1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İlk 4 madde tartışmaları gölgesinde yeni anayasa mümkün mü?

19 Eylül 2024

TBMM'nin açılmasının ardından iktidar yeni anayasa çabalarına başlamak istiyor. Ancak HÜDA PAR'ın anayasanın ilk 4 maddesini tartışmaya açan çıkışı yeni anayasa çalışmalarını zora sokar mı?

TBMM Genel Kurul salonu
Meclis'in Ekim başında açılması sonrasında yeni anayasa çalışmalarının gündeme gelmesi bekleniyor (Arşiv fotoğrafı)Fotoğraf: ANKA

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) açılmasına az bir süre kala iktidarın yeni anayasa arayışı ve bunun etrafında süren tartışmalar devam ediyor.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş geçen yasama döneminde yeni anayasa için muhalefet partilerinin de kapılarını çalmış ve çalışmalara başlamak için nabız yoklamıştı. Bu girişimden çok somut bir sonuç çıkmazken Kurtulmuş'un çabalarına 1 Ekim'de yeni yasama dönemine başlayacak olan Meclis'te yeniden devam etmesi bekleniyor.

AKP'nin Ekim ayında anayasa ile ilgili yeni bir çalıştay daha düzenlemesi bekleniyor. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı Ağustos ayı ortasında AA'ya verdiği demeçte "Ekim ayından itibaren çalıştay yaparak 'Bir anayasa yapımının yol haritası nasıl olmalı? Yöntemi ne olmalı? AK Parti'nin bundaki rolü nedir?' Bu konuları müzakere edeceğiz" demişti.

Meclis açılmadan anayasa ile ilgili tartışmaları alevlendiren gelişme ise Cumhur İttifakı'nın küçük ortaklarından Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu'nun "Anayasa'nın dördüncü maddesine karşıyız" şeklindeki açıklamaları oldu.

Diyarbakır'daki Narin Güran cinayeti kapsamında Tavşantepe köyü ile bağları olduğu iddiaları ile karşı karşıya kalan HÜDA PAR, anayasanın değiştirilemez ilk dört maddesini tartışmaya açtı.

AKP ilk dört madde konusunda ne diyor?

Anayasanın birinci maddesinde Türkiye'nin bir "Cumhuriyet" olduğu belirtilirken, ikinci maddesinde ise "Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir" deniliyor.

Üçüncü madde "Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı İstiklal Marşı'dır. Başkenti Ankara'dır" şeklinde iken, HÜDA PAR'ın itiraz ettiği dördüncü maddesi ise şöyle:

"Anayasanın birinci maddesindeki devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile ikinci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve üçüncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez."

Yapıcıoğlu'nun sözlerinin ardından gözler İttifak ortakları AKP ve MHP'nin ne diyeceğine çevrildi. Eleştirilerin artması üzerine AKP'den farklı kesimlerden açıklamalar geldi.

Cumhurbaşkanlığı'nda yeni anayasa çalışmalarını sürdüren Başdanışman Mehmet Uçum X hesabından yaptığı paylaşımda toplumun ilk üç maddenin "değiştirilemezliği" konusunda Türk toplumunda genel bir mutabakatın bulunduğunu söyleyerek, "Değiştirilemezlik ilkesi kurucu neslin gelecek kuşaklara nasihatidir. Söylendiğinin aksine sonraki neslin iradesine ipotek koymak değildir, bu maddeten mümkün de olmaz. Değiştirilemezlik ilkesini vurgulamak mevcut neslin görevidir" ifadelerini kullandı.

MHP lider Devlet Bahçeli ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ErdoğanFotoğraf: Mustafa Kamaci/AA/picture alliance

Bu konuda AKP açısından son noktayı koyan ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oldu. Erdoğan dün yaptığı açıklamada Türkiye'nin hedeflerine ulaşabilmesi için "sivil ve kuşatıcı" bir anayasanın gerekli olduğunu belirterek, son tartışmalara dair ise "Anayasa'nın ilk dört maddesiyle ilgili bizim açımızdan bir tartışma yoktur. Partimizin bu konudaki tutumu açıktır" dedi.

HÜDA PAR iktidarı zora mı soktu?

Siyaset Bilimci İbrahim Uslu HÜDA PAR'ın bu açıklamaları ile Cumhur İttifakı'nın büyük ortakları AKP ile MHP'yi zora soktuğu görüşünde ve bunu şöyle açıklıyor:

"Çünkü pozitif bir geri dönüş elde etmek üzere gündem yönetimi yapmak isterken bir anda kendilerini yeniden şeriat mı gelecek, laiklik mi elden gidecek tartışmaları içine itilmiş buldular. AK Parti'nin siyasal kimlik üzerinden bir ayrışmayı diri tutmaya ihtiyacı var. Çünkü 2017'den bu tarafa kendilerini muhafazakâr ya da sağda tanımlayan seçmenler CHP'ye oy vermeye başladı. Ama AKP bu konuların bu seviyede, uçta tartışılmasını istemiyor."

Uslu, bu son polemik nedeniyle muhalefet partilerinin de yeni anayasa çalışmalarına katılmamak için ellerinde artık daha güçlü argümanları olduğunu belirterek, TBMM'de temsil edilen partilerin hiçbir konuda uzlaşı sağlayamazken anayasa yapımı gibi tartışmalı bir başlıkta uzlaşmasını olası görmüyor.

AKP Türkiye'nin her ne kadar çok fazla değiştirilmiş olsa da darbe anayasasından kurtulması gerektiğini savunuyor. Ancak Uslu'ya göre parti içinde bu yönde düşünen, oy kaybını geri getirmeye çalışan bir grup iyi niyetli kişiler olabilir ama anayasa gündeminin iktidar için başka bir anlamı daha var. Uslu bu ikinci nedeni şöyle anlatıyor:

"Topluma yeni bir hikâye anlatamıyorsunuz, yeni bir umut veremiyorsunuz. Ama bir taraftan da iktidardasınız ve bir siyasal tartışmayı da sürdürebilmeniz lazım. Bu noktada anayasa tartışmasının işlerine yaradığını gördüler bence."

HÜDA PAR'a tepkiler ne olmuştu?

Yapıcıoğlu'nun sözlerine ilk tepki gösterenlerden biri CHP Genel Başkanı Özgür Özel oldu. Özel, HÜDA PAR'ın bu çıkışına MHP'nin neden tepki vermediğini sordu.

CHP lideri Özgür Özel, HÜDA PAR'ın çıkışına MHP'nin nasıl yanıt vereceğini sormuştuFotoğraf: Evrim Aydin/Anadolu/picture alliance

Özel hafta başında Balıkesir'in Susurluk ilçesinde yaptığı konuşmada Yapıcıoğlu'na sert tepki gösterirken, diğer yandan şu sözlerle AKP ve MHP'ye yüklendi:

"Benim HÜDA PAR'a bir sözüm yok. Mikroba sen niye hastalık yapıyorsun diye hesap soramazsınız. Mikrop, mikroptur. Ama milliyetçi muhafazakârım diyenler… Hele hele Tayyip Bey'in sağ kolunda HÜDA PAR, öbür kolunda Devlet Bahçeli var. Sen bu HÜDA PAR'a ne diyorsun Devlet Bey? Kimler kimlerle beraber?”

Bunun üzerine MHP'den ilk yanıt Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir'den geldi. Özdemir "Anayasanın ilk dört maddesi ile ilgili başlatılmak istenen tartışmalar boş ve beyhudedir. MHP'nin bu konudaki duruş, irade ve kararlılığı berrak, sarih ve katidir" derken, diğer yandan Türkiye'nin 1982 Anayasası yerine sivil, kapsayıcı ve yeni sisteme uyumlu bir anayasaya ihtiyacı olduğunu da belirtti.

MHP Mayıs 2021'de 100 maddelik bir anayasa değişikliği teklifi hazırlayarak başta AKP olmak üzere tüm partilere iletmişti. Bu teklif içinde Bahçeli'nin verdiği bazı kararlar nedeniyle "kapatılmalıdır" dediği Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) "yüksek mahkeme" statüsünden çıkarılıp özel bir statüde düzenlenmesi önerisi de yer almıştı.

Yapıcıoğlu'nun sözlerini Cumhur İttifak'ını sorumlu tutarak eleştirenler arasında İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu da vardı. Dervişoğlu "Malazgirt'te elini kaldırırsanız o da gelir Ankara'da parmağını gözünüze sokar" diye konuştu. Ağustos ayı sonunda Bitlis'in Ahlat ilçesindeki Malazgirt Zaferi kutlamaları sırasında liderler sahneye çıkmış, Bahçeli ile yan yana duran Yapıcıoğlu'nun MHP liderinin elini havaya kaldırması dikkati çekmişti.

Öte yandan TBMM Başkanı Kurtulmuş'un yeni anayasa için kapısını çaldığı partiler arasında DEM Parti de bulunuyor. Partinin Eş Başkanı Tuncer Bakırhan dün Mersin'de yaptığı açıklamada "Anayasayı herkes yapar. Kenan Evren de yaptı. Darbeciler de yaptı. Anayasanın yapılmasından çok anayasanın nitelikleri önemlidir. Demokratik midir, toplumun dinamikleriyle birlikte mi yapılmış, kapsayıcı mıdır, toplumun dinamiklerini kendisine bağladığı, aidiyet hissettiği bağlı olduğu bir anayasa mıdır? Bunları sormak lazım" şeklinde konuştu.

Anayasa değişikliği için Meclis aritmetiği nasıl?

Türkiye'de 1982 Anayasası'nın yerine yeni bir anayasa yapma isteği ise yeni değil. 2011 yılında o dönem TBMM Başkanı olan Cemil Çiçek de bu konuda inisiyatif alarak çalışma başlatmış, tüm partilerin katılımı ile kurulan TBMM Uzlaşma Komisyonu'nda 60 maddede uzlaşma sağlanırken genel olarak bir sonuç elde edilememişti.

Muhalefet partileri halkın gündeminin yeni anayasa olmadığını belirterek, 1982 Anayasası'nda, önemli bir bölümü AKP iktidarlarında olmak üzere 20'ye yakın değişiklik yapıldığına dikkati çekiyor. Son önemli değişiklik ise 2017 referandumunda parlamenter sistemin yerine Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi getirilmesi ile olmuştu.

TİP Milletvekili Can Atalay'ın hâlâ cezaevinde olması ve TBMM'de bu sorunun çözümlenememesi de yeni anayasa girişimini sekteye uğratan gelişmelerden biri olarak görülüyor.

Anayasa değişikliklerinin referanduma gidilmeden Meclis'te kabul edilmesi için 400, referanduma gitme çoğunluğu için ise 360 sandalye gerekiyor.

AKP'nin Cumhur İttifakı ortakları MHP ve HÜDA PAR ile birlikte sandalye sayısı 360'a ulaşmıyor.

TBMM'deki son sandalye dağılımına göre AKP'nin 266, MHP'nin 50, HÜDA PAR'ın ise 4 milletvekili bulunuyor. Dolayısıyla İttifak'ın oyları 320'yi buluyor.

Öte yandan muhalefet cephesinde ise durum şöyle: CHP'nin sandalye sayısı şu an 128.

DEM Parti ise 57 milletvekiline sahip.

Geçmiş dönemde Millet İttifakı'nda yer alan ancak 28 Mayıs'taki ikinci tur sonrası kopan İYİ Parti'nin son kayıplarının ardından 30 milletvekili bulunuyor.

DEVA'nın 15, Gelecek Partisi ve Saadet Partisinin ortak grubunun ise 20 sandalyesi var.

Şu anda bir partiden olmayan 8 bağımsız milletvekili de bulunurken, yerel seçimde AKP ile ittifaka gitmeyen Yeniden Refah Partisi'nin ise 4 vekili var.

Demokrat Parti'nin 3, Türkiye İşçi Partisi'nin 3, DBP'nin 2, Emek Partisi'nin 2, DSP'nin de 1 milletvekili bulunuyor.

 

DW Türkçe'ye sansürsüz nasıl erişebilirim?

Gülsen Solaker Dış politika ve iç siyasi gelişmeler ağırlıklı olarak 1997’den beri çalışan gazeteci.