İran'ın nükleer geleceği İstanbul'da masaya yatırılıyor
25 Temmuz 2025
İran'ın nükleer programının geleceğini görüşmek üzere Almanya, Fransa ve İngiltere'den temsilciler ile İran heyeti, bugün İstanbul'da masaya oturacak. Görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlanması durumunda İran'ı yeni bir yaptırım dalgası bekliyor.
İsrail ve ABD'nin Haziran ayında İran'ın nükleer tesislerine düzenlediği saldırıların ardından programın teknik durumu hâlâ belirsizliğini koruyor. İran'ın nükleer programı sürdürme kapasitesine sahip olup olmadığı henüz net değil.
DW'ye değerlendirmede bulunan Berlin merkezli Bilim ve Politika Vakfı'ndan İran uzmanı Hamid Rıza Azizi, ABD Başkanı Donald Trump'ın "İran'ın nükleer tesisleri ve programı tamamen yok edildi" yönündeki iddiasının somut verilere dayanmadığını söylüyor.
Azizi'ye göre, İran kısa ve orta vadede uranyum zenginleştirme programınısınırlı ölçüde yeniden başlatabilecek durumda. Ayrıca son yıllarda elde ettiği yüksek derecede zenginleştirilmiş uranyumun büyük kısmını hâlâ elinde tutuyor.
Uranyum zenginleştirme teknolojisi ne durumda?
"Genel olarak bakıldığında, İran'ın uranyum zenginleştirme kapasitesi elinden alınmış değil" diyen Azizi ekliyor:
"Ancak şu ana kadar programı yeniden başlatmak için atılmış aktif bir adım yok. Bu tür bir karar teknik değil, daha çok siyasi ve askeri hesaplarla ilgili."
Hamburg Üniversitesi Barış Araştırmaları ve Güvenlik Politikası Enstitüsü'nden siyaset bilimci Michael Brzoska ise farklı düşünüyor. Brzoska'ya göre, İran'ın elindeki uranyumu nükleer silah düzeyine çıkarması artık teknik olarak çok daha zor.
DW'ye konuşan Brzoska, "Zenginleştirme için gerekli santrifüjlerin büyük hasar gördüğü ve artık kullanılamaz durumda olduğu tahmin ediliyor. Elbette başka yerlerde gizli santrifüjler olabilir, ancak bu konuda elde bilgi yok" diyor.
"İran'dan çelişkili mesajlar geliyor"
İran'a baskı uygulamak isteyen Almanya, Fransa ve İngiltere Temmuz ortasında ABD ile birlikte İran'a nükleer anlaşma için bir süre tanıma konusunda uzlaştı. Bu süre Ağustos sonunda doluyor. O tarihe kadar bir anlaşmaya varılamazsa Avrupa ülkeleri, daha önce kaldırılmış BM yaptırımlarını otomatik olarak yeniden devreye sokmayı planlıyor.
Brzoska'ya göre İran, mevcut stratejisini yeniden gözden geçiriyor olabilir:
"İran nükleer programını askeri amaçla kullanmadığını hep savundu. Ancak yüksek düzeyde uranyum zenginleştirme faaliyetleri, bu olasılığa fiilen yaklaştığını gösterdi ve bu da diğer ülkelerde endişe yarattı."
Brzoska devam ediyor:
"Son gelişmeler, bu programın zaaflarını da ortaya koydu. İsrail ve ABD, İran'ın kısa sürede nükleer bomba elde edebileceği varsayımıyla hareket etti. Bu yüzden İran şimdi nükleer materyalin sınırlı zenginleştirilmesi konusunda müzakereye açık olabilir."
Hamid Rıza Azizi ise İran'ın çelişkili mesajlar verdiğini belirtiyor:
"Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı gibi yetkililer diplomasiye açık olduklarını söylese de, uranyum zenginleştirme ya da bölgedeki silahlı gruplara verilen destek gibi tartışmalı konularda taviz sinyali yok."
Azizi'ye göre bu durum, İran'ın tutarlı bir strateji yerine durumu idare etmeye çalıştığını gösteriyor:
"Strateji; mevcut sorunlara çözüm bulunana kadar zaman kazanmak ve yeni bir tırmanışı önlemek."
Baskı aracı: Snapback mekanizması
Ancak İran'ın fazla zamanı kalmadı. Almanya, Fransa, İngiltere ve ABD'nin belirlediği gibi, eğer Ağustos sonuna kadar uzlaşma sağlanmazsa 2016'daki nükleer anlaşma kapsamında kaldırılan tüm Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımları yeniden devreye girecek.
Söz konusu anlaşmada, "geri tepme" anlamına gelen Snapback (BM yaptırımlarını otomatik devreye sokan mekanizma) adı verilen bir madde yer alıyor. Bu, anlaşmaya taraf olan ABD, İngiltere, Fransa, Çin, Rusya, Almanya ve AB'ye, 30 günlük bir süreç sonunda BM yaptırımlarını otomatik olarak yeniden yürürlüğe koyma hakkı tanıyor.
Bu yaptırımlar arasında seyahat yasakları, mal varlığı dondurmaları, bazı ürün ve hizmetlerin ihracatına yasaklar ve bankacılık işlemlerine sınırlamalar bulunuyor. Önemli bir detay: Bu mekanizmayı hiçbir ülke veto edemiyor.
ABD, Trump döneminde 2018'de anlaşmadan çekildiği için bu mekanizmayı doğrudan devreye sokamıyor. Ancak Temmuz ayındaki görüşmeler, Avrupa ülkelerinin Washington'la koordineli hareket ettiğini gösteriyor. Ayrıca ABD, İran'a kendi yaptırımlarını da uyguluyor. Bu yaptırımlar yalnızca petrol ve bankacılık gibi sektörleri değil, İran'la iş yapan üçüncü ülkeleri ve şirketleri de hedef alıyor.
Donald Trump, 2016'ta yürürlüğe giren Kapsamlı Ortak Eylem Planı'ndan (KOEP) çekileceklerini ve İran'a yeniden yaptırım uygulanmaya başlayacaklarını Mayıs 2018 tarihinde açıklamıştı.
Ortak çıkar: Uzlaşma
Tüm bunlar, İstanbul'daki görüşmeleri İran için kritik hâle getiriyor. Brzoska, "ABD'nin uyguladığı yaptırımlar İran için daha ağır olabilir. Ancak Snapback mekanizması, birçok ülkenin İran'a karşı ekonomik kısıtlamalar getirmesine yol açabilir" diyor. Bu kısıtlamalar, yalnızca petrol ihracatını değil askeri amaçlarla da kullanılabilecek "çift kullanımlı" teknolojilerin transferini de içeriyor.
Brzoska'ya göre İran bu nedenle Avrupa'nın Snapback'i devreye sokmaması için yoğun çaba gösterecek ve ortak bir zemin arayacaktır. Ancak Hamid Rıza Azizi, Avrupa ülkelerinin İran'a Snapback dışında başka bir teşvik sunmadığını, bunun da uzlaşmayı zorlaştırdığını söylüyor:
"Bu yüzden en muhtemel senaryo, Snapback'in uygulanma süresinin uzatılması olabilir. Bu, diplomatik çözüm arayışına zaman kazandırır. Aksi takdirde, özellikle takvimin darlığı göz önüne alındığında, güçlü bir uzlaşma beklemek zordur."