1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
İklimKüresel

İklim konferanslarında "tarihi başarı" kural olmalı

Tim Schauenberg
Tim Schauenberg
21 Kasım 2022

COP27'deki "tarihi başarı"nın gelecekte yeterli olmayacağını söyleyen DW'den Tim Schauenberg’e göre küresel iklim hedeflerine ulaşabilmek için bu bir kaide haline gelmeli.

Fotoğraf: Mohamed Abd El Ghany/REUTERS

27. Dünya İklim Konferansı (COP) cumartesi sabahı bir sonuç alınamadan çökme tehlikesiyle karşı karşıya kaldıktan sonra, 36 saat süren gece müzakerelerinin ardından bitiş çizgisini soluk soluğa geçti. Sonuç hem hayal kırıklığı hem de büyük bir başarı.

Öncelikle iyi haber: İklim değişikliğinden özellikle etkilenen ülkelerin kayıp ve zararlarını tazmin edecek bir fonun kurulması, uluslararası iklim diplomasisinde gecikmiş bir dönüm noktası oldu. Başta ABD ve AB olmak üzere zengin ülkeler bu konsepte yıllarca direnmişlerdi. Şarm El-Şeyh'te, esas olarak AB'nin diğer mali araçları tercih eden tutumundan temelde sapma yönündeki baskısı sayesinde bir ilerleme kaydedildi.

Tim SchauenbergFotoğraf: DW/P.Böll

Tazminat fonu iklim adaleti için büyük bir adım

Gelecekte zengin ülkeler, büyük ölçüde kendilerinin neden olduğu iklim değişikliğinin yol açtığı zararlar için daha fazla mali ve kar amacı gütmeyen sorumluluk üstlenmek zorunda kalacaklar. Anlaşma Birleşmiş Milletler ve birçok medya kuruluşu tarafından "tarihi" olarak nitelendiriliyor. Kimin kime ne kadar ödeme yapacağının ayrıntıları önümüzdeki yıl Birleşik Arap Emirlikleri'nde yapılacak iklim konferansında zorlu müzakerelere konu olacak.

Ancak bunun dışında, şu anda son hızla ilerlediğimiz iklim felaketi göz önüne alındığında, bu "tarihi" değil, doğal bir mesele olmalı. Ve bu noktada elde edilenlerin değerini azaltmak istemiyorum. İklim diplomasisi merceğinden bakıldığında, zengin ülkelerin küresel Güney'de özellikle etkilenen ülkelere karşı sorumluluğunun tanınması yönünde bu, tarihi bir adım. Ve daha fazla iklim adaleti için atılmış büyük bir adım.

2022 boşa harcanmış bir yıl

Yine de: Şu anda enerji krizinin ve çok çeşitli çıkarların etkisi altında olan iklim diplomasisinin mantığı ve standartları ile iklim bilimi temelinde "tarihi" ilerleme olarak değerlendirebileceğimiz şey arasında dünyalar var. COP bir iklim uygulama konferansı olmalı. İklim değişikliğinin 1,5 derece veya 2 derecenin çok altında sınırlandırılmasına yönelik gerçek ve samimi ilerlemenin sağlanacağı bir konferans.

Kayıtlara geçen, 2022'nin boşa harcanmış bir yıl olduğu. Emisyon azaltımına ilişkin tek olumlu açıklama, Brezilya'nın yeni seçilen Başkan Lula yönetiminde ormansızlaşmayı durdurma planı ve Çin'in daha az metan gazı salma planı. Ancak burada tasarruf edilen miktar, Almanya'nın Senegal'deki yatırımı da dahil olmak üzere gaz altyapısına yapılan yeni yatırımlarla hemen iptal ediliyor. Bu da bizi sıfıra geri getiriyor.

Dolayısıyla 2030 yılına kadar küresel emisyonları kabaca yarıya indirmek ve 1,5 derecenin üzerindeki küresel ısınmanın sıcak hava dalgaları, fırtınalar, seller ve yükselen deniz seviyelerinin ölümcül sonuçlarını sınırlamak için sadece yedi yıl kaldı.

Bunun yerine, COP27 diplomatik çatışmalarla geçti. Cumartesi sabahı konferans çökmenin eşiğine gelmişti, çünkü Mısır başkanlığı, esas olarak bu dünyanın petrol ve gaz üreticilerine hitap etmesi gereken bir metin sunmuştu. İstikrarlı bir şekilde artan iklim hedeflerinden söz bile edilmedi. Böylece 1,5 derecelik hedef gömülmüş olacaktı. Konferans başarısızlığın eşiğindeydi.

Zaman tükeniyor

Bu tür siyasi ileri geri konuşmalara ayıracak vaktimiz yok! Öğleden sonra, AB müzakere çevrelerinde söylendiği gibi, iklim diplomasisi ve konferansın kurtarılması açısından "büyük ilerleme" kaydedildiğinde, iklim bilimi sadece omuzlarını silkebilir. 1,5 derece hedefine ulaşmak ve daha fazla iklim adaleti sağlamak için, insanlığın tarihsel olarak en büyük krizlerinden birinin üstesinden gelmek amacıyla bundan böyle her yıl tüm alanlarda - emisyonlar, uyum, zararlar ve kayıplar - "tarihi" sonuçlara ihtiyacımız var.

Kömür, petrol ve doğalgazın küresel ölçekte aşamalı olarak kullanımdan kaldırılmasına yönelik tarihi bir anlaşmayla başlanabilir. Ancak Hindistan'ın diğer gelişmekte olan ülkeler ve AB'nin de desteğini alarak yaptığı bu öneri nihai rapora giremedi.

Diplomatik müzakere başarıları iklim söz konusu olduğunda artık istisna olmaktan çıkmalı; "tarihi" bir mesele haline gelmeli. Eğer iklim diplomasisi önümüzdeki yıllarda 1,5 derece hedefi için daha fazlasını elde etmeyi başaramazsa ve bunun yerine iki veya üç derecelik küresel ısınmadan bahsedersek, tarihsel başarısızlık için kendimizi suçlamamız gerekecek. Ve tabii ki kimse bunu istemez.