1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İran hedefte mi?

8 Şubat 2012

İran’ın nükleer programını tehdit olarak gören İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine saldırı düzenlemeyi planladığı yönündeki iddialar son günlerde sık sık dile getirilmeye başlandı.

Fotoğraf: picture-alliance/dpa/dpaweb

İddialar, İsrail’in önde gelen gazetecilerinden Ronen Bergman’ın “New York Times” gazetesinde yer alan makalesindeki ifadelere dayanıyor. Bergman, makalesinde “İsrail ordusu ve gizli servisindeki çok sayıda üst düzeyli yetkililerle görüşmelerim sonrasında, İsrail’in 2012 yılında İran’a saldırıda bulunacağı kanısına kapıldım” şeklindeki ifadeler kullanmıştı. Ardından yine bir Amerikan gazetesi olan “Washington Post”ta da Amerikan Savunma Bakanı Leon Panetta’nın nisan ile haziran ayları arasında İsrail’in İran’a saldırı düzenlemesini beklediği şeklindeki ifadeleri yer aldı.

İsrailli gazeteci Ronen Bergman, İran’ın nükleer programının gelecek dokuz ay içinde saldırılara direnç gösterebilecek bir seviyeye ulaşacağı, dolayısıyla askeri müdahale konusunda karar alma baskısının artacağı bir döneme girileceği görüşünde. İsrail için ezeli düşmanının nükleer silahlara sahip olması güvenlik politikaları açısından bir kâbustan farksız.

İsrailli gazeteci Ronen BergmanFotoğraf: Dor Malka

Amerikan haber alma teşkilatı CIA’nın eski Ortadoğu uzmanı Bruce Riedel İran’a ilişkin olarak şu değerlendirmelerde bulunuyor: “İran’daki her yönetim nükleer silahlanma arayışında olur. Zira nükleer silahlara sahip ülkelerle çevirili durumdalar. Kuzeyde Rusya, doğuda Pakistan ve Hindistan, batıda İsrail…Öte yandan Afganistan ve Irak’ta yaşananlar bölge ülkelerinin dışarıdan gelecek müdahalelere karşı ne kadar savunmasız olduğunu da ortaya koydu. Libya’daki iç savaşta da bu görüldü. Kaddafi nükleer silahlardan feragat etti ve NATO uçuşa yasak bölge oluşturduğunda hiçbir şey yapamadı.”

İsrail içinde farklı görüşler

Ancak her ne kadar iddialar gündeme gelse de, İsrail’de İran’a yönelik bir askeri müdahalenin ne kadar akılcı olacağı yönünde tartışmalar yapılıyor. Ulusal Güvenlik Çalışmaları Merkezi Direktörü Gabriel Ben-Dor, ülkenin aydınlarının bu konuda ikiye bölünmüş olduğunu belirtiyor. Ben-Dor, “Bu sadece siyasiler ile askerler arasındaki bölünme değil. Siyasilerin ve askerlerin kendi içlerinde bölünmesi söz konusu. En kötü senaryo kuşkusuz İsrail’in başarısız bir müdahalede bulunması, ağır kayıplar vermesi ve İran ile müttefiklerinin olası yanıtını da provoke etmesi olur" diyor.

Amerikan Savunma Bakanı Leon PanettaFotoğraf: Reuters

ABD diyalogdan yana

Uzun menzilli İran füzelerinin İsrail'de ne kadar tahribata yol açabileceği şimdilik meçhul. Öte yandan İran tarafından finanse edilen radikal İslamcı örgütlerin olası bir saldırıya nasıl bir karşılık vereceği de bilinmiyor. İran’ın Lübnan’da Hizbullah’ı ve Gazze Şeridi’nde Hamas’ı yanına almasının olası etkileri de tartışma konusu. Amerika Birleşik Devletleri ise Tahran’ın nükleer programına ilişkin olarak sürekli ‘bir askeri müdahalenin ihtimal dışında tutulmadığı’ mesajı verdi. Ancak Başkan Barack Obama ile Savunma Bakanı Panetta, İsrail hükümetine olası bir müdahalenin tüm diplomatik çabaları devre dışı bırakacağı uyarısında bulundu. Bu konuda Almanya da oldukça çekimser bir tutum içinde. CIA’nın eski Ortadoğu uzmanı Bruce Riedel, olası bir müdahalenin İran’dan başka bölgelere sıçraması konusunda uyarıda bulunarak, “Bu Lübnan'dan Afganistan'a kadar uzanan bir krizin başlangıcı olabilir ve ihtilafı sona erdirmek yine ABD’nin başına kalır” diyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Dennis Stute / Çeviren: Başak Özay

Editör: Ahmet Günaltay

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik