1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İslam eleştirisine itiraz geldi

28 Mart 2011

Almanya'da Thilo Sarrazin, Necla Kelek, Ralph Giordano gibi yazarlar İslam'a yönelik eleştirileri ile tanınıyor. Ancak bazı gazeteci ve yazarlar da İslam'ı eleştirenleri eleştiriyor. DW'den Jülide Danışman'ın haberi..

Berlin'de LNY imzalı bir street art çalışmasının teması da İslam
Berlin'de LNY imzalı bir street art çalışmasının teması da İslamFotoğraf: picture-alliance / Wolfram Steinberg

Almanya'da Müslümanlara ilişkin tartışmalar gündemden düşmeyen konular arasında yer alıyor. Cumhurbaşkanı Christian Wulff’un ”İslam da artık Almanya’nın bir parçasıdır” şeklindeki sözleri yoğun tartışmalara yol açtı. Ancak Müslümanlara ilişkin tartışmalarda çoğunlukla önyargılar ön plana çıkıyor, genellemeler yapılıyor. Bu tartışmalardan rahatsızlık duyan Almanya’nın saygın gazetelerinden Frankfurter Allgemeine Zeitung’un Kültür-Sanat Editörü Patrick Bahners, İslam’ı eleştirenleri ”Panik Yaratanlar” adlı kitabında eleştiriyor. Hür Demokrat Parti’ye yakınlığı ile bilinen Liberal Türk-Alman Birliği’nin işbirliği ile Berlin’de düzenlenen bir panelde, Almanya’daki İslam’a yönelik eleştiriler ele alındı.

Patrick BahnersFotoğraf: picture-alliance/dpa


"Panik Yaratanlar"

”Almanya Kendini Yok Ediyor” adlı kitabın yazarı Thilo Sarrazin, "Yabancı Gelin” adlı kitabıyla adını duyuran Necla Kelek, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’nin (DİTİB) Köln’de yaptırdığı camiye karşı çıkan Ralph Giordano İslam’ı eleştiren, Alman medyasında görüşlerine sık sık yer verilen isimlerden sadece bir kaçı... Frankfurter Allgemeine Zeitung editörü Patrick Bahners, ”Panik Yaratanlar” adlı kitabında, yaptıkları genellemelerle Müslümanları töhmet altında bırakan bu kişileri eleştiriyor. İslam’ın bir din olarak eleştirilebileceğini belirten Bahners, ancak bu tartışmalarla Müslümanlara yönelik önyargıların körüklenmesine karşı çıkıyor. Almanya'da yaşayan Müslümanların çok önemli bir bölümünün barışçı, toplumda aktif bir şekilde yer alan insanların olduğunu belirten Bahners, ancak İslam'ı eleştiren yazarların Müslümanlara güven duymadığına işaret ediyor. Deutsche Welle Türkçe Servisi'ne açıklama yapan Bahners, "bu kişiler ‘Müslümanlar sadece toplumda etkin olmak istiyormuş gibi davranıyor, azınlıkta oldukları sürece böyle barışçılar, eğer çoğunlukta olsalar huzursuzluk çıkacak’ diyorlar. İşte ben yaratılan bu kuşkuya itiraz ediyorum" diyor.

İslam tartışmalarının etkisi

Hatice Akyün


Patrick Bahners'in duyduğu bu rahatsızlığa gazeteci-yazar Hatice Akyün de katılıyor. Almanya’da İslam’ın tartışılma şekline karşı çıkan Akyün, Müslümanlığın terörizmle, baskıyla, zorla evlendirmeyle, namus cinayetiyle bağdaştırılmasını eleştiriyor. Akyün, Almanya’da İslam’a ilişkin tablonun, insanları olumsuz yönde etkilediğine dikkat çekiyor. "Sokaktaki, İslamiyetle hiç bir bağlantısı olmayan, aradaki farkı görmeyen insanlar söylenenleri ciddiye alıyor. Ve ‘işte görüyor musunuz, hep söylediğim gibi İslam çok kötü bir din’ diyorlar. Bu nedenle İslam’ı eleştirenlere karşı çıkıyorum. Akıl almaz derece sivri, Müslümanlara yönelik hakarete varan ifadelerle - belki de daha fazla dikkat çekmek için- Almanya’da İslam’a ilişkin gerçekle ilgisi olmayan bir tablo yaratıyorlar.”

Jan FleischhauerFotoğraf: picture-alliance/dpa

Akyün, İslam’ı eleştirenlerin, konu hakkında yeterince bilgi sahibi olmadıklarını savunuyor. Haftalık Der Spiegel dergisi editörü Jan Fleischhauer da, İslamiyet hakkında derinlemesine bilgi sahibi olmadan, Kur’an-ı Kerim’i bile okumadan Müslümanlığın tartışılmasını eleştiriyor. Bu türden tartışmaların toplum içindeki birlikteliğe zarar verdiğini ifade eden Fleischhauer, özellikle Sarrazin’in başlattığı Müslümanları hedef alan tartışmanın şeklinden rahatsızlık duyduğunu belirtiyor. Bunu "zehir saçan bir tartışma" olarak nitelendiren Fleischhauer, "burada yaşayan insanlar, eğer kendilerinin ve inançlarının haksız bir şekilde yargılandığı duygusuna kapılıyorlarsa" bunu sorun olarak gördüğünü kaydediyor. Müslümanlığa karşı daha fazla saygı duyulması ve dinin merak edilmesi gerektiğini belirten Fleischhauer, "eğer Almanya’da insanlar Müslüman olduğu için kendilerini savunmak zorunda kalıyorsa, temelde bazı şeylerin ters gittiğini söyleyebilirim" diyor.

Müslümanlık nasıl tartışılmalı?

Peki Almanya’da Müslümanlık nasıl, hangi yönleriyle tartışılmalı? Frankfurter Allgemeine Zeitung editörü Bahners, İslam söz konusu olduğunda, Müslüman bir öğretmenin başörtüsüyle derse girip giremeyeceği gibi somut meselelerin tartışılması gerektiğini dile getiriyor. Der Spiegel dergisi editörü Fleischhauer örneğin ikinci ve üçüncü kuşak göçmenlerde büyük olasılıkla Alman toplumuna tepki olarak dindarlığın artıp artmadığının incelenmesi gerektiğini belirtiyor. Berlin’de yayımlanan Internationale Politik dergisinin Genel Yayın Yönetmeni Sylke Tempel’e göre ise öncelikle Alman toplumunun İslamiyet’in nasıl bir din olduğunu anlaması gerekiyor. Müslümanlar arasında farklılıklar bulunduğuna işaret eden Tempel, öncelikle dinle neyin bağlantısı olduğunu, neyin hangi kültürel nedenlere dayandığını, ataerkil bir toplum yapısının İslamiyetle güçlenip güçlenmediğini ortaya çıkartacak bir çalışma yapmak gerektiğini söylüyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Jülide Danışman / Berlin

Editör: Beklan Kulaksızoğlu

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik

Bu konuda daha fazla içerik