1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İkinci İmralı görüşmesinden "silaha veda" çağrısı gelir mi?

15 Ocak 2025

MHP lideri Devlet Bahçeli, DEM Parti'nin ikinci İmralı ziyaretinden silah bırakma beklentisini dile getirdi. Peki bu beklenti ile ilgili DEM Parti ne diyor?

DEM Partili Pervin Buldan, MHP lideri Devlet Bahçeli ve Ahmet Türk
DEM Partili Pervin Buldan, MHP lideri Devlet Bahçeli ve Ahmet Türk Fotoğraf: DHA

DEM Parti heyetinin İmralı'ya yapması beklenilen ikinci ziyaretinden çıkacak sonuç için MHP'den "şartsız silahları bırakma" vurgusu yapılıyor.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli, partisinin son grup toplantısında DEM Parti ile İmralı'da tutuklu bulunan Öcalan arasındaki görüşme trafiğiyle ilgili konuşarak heyetin bir sonraki İmralı ziyaretinden beklentisini şöyle açıkladı:

"DEM heyetiyle İmralı arasında yapılacak ikinci görüşmenin hitamında PKK'nın örgütsel varlığının bittiği, terörle bir sonuç alınamadığı, bu kanlı sayfanın birçok bedel ödenerek kapandığı hiçbir şart ileri sürmeksizin açıklanmalıdır. Kesin ve tavizsiz beklentimiz budur."

DEM Parti Eş Başkanı Tuncer Bakırhan ise İmralı'ya yeniden ne zaman gidileceğini bilmediklerini söyleyerek "Umarım en yakın zamanda giderler. Bizim de talebimizdir. Açıklama olacak denilmişse demek ki açıklama yapacak tarihi de belirlerler" açıklamasını yaptı.

DEM Parti Eş Başkanı Tuncer Bakırhan Fotoğraf: ANKA

DEM Parti'nin TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder, eski Eş Başkan Pervin Buldan ile yerine kayyum atanan eski Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk'ten oluşan İmralı heyetinin Ada'ya ikinci ziyaretinin kısa bir süre içinde yapılması bekleniyor. İlk ziyaret 28 Aralık'ta gerçekleşmişti.

Ancak DEM Parti, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın bu tür bir çağrıyı ikinci görüşmede yapacağı konusunda kuşkulu.

Öcalan çağrıyı bu ziyarette yapar mı?

DW Türkçe'nin DEM Parti'den edindiği bilgilere göre ikinci İmralı görüşmesinde Öcalan'ın Bahçeli'nin beklentisi yönünde bir çağrı yapmasına çok ihtimal verilmiyor. Bu beklenti DEM Parti'de "çok iddialı ve çıtayı çok yukarı çeken" bir gelişme olarak okunuyor.

DEM Parti'ye göre ikinci İmralı ziyaretinde daha çok bundan sonra nasıl yol alınabileceği, nerelere gidileceği, kimlerle görüşüleceği gibi detayların daha netleştiği, meselenin adının konulabileceği bir görüşme olabilir.

Öcalan'ın gerek 23 Ekim'de yeğeni DEM Parti Milletvekili Ömer Öcalan ile gerekse DEM Parti heyetinin 28 Aralık'taki görüşmesinde verdiği mesajlarda silahların susması çağrısını bu kadar erken yapacağına ilişkin bir sinyal ya da izlenim almadıklarını belirten parti kaynakları, beklenen bu çağrı için daha önce Şubat ortalarının telaffuz edildiğine ancak şimdi ise takvimin erkene çekildiğine işaret ediyor.

Ömer Öcalan, Abdullah Öcalan'ın kendisi aracılığıyla ilettiği mesajı "Tecrit devam ediyor. Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim” olarak aktarmıştı.

Silahların, sorunun bir "sonucu" olduğunu ve bu sorunu çözmeden sadece silahların bırakılmasına odaklanmanın çok doğru bir yaklaşım olmadığını, Öcalan'a tecridin sürdüğünü ve mesajında bahsettiği "koşulların" hiç konuşulmadığını düşünen DEM Parti'ye göre nihayetinde silahların bırakılması gündeme gelecektir ama öncesinde sorunların da farklı açılarla konuşulması gerekiyor.

DEM Parti'nin Öcalan'ın olası çağrısı ile ilgili bir diğer düşüncesi ise örgütü PKK ile hiç temas kurmadan, istişare etmeden silahları bırakmalarını nasıl isteyeceğine dair.

PKK lideri Abdullah Öcalan, 1999 yılında İmralı adasında yargılanırken Fotoğraf: Mustafa Abadan/AA/picture alliance

2013-2015 çözüm sürecinde Öcalan'ın mesajlarını HDP heyetleri Kandil'e giderek iletmişti. O dönemde Kandil'de PKK yöneticileri Türk basınının da takip ettiği bir basın toplantısı düzenlerken muhalefetteki MHP ise sürece karşı çıkmıştı.

Düğüm Suriye'nin kuzeydoğusu mu?

Bu arada Suriye'de Beşar Esad'ın devrilmesinin ardından bölgeden asker çekip çekmeyeceği tartışılan ABD Başkanı Donald Trump'ın 20 Ocak'taki yemin töreni öncesinde adı konmamış Türkiye'deki bu yeni sürecin önemi artmış durumda.

Ankara, Öcalan'dan sadece PKK'ya değil Suriye'deki YPG güçlerine de silah bırakma çağrısında bulunmasını bekliyor.

DEM Partililer de İmralı'dan gelebilecek silahları bırakma çağrısı beklentisinin Bahçeli'nin son açıklamasıyla takvim olarak öne çekilmesinin Suriye'deki gelişmelerle ilgili olabileceği yorumu yaparak; iktidarın Suriye'de, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve YPG aleyhine bir gelişme elde etmesi durumunda Türkiye'deki sürece de artık çok ihtiyaç duymayabileceği ihtimalini dikkate getiriyor.

2013-2015 çözüm sürecinin sona ermesinde Kürtlerin Suriye'nin kuzeydoğusundaki oluşuma gitmesinin önemli etken olduğu yorumları yapılmıştı.

DEM Partili yetkili bugün de Kürt sorunu denilerek konuşulan şeyin aslında kuzeydoğu Suriye'nin statüsü, geleceği, Kürtlerin oradaki pozisyonu ve bunun Türkiye ile ne kadar çelişip çelişmeyeceği ne kadar uyumlu olup olmayacağı meselesi olarak gösteriyor.

Sırrı Süreyya Önder 1 Ekim'den bu yana devam eden İmralı sürecine dair Mezopotamya Ajansı'na verdiği demeçte ortada bir belirsizlik olduğunu kabul ederek şöyle konuşmuştu:

"İktidar, bizim atfettiğimiz anlamda 'devlet aklını' devreye sokup belirsizlik karşısında Kürtlerle barışacak ve Ortadoğu'da bu şekilde mi temel aktör haline gelmeye çalışacak, yoksa 'kadife eldiven içindeki demir yumrukla' Suriye'de Kürtlerle sert bir çatışmaya mı girecek? Şu anda ulaşılmak istenen temel nokta bu iki seçenek arasında karar kılmak. Bence hâlâ bu konuda net bir karara varılmadığı için Türkiye'de süreç net değil."

Erdoğan'ın Diyarbakır konuşması “umut” vermedi

Öte yandan Cumhur İttifakı'ndan gelen son sinyaller DEM Parti'de sürece yönelik başlarda oluşan beklentiyi biraz düşürmüş durumda.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Bahçeli en son 9 Ocak günü 40 dakikalık bir görüşme yapmış, ardından Erdoğan 11 Ocak'ta partisinin il kongresi için Diyarbakır'a gitmişti. DEM Parti'nin İmralı ziyaretleriyle ilgili süreç devam ederken Erdoğan'ın Diyarbakır'da önemli mesajlar verebileceğine dair genel bir beklenti oluşmuştu.

Fotoğraf: Umit Bektas/REUTERS

Erdoğan merakla beklenen konuşmasında son dönemde yapılan çalışmaların amacını şu sözlerle açıklamıştı:

"Son dönemde gerçekleşen çalışmaların tek bir amacı vardır, terör örgütünün kendini feshetmesi, silahların kayıtsız şartsız teslim edilmesi, örgütün siyaset üzerindeki vesayetinin tamamen kaldırılması, bölücü örgütün baskısı dolayısıyla bir Türkiye partisi olması vasfını kazanamayan siyasi yapıya bu yönde kendini geliştirme fırsatı verilmesi, bölgede artan çatışmalar karşısında iç cephemizin güçlendirilmesi. Ezcümle; yarım asırlık bölücü terör parantezinin kapatılması, tüm boyutları ve unsurlarıyla ebediyen tarihe gömülmesidir."

Erdoğan'ın konuşmasını sürece dair "umut vermeyen" bir tonda bulan DEM Parti'deki bu his, Mersin'in Akdeniz belediyesine gelen kayyum kararı sonrası pekişmiş durumda.

Türkiye'nin genel olarak demokratikleşmesini ve sorunların sadece Kürtler için değil tüm vatandaşlar için çözümlenmesini arzu ettiklerini belirten DEM Partili bir yetkili, Erdoğan'dan sorunu çözmekte kararlılığını veya irade beyanının beklendiğini ancak bunu yapmadığını belirtiyor.

DW Türkçe'ye engelsiz nasıl ulaşabilirim?

Gülsen Solaker Dış politika ve iç siyasi gelişmeler ağırlıklı olarak 1997’den beri çalışan gazeteci.