1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İsrail-İran ihtilafı: Merz hükümetinin ihtiyatlı stratejisi

16 Haziran 2025

İsrail-İran ihtilafında ihtiyatlı strateji belirleyen Merz hükümeti, İsrail'e karşı tarihi sorumluluğuna bağlılığını korurken aynı zamanda diplomatik çözüm arıyor, daha büyük bir bölgesel savaşı önlemek istiyor.

Almanya Başbakanı Friedrich Merz, G7 zirvesine katılmak üzere Kanada'ya gitmeden önce havalimanında basın açıklaması yaparken.
Almanya Başbakanı Friedrich Merz, "İran ne nükleer silah geliştirmeli ne de nükleer silaha sahip olmalı" açıklamasını yaptı.Fotoğraf: Michael Kappeler/dpa/picture alliance

Ortadoğu'da İsrail'in İran'a saldırmasıyla tırmanan gerginlik, Almanya'yı sancılı bir dış politika sınavıyla karşı karşıya getirdi.

İsrail hükümetinin Gazze Şeridi'nde insani felakete yol açan saldırıları zaten Alman hükümetinin "Almanya devlet aklı" ile gerekçelendirerek savunduğu İsrail'e desteğinin Alman kamuoyunda eleştirilmesine yol açmıştı.

İsrail'in İran'a saldırmasıyla birlikte tartışma yeni bir boyut kazandı.

İran'ın Tel Aviv'i hedef aldığı saldırı yıkıma yol açtı. Fotoğraf: Baz Ratner/AP Photo/picture alliance

İsrail'e karşı tarihi sorumluluğuna bağlılığını koruyarak İsrail'in var olma hakkını savunan, siyasi ve askeri destek taahhüdünden geri adım atmayan Merz hükümeti, şimdi "İsrail'in İran'a saldırısının uluslararası hukuka uygun olup olmadığı sorularıyla" karşı karşıya kalıyor.

Merz tutumunu netleştirdi

Almanya Başbakanı Friedrich Merz, G7 Zirvesi için Kanada'ya gitmeden önce yaptığı açıklamayla hükümetinin tutumunu netleştirdi.

"İran ne nükleer silah geliştirmeli ne de nükleer silaha sahip olmalı" diyen Merz, nükleer silahlara sahip bir İranı'ın hem İsrail, hem Ortadoğu hem de uluslararası toplum için bir tehdit oluşturacağını kaydetti.

Almanya Başbakanı Friedrich Merz, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun kendisini arayarak İran harekatı hakkında bilgi verdiğini açıkladı.Fotoğraf: Kobi Gideon/GPO/dpa/picture alliance

Merz, "İsrail'in varlığını ve vatandaşlarının güvenliğini savunma hakkına sahip olduğunu" da sözlerine ekledi.

Almanya İran'ı tartışmalı nükleer programı konusunda Birleşmiş Millerler (BM) ile iş birliği yapmaması, bu konuda şüpheleri giderecek adımları atmaması nedeniyle eleştiriyor. Berlin ayrıca İran'ın uzun menzilli balistik füzelerinin ve silah programlarının da sadece İsrail ve bölge ülkeleri için değil, aynı zamanda Avrupa için de tehdit oluşturduğunu söylüyor.

Hem Merz hem Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, son günlerde gerçekleştirdikleri telefon diplomasisi ve diplomatik girişimlerle İran ve İsrail arasında gerilimin düşürülmesi için çabalıyor.

Almanya, İngiltere ve Fransa ile birlikte hareket ediyor, üç ülke aynı zamanda Trump yönetimi ile de bu konudaki yakın diyaloğunu sürdürüyor.

Ortadoğu ülkelerini ziyaret eden Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, ihtilafın diplomatik yollardan çözümlenmesini istediklerini söyledi.

Wadephul'dan Tahran'a çağrı

Alman basınına konuşan Wadephul, İran'ın İsrail'e karşı saldırılarında kullandığı balistik füzelerin çok uzun menzile sahip olduğuna ve nükleer silahlarla da donatılabileceğine dikkat çekerek, bunun sadece İsrail ve bölgeyi değil aynı zamanda Avrupa'yı da tedirgin edebileceğini kaydetti.

"Umudum ve çabalarım bunun uzun süreli bir savaş olmaması yönünde" sözlerini kaydeden Alman bakan, Ortadoğu'daki temasları hakkında şu bilgiyi paylaştı:

"Müzakere aşamasına geçilebileceği yönünde bir fırsat olduğu tespitini yaptım. Henüz daha yüzde yüz o aşamaya gelemedik. Ama bu ihtilafın sonsuza kadar sürdürülmesinin kimseye bir faydası olmadığı, birçok tehlikeyi beraberinde getirdiğine dair ortak bir anlayış oluştuğu için en azından biraz rahatlamış durumdayım."

Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, Ortadoğu ziyareti sırasında Umman'da temaslarda bulundu. Fotoğraf: Hannes P Albert/dpa/picture alliance

Wadephul, İsrail'in ABD'den İran'a karşı yürüttüğü askeri harekâta katılmasını talep ettiği iddiası da soruldu. Bu kararın Netanyahu hükümetine değil sadece Trump yönetimine ait olduğunu söylerken, "ABD'nin tutumu, tüm açıklama ve eylemlerinde çok net. ABD'nin buna katılmak istediğine dair herhangi bir belirti yok. Bu arada başka hiç kimsenin de yok" dedi.

Alman Dışişleri Bakanı Wadephul, İran'ın nükleer silah geliştirme hedeflerinden vazgeçmeye hazır olması durumunda uzlaşma için bir şans olabileceğini ifade ederek, "Tahran'a bunu açıkça gösterme çağrısında bulunduklarını" kaydetti.

Alman hükümetine zor İsrail soruları

Alman hükümeti bir yandan İsrail'e karşı tarihi sorumluluğuna bağlılığını korumaya, diğer yandan da uluslararası hukuku gözetmeye çalışıyor ve İran-İsrail ihtilafının diplomatik yollarla çözüme kavuşturulması gerektiğini savunuyor.

Ancak İran'ı uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmemekle eleştiren Merz hükümetinin bu pozisyonu pek çok soruyu da beraberinde getiriyor. 

Bu sorular, Alman hükümetine bugünkü olağan basın toplantısında yöneltildi.

Bir gazeteci, İsrail İran'ın nükleer silah geliştirmesini önlemek için saldırdığını, ama sadece nükleer tesislerini hedef almadığını anımsatarak, "İsrail'in saldırılarını uluslararası hukuk bakımından nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu yöneltti.

Alman Hükümet Sözcüsü Yardımcısı Sebastian Hille, bu soruyu yanıtlarken Merz'in "İsrail'in varlığını ve vatandaşlarının güvenliğini savunma hakkına sahip olduğu" yönündeki açıklamasına atıf yaptı, "Kanımca bu, sizin tarafınızdan yöneltilen soruyu yanıtlıyor" dedi.

Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Christian Wagner.Fotoğraf: dts-Agentur/picture alliance

Bunun üzerine gazeteci "İyi tamam da, daha bu sabah İsrail İran istihbarat teşkilatını bombaladı. Bu değerlendirmenizi değiştirmiyor mu?" diye sordu. Sözcü yardımcısı, "Bu değerlendirmede bir değişikliğe yol açmıyor" yanıtını vermekle yetindi.

Hükümete dikkat çekici bir soru daha yöneltildi. Bir gazeteci, nükleer tesislere saldırıları yasaklayan Cenevre Sözleşmesi'nin ek protokolünün 56'ncı maddesine atıf yaptı, "İran'ın uluslararası hukuk kaynaklı yükümlülüklerine uymadığını söylüyorsunuz. İsrail İran'a saldırdı, üstelik kesin olarak yasak olan nükleer tesislere saldırdı. Alman hükümeti için uluslararası hukuku ihlal eden İsrail olunca, bu bir sorun olmuyor mu?" diye sordu.

Alman Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Christian Wagner, 56'ncı maddede nükleer tesislere saldırıların mutlak olarak yasaklanmadığını söylemekle birlikte "Bu noktada, sizinle burada paylaşabileceğimiz bir bilgiye sahip olmadığımız için uluslararası hukuk açısından konuyu değerlendirmemiz çok zor" yanıtı verdi.

Almanya İsrail jetlerine ikmal yaptı mı?

Bu arada Almanya Savunma Bakanlığı İran'a operasyon düzenleyen İsrail jetlerine Alman hava kuvvetleri tarafından yakıt ikmali yapılmadığını söyledi.

Savunma Bakanlığı Sözcüsü Kenneth Harms, Almanya'nın Ürdün'de operasyonel bir birliğinin görev yaptını ve orada Alman hava kuvvetlerine ait bir tanker uçağının bulunduğunu söyleyerek şunları kaydetti:

"Orada Alman Federal Meclisi tarafından bize verilen bir yetkide açıkça belirtilen bir görevi yerine getiriyoruz. Şimdi çok fazla detaya girmek istemiyorum. Ancak İsrail İran'a askeri harekat başlattı diye orada yürüttüğümüz bu görev şu anda sona ermiş değil. Yani hâlâ hava hareketliliği var. Ancak bugün açıkça şunu söyleyebilirim: İsrail savaş uçaklarına Alman Hava Kuvvetleri uçakları tarafından herhangi bir yakıt ikmali yapılmamıştır."

İsrail'in İran'ı hedef alan hava bombardımanları devam ediyor.Fotoğraf: Khoshiran/Middle East Images/IMAGO

Bunun üzerine gazeteci sadece İsrail savaş uçaklarının değil aynı zamanda Fransız, İngiliz ve Amerikan savaş uçaklarının da İran'ın insansız hava araçları ile füzelerini etkisiz hale getirmeye çalıştıkları yönünde haberler olduğunu anımsatarak, "Alman tanker uçağının o uçuşlar için de yakıt ikmali yapmadığını söyleyebilir misiniz? Nihayetinde meclisin yetkisi IŞİD ile mücadele ile sınırlı" sorusunu yöneltti.

Sözcü Harms şu dikkat çekici yanıtı verdi:

"Meclisin verdiği yetki, tanker uçaklarımızın orada savaş uçaklarıyla faaliyet gösteren müttefiklerimize havada yakıt ikmali yapmasına izin veriyor, hatta bu verilen görevdir. Zaten bunu düzenli olarak yapıyoruz. Geçen hafta da Fransız Rafale savaş uçaklarına yakıt ikmali yaptığımızı söyleyebilirim. Elbette bu uçakların görevi de orada konuşlanmış olan müttefik kuvvetlerimizi korumaktır. Bu da meşru müdafaa bağlamındadır. Dolayısıyla varsayımsal bir durum ortaya çıkarsa, orada konuşlanmış olan savaş uçakları ya da pilotlar kendilerini savunmak için harekete geçmeleri gerektiği sonucuna varırlarsa, bunu yapabilirler. Bu tamamen meşrudur."

Hafta sonunda sosyal medyada yapılan paylaşımlarda , Alman hava kuvvetlerinin, İran'ı vuran İsrail savaş uçaklarına yakıt ikmal desteği verdiği iddia edilmişti.

Uçuş takip sitelerinden görüntüleri kullanıldığı paylaşımlarda Alman hava kuvvetlerine ait A400M yakıt tankerinin, İran'a saldırıların sürdüğü saatlerde Ürdün üzerinde uçtuğu, kısa bir süre yanlışlıkla transponder sistemini açtığı, sonra takip sisteminde görülmemek için yeniden kapattığı öne sürülmüştü.

DW/ DA, JD

DW Türkçe'ye engelsiz nasıl erişebilirim?