetle karşı çıkan guvernörlerini yalanlarcasına, devlet ve hükümet başkanları tarafından alınan kararın ‘uygulanabilir’, olduğunu açıkladı. Euro bölgesindeki ortakları tarafından hazırlanan yardım planının etkisini göstermeye başlaması ve IMF’in Atina’ya destek vermesi durumunda ABD ile Avrupa dışındaki ülkelerin hakim olduğu fonların Avrupa Merkez Bankası’nın para politikasına müdahale etmelerinden endişe ediliyor.
İstikrar ilkesi terk mi ediliyor?
Analistler, önümüzdeki yıllarda Yunanistan örneğinin çoğalması durumunda Avrupa Merkez Bankası’nın nasıl tepki göstereceğini bilmek istiyorlar. Almanya’nın büyük bankalarından Postbank’ın baş iktisatçısı Heinrich Bayer, ‘Merkez Bankası uzun vadede mali darboğazdaki ülkelere düşük faizle destek mi verecek yoksa bütün ısrar ve baskılara rağmen fiyat istikrarı ilkesine bağlı mı kalacak; bunun bilinmesi gerekir’, diyor. AMB şimdiye kadar Euro’nun iç ve dış değerini koruma ilkesinden taviz vermeyeceğini defalarca kanıtlamıştı. Ama bu çizgide kalacağından artık şüphe duyuluyor. Kararlı istikrar politikasından sapmayacağına güvenilemediği takdirde Merkez Bankası’nın inandırıcılık krizine sürüklenmesi mümkün.
Ticari bankalara eli açık
Trichet’e, yılbaşında yürürlüğe giren mali piyasalarla ilgili güvenlik mekanizmasının ayrıntıları hakkında bilgi vermesi bekleniyor. Merkez Bankası şimdiye kadar, kredi notu A -'den düşük olan devlet tahvillerini %9’luk kesinti karşılığında teminat olarak kabul ediyordu. Trichet'e aynı zamanda, Temmuz ayında başlatılan 60 milyar Euro hacmindeki teminat mektubu alış programını öngörüldüğü gibi sona erdirip erdirmeyeceğini açıklaması da bekleniyor. AMB şimdiye kadar 44 milyar Euro’luk borç senedi aldı. Uzmanlar, ticari bankaların re finansmanı açısından son derece önemli olan bu piyasanın AMB olmadan ayakta kalamayacağı endişesini taşıyor.
Euro faizleri değişmez
Avrupa Merkez Bankası’nın izleyeceği para politikası ise belli. Başkan Trichet, Mart ayında ucuz likidite sağlama programından çıkışın sonbahara kadar şekilleneceğini duyurmuştu. Guvernörler kurulu, olağanüstü likidite tedbirlerinin kaldırılmasının, düşük faiz politikasının sona ereceği anlamına gelmediğini önemle vurguluyor. Yunanistan’ın borç moratoryumu ilan etmesinden duyulan endişeler, Euro bölgesindeki yapısal dengesizlikler, milli bütçeler üzerindeki konsolidasyon baskısı ve tüketim harcamalarının büyümeyi teşvik edecek düzeye gelememesi, Euro faizlerinin normal oranlara çıkarılması önündeki başlıca engeller. Bu nedenle Avrupa Merkez Bankası’nın ana faiz haddini 2011’e kadar yüzde 1’de tutması bekleniyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Andreas Franke/Reuters
AG/AŞ