1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İran'ın enerji için nükleere ihtiyacı var mı?

Şebnem Nuriyan23 Ocak 2008

Uluslararası toplum İran üzerinde baskıyı artırırken, zengin petrol rezervlerine sahip ülkenin nükleer programa ihtiyacı olup olmadığı tartışılıyor. İranlı uzman Şirzad, bu konuda çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Fotoğraf: AP Graphics

İran’ın nükleer programı, bugüne kadar milyarlarca dolara mal olan, ulusal bir proje. Kamuoyu genelde hükümetin programını benimsemiş durumda. Sokaklarda ‘Nükleer Enerji bizim hakkımız‘ ya da Nükleer teknoloji ulusal mal varlığıdır‘ gibi sloganların yazılı olduğu pankartlar asılı. Bu sloganlar gündelik yaşamın bir parçası haline gelerek, televizyon, radyo ve gazetelerde sıkça yer alıyor. Hal böyle olunca İran’da çok az kişi hükümetin nükleer politikasını eleştirmeye cesaret edebiliyor. Bunlardan biri de nükleer fizik Profesörü ve eski parlamento milletvekili Ahmet Şirzad.

"Nükleer programın hiçbir bilimsel gerekçesi yok, uzmanlar tarafından da tartışılmadı.” Diyen Şirzad, “Örneğin ben, bir bilim insanı olarak nükleer enerjinin kullanımının kesinlikle son ihtimal olarak düşünülmesi gerektiği görüşündeyim. Bize çok ucuza mal olan petrol ve gazdan elde edilen enerji dışında, henüz su ve rüzgâr enerjisi gibi enerji türlerini denemedik. Ayrıca, İran'da elektrik üretmek için yeterli su kaynağı da mevcut" görüşünü kaydediyor.

‘Nükleer yatırım boşa gidiyor’

Iran Cumhurbaşkanı, ülkesinin nükler programının sivil amaçlı olduğunu savunuyor. Ancak Batı, amacın atom bombası geliştirmek olduğu endişesini taşıyor.Fotoğraf: AP

İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad sıkça, ülkesinin modernleşme sürecinde daha fazla elektriğe ihtiyacı olduğunu, nükleer programa yatırım yapılmazsa ekonomik gelişmenin mümkün olmadığını ileri sürüyor. Oysa, bilim adamı Şirzad, nükleer enerjiye yapılan yatırımların ülkeye faydadan çok zarar verdiği görüşünde:

"Uluslararası Atom Enerji Ajansı'nın açıkladığı bilgilere bakılırsa sadece Buşehr'deki nükleer tesise yapılan yapıtım 4 milyar dolar civarında. Natanz'daki tesise de 2 milyar dolar yatırım yapıldı. Bu toplam miktar, hidroelektrik santrali kurmak için gereken miktardan sekiz kat daha fazla. Üstelik nükleer programımız konusunda tüm dünya ile olan anlaşmazlığımıza bakılırsa, bu yatırımların geleceği belirsiz."

‘Petrol zengini İran, benzine muhtaç’

Ahmet Şirzad pek çok kez, Ahmedinecad’ı bu konuyu görüşüp, tartışmaya davet etmiş. Ancak yanıt alamamış. Şirzad, İran'ın petrol rezervlerine sahip üçüncü büyük ülke olmasına rağmen benzin ihtiyacının üçte birini ithal ettiğini hatırlatıyor ve bu sorunun çözülmesi yerine anlamsız bir nükleer programa para harcanmasını eleştiriyor:

Zengin petrol rezervlerine sahip olan İran'da yeterli sayıda rafineri olmadığı için, sık sık benzin sıkıntısı yaşanıyor.Fotoğraf: AP

"En başta gelen sorun, bu konunun politize edilmesi ve hükümetin yaşadığı uluslararası baskı. Buna, bağımsız uzmanların, önemli bilgilere ulaşamaması da ekleniyor. Bilgi olmadan eleştiri yapamazsınız. Nükleer programa yönelik tek bilgi kaynağımız, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın açıkladığı veriler. "

İran medyasında nükleer tabu

İran medyası nükleer programı sorgulamıyor ve bunu yapanlar batı casusu olarak damgalanıyor. Ahmet Şirzad, öğrencileri arasında bile kendisini nükleer casus olarak görenlerin olduğunu söylüyor. Şirzad İran kamuoyunun nükleer programı ancak batının baskısının sona ermesinden sonra tartışabileceği görüşünde. 2004 yılına kadar, İran Parlamentosu Araştırma ve Eğitim Komisyonu’nun başkanlığını yapan Ahmet Şirzad uluslararası kamuoyunun endişelerini ise gereksiz buluyor

"Bizim nükleer fizik teknolojimiz, henüz uranyumu nükleer silah üretiminde kullanılacak ölçüde zenginleştirebilecek kapasitede değil. Tabii başka bir ülke bu teknolojiyi İran’a satmazsa."