İslam düşmanlığı
4 Aralık 2012Toplumdaki aşırı eğilimlerle mücadele etmek, Alman İslam Konferansı’nın hedeflerinden birini oluşturuyor. İslam Konferansı bünyesinde oluşturulan çalışma gruplarına ele alınan konular arasında İslam düşmanlığı ve bununla mücadele yöntemleri bulunuyor. Bu çerçevede Berlin’de düzenlenen “Müslüman düşmanlığı olgusu ve mücadele stratejileri” başlıklı sempozyumda da konu farklı yönleriyle tartışıldı.
Almanlar ne düşünüyor?
Bielefeldt Üniversitesi’nden Prof. Dr. Andreas Zick, sempozyumda yaptığı konuşmada, 2003 yılından bu yana Avrupa’nın farklı ülkelerinde yürüttüğü araştırmalarda, Almanya’da İslam düşmanlığının Fransa, Portekiz gibi ülkelere kıyasla daha yaygın olduğu sonucuna vardıklarını belirtti. Zick, 2008 yılı sonunda yaptıkları araştırmada, “Almanya’da çok fazla Müslüman yaşıyor” şeklindeki ifadeyi destekleyenlerin oranının yüzde 46,1 olduğunu dile getirdi. Zick, yine aynı araştırmada yer alan “Müslümanların kültürü bize uygun” ifadesine Almanların yalnızca yüzde 16,6’sının, Fransızların ise yüzde 49,8’inin destek verdiğine dikkati çekti.
'Müslümanların iş bulması zor'
Alman İslam Konferansı’nın üyelerinden Diyanet İşleri Türk İslam Birliği Hamburg Eyalet Teşkilat Başkanı Dr. Zekeriya Altuğ’a göre, Müslümanlara karşı düşmanlık ve ayrımcılık ile hayatın bir çok alanında karşılaşılıyor. Altuğ, Deutsche Welle Türkçe Servisi’nin sorularını yanıtlarken şu örneği verdi:
“Bazı eyaletlerde başörtülü hanımların öğretmen veya polis olamaması, toplumun genelinde bu insanların iş bulma imkânını ortadan kaldırıyor. Bir çok araştırmanın gösterdiği gibi, Müslümansanız çok zor iş buluyorsunuz. Ama Müslüman, başörtülü bir bayansanız, iş bulma şansınız tamamen ortadan kalkıyor.”
Altuğ, Müslümanlara yönelik önyargılara ilişkin olarak da, Almanya’daki sünnet tartışmasını örnek verdi. “Bu tartışmaların Müslümanların barbar gibi algılanmasına yol açtığını” belirten Altuğ, sünnetin serbest bırakılmasına ilişkin yasal düzenlemeye rağmen, bu olumsuz algının kaldırılmasının çok zor olduğuna dikkati çekti.
Bakanlık'tan yeni bir kavram
İslam düşmanlığı, Almanya’daki Müslümanlar arasında rahatsızlık yaratıyor, Alman İslam Konferansı’na üye örgütlerin temsilcileri de bu konunun gündeme getirilmesini talep ediyordu. Konu, Alman İslam Konferansı’nın önümüzdeki yıl ilkbaharda yapılması planlanan genel kurul toplantısının ağırlıklı gündem maddelerinden birini oluşturacak.
Sempozyumda konuşan Almanya İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Klaus-Dieter Fritsche, İslamofobi veya İslam düşmanlığı yerine “Müslümanlara yönelik düşmanlık” kavramı üzerinde uzlaşma sağlandığını vurguladı. Müslüman düşmanlığı denildiği zaman belirli bir dine değil, belirli bir gruba yönelik düşmanlığın ifade edildiğini kaydeden Fritsche, seküler Alman devletinin ülkede yaşayan Müslümanlara yönelik olumsuz tavırları gidermekle yükümlü olduğuna dikkat çekti. Fritsche, bu nedenle de “Müslüman düşmanlığı” kavramı üzerinde uzlaşma sağlandığını kaydetti.
Temsilcilerin eşitlik talebi
Çalışma gruplarının hazırlayacağı Müslüman düşmanlığı ile mücadeleye yönelik öneriler Alman İslam Konferansı’nın genel kuruluna sunulacak. Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’nden Zekeriya Altuğ ise Müslüman düşmanlığı ile mücadele edilmesi için İslam’ın yasal açıdan diğer dinlerle eşit bir düzeye getirilmesini talep ettiklerini belirtti. Altuğ, bu konuda şunları söyledi:
“Bence devlet ve eyaletler düzeyinde, İslam’ın Hrıstiyanlıkla eşit bir din olduğunun net bir şekilde ortaya konması gerekiyor. Şu anda Müslümanlara haklarının verilmesinde sorun yaşanıyor. Mesela biz Hamburg’da İslam’ın resmî din olarak kabulünü gerçekleştirdik. Bir iki daha eyalet daha bu yönde adım atıyor. Ama Almanya çapında böyle bir adım atılmadıkça, İslam Almanya’ya yabancı, uymayan bir kültür gibi algılanmaya devam edecek. Dolayısıyla İslam’ın düşman gibi algılanmaması için İslam’ın Almanya’ya aidiyetini resmîleştirmek gerekiyor.”
© Deutsche Welle Türkçe
Haber: Jülide Danışman / Berlin
Editör: Ayhan Simsek