1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"İnsanlar nasıl delirmiyor, anlamıyorum"

16 Ekim 2015

Ece Temelkuran, Almanca yayımlanan kitabı "Euphorie und Wehmut" ile Frankfurt Kitap Fuarı'ndaydı. Noyan Er, Temelkuran ile kitapları ve Türkiye’nin güncel durumu hakkında konuştu.

Autorin - Ece Temelkuran
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/J. Hein

DW Türkçe: "Euphorie und Wehmut" adıyla yazdığınız son kitabınızın Almanca yayımlanmasına karar verdiniz. Bu kararın sebebi nedir, neden Almanca ve neden Almanya?

Ece Temelkuran: Almanca yayımlanmasını tercih ettim ve Türkçeye çevrilmesini de planlamıyorum, çünkü kitabı Türkiye dışındaki okurlar için yazdım. Türkiye’de ben zaten yirmi yıl gazetecilik yaptım ve söyleyeceğim her şeyi söyledim. Söyleyecek yeni bir şeyim de gerçekten yok, o yüzden bu Avrupalı okurlar için bir kitap oldu. Avrupalıların Türkiye’ye baktıklarında açıklanamaz bir karmaşa görmelerini istemiyorum, bunun bir hikayesi var. Bir toplumun nasıl delirtildiğini anlatmak istedim. Avrupalılara da tanıdık gelecek bir hikaye olduğunu ve sonunda anlayabileceklerini düşünüyorum. En çok da okuyan yabancıların Türkiye’ye geldiklerinde "ne olacak bu memleketin hali?" diye konuşulan kederli rakı masalarına oturduklarında bir turist gibi kalmamaları için yazdım. Biz dertlendik, onlar da dertlensin diye yazdım…

Fotoğraf: Hoffmann und Kampe

DW Türkçe: Bu sene çıkan bir diğer kitabınız "Devir" ile darbe yıllarına yolculuk yapıyoruz. 12 Eylül Darbesi'nin yaşandığı zamanları bugün ile karşılaştırınca neler görüyorsunuz?

Temelkuran: Ben hemen hemen aynısı olduğunu düşündüğüm için "Devir"i yazdım zaten, 1980’i değil, bugünü yazmak için yazdım. "Devir" de gelecek yıl Almanya’da yayınlanacak. Umarım, "Euphorie und Wehmut"u okuduktan sonra buradaki okurlar "Devir"i çok daha iyi anlayacaktır. Adının "Devir" olması da bu yüzden zaten, sürekli aynı hikaye devrediyor… Ben şimdiki siyasal ve psikolojik durumun aynısı olduğunu düşünüyorum.

DW Türkçe: Geçen cumartesi Ankara Garı'nda bir terör saldırısı düzenlendi. O hafta sonu ve sonrasında olanları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Temelkuran: İnsanlar nasıl delirmiyor, anlamıyorum. Çocuklarının öldürülmesinin ardından suçlu ilan edilmek, saldırıya uğramak… Bütün bunlar insanları nasıl delirtmiyor, gerçekten anlamıyorum. Artık öfkenin ötesinde başka bir yerdeyiz gibi geliyor bana. Bir tür katatonik durum yaşıyormuşuz gibi… Gezi'de üç ağaç için ayaklanan insanlar şimdi dışarı çıkamıyorlar, çünkü biliyorlar ki, artık öldürülebilirler ve bunun hesabı da sorulamıyor. Ne hissettiğimi anlatamıyorum bile…

DW Türkçe: Her iki ülkeyi de tanıyan bir yazar olarak iki ülke arasındaki sosyal bağları nasıl görüyorsunuz?

Temelkuran: Almanya bizim dertlerimizle çok ilgili bir ülke olduğu için – herhalde "Acı Vatan" lafını onlar da biliyorlardır – bağların çok organik ve kuvvetli olduğunu düşünüyorum. İşin ilginç tarafı, ben beklememiştim ama "Euphorie und Wehmut"u burada doğup büyüyen, dolayısıyla Almancayı Türkçeden daha iyi konuşan ve okuyan Türkiyeli gençler okuyorlar. Sanırım onlar şimdiki Türkiye ile şimdiki Almanya arasında yeni bir bağ olacaklar ve ben oradan hem Türkiye, hem de Almanya için iyi sonuçlar çıkacağını düşünüyorum.

©Deutsche Welle Türkçe

Söyleşi: Noyan Er