1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
Hukuk ve AdaletTürkiye

Baro: İmamoğlu eylemlerindeki tutuklamalar hukuka aykırı

Dora Mengüç
22 Nisan 2025

İstanbul Barosu Ekrem İmamoğlu eylemlerinde gözaltına alınan ve tutuklanan kişilere yönelik hak ihlallerini rapor haline getirdi. Rapor, yüz yüze görüşmeler sonrası hazırlandı.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasına karşı düzenlenen bir eylemde göstericiler ve polis karşı karşıya
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasına karşı düzenlenen gösterilerde yüzlerce kişi gözaltına alınmıştı Fotoğraf: Umit Bektas/REUTERS

İstanbul Büyükşehir Belediye(İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 19 Mart'ta tutuklanması sonra başlayan eylemlerde çok sayıda kişi gözaltına alındı, tutuklandı.

Protestolar sonrası İstanbul Barosu tarafından hazırlanan ve yüz yüze görüşmelere dayandırılan dört ayrı merkez raporu, kolluk kuvvetlerinden adliye koridorlarına, cezaevi koşullarından gözaltındaki çocuklara kadar bir dizi ihlali belgeledi. Raporda yer alan veriler, sadece fiziksel şiddeti değil, adalet zincirinin tüm halkalarında sistematik baskı mekanizmasına işaret ediyor.

Raporun kamuoyuna paylaşıldığı toplantıda konuşan İstanbul Barosu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, "İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Fırat Epözdemir'den İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na kadar uzanan bu kitlesel tutuklamalar zincirinde, tabii ki yüzlerce öğrenci dahil olmak üzere hiçbirinde tutuklama koşulu gerçekleşmemiştir" diye konuştu. Kaboğlu'na göre Anayasa'nın bağlayıcı hükümlerine uyulmadığı için bütün tutuklamalar Anayasa dışı.

Kadınlara ve çocuklara ters kelepçe

İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi'nin 47 kadınla yüz yüze yaptığı görüşmelere dayanan raporda, gözaltı sürecinde fiziksel ve cinsel şiddet uygulandığı, bunların da sağlık hakkı ve mahremiyet ihlalleriyle iç içe geçtiği iddia edildi. Kadınlara ters kelepçe takıldığı, gözaltındayken su ve ped gibi temel ihtiyaçların karşılanmadığı, çıplak aramanın sistematik hale geldiği belirtilen raporda, bazı vakalarda erkek polislerin arama odasında bulunduğu aktarıldı.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasına karşı düzenlenen gösterilerde yüzlerce kişi gözaltına alınmıştı Fotoğraf: Tunahan Turhan/ZUMA/IMAGO

Raporda mahremiyet ihlallerinden birinin Esenler Atışalanı merkezinde yaşandığı, çok sayıda kadının çıplak aramaya maruz kaldığı ifade ediliyor. Saçtan sürüklenme, 8-9 saat ters kelepçeyle bekletilme gibi uygulamaların yanında bir emniyet müdürlüğünde ters kelepçeye karşı çıkan avukatlara polisin "Nasıl kontrol edeceğimi düşünürsem öyle kelepçelerim" yanıtı verdiği de aktarılanlar arasında.

Çocuk Hakları Merkezi'nin raporunda ise 26 çocukla ilgili tespitler yer aldı. Bu 26 çocuktan 3'ü 12–15 yaş aralığında, 22'si 16-18 yaş aralığında, birinin ise yaşı bilinmiyor. Rapora çocuklardan 20'sine ters kelepçe uygulandığı, 18'inin yetişkinlerle birlikte tutulduğu, 15'ine yemek verilmediği gibi detaylar yansıdı. Çocuklardan 12'si şiddete maruz kaldığını öne sürürken biber gazından etkilenen çocukların gözaltı aracında 12 saat bekletildiği de ifade edildi.

Avukatlar darp ediliyor, adliyeye sokulmuyor

Baro'nun Avukat Hakları Merkezi tarafından hazırlanan rapora bakıldığında ise savunma hakkı temsilcilerinin engellenmesi ile ilgili iddiaların kayıt altına alındığı görülüyor. Buna göre Mart eylemleri sonrası 12 avukat gözaltına alındı, ikisi fiziksel saldırıya uğradı.

Raporda kimi avukatların saatlerce emniyet önünde bekletildiği, baro başkanı ve yönetim kurulu dahi adliye binasına alınmadığı hatırlatılıyor. Görüşme odalarının yetersizliği, dosya bilgilerine erişim engeli, sorgu odasına giremeyen gözlemci avukatlar. İstanbul Barosu'na göre bu tablo, savunma mekanizmasının bilinçli şekilde devre dışı bırakıldığının açık bir kanıtı. 

Cezaevinde tahtakurusu, çoraptan lif

İstanbul Barosu'na bağlı İnsan Hakları Merkezi tarafından hazırlanan ön raporda ise 593 kişinin gözaltına alındığı, 238'inin tutuklandığı bilgisi yer alıyor.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasına karşı düzenlenen gösterilerden biriFotoğraf: Louisa Gouliamaki/REUTERS

Cezaevi gözlemleri ise ayrı bir tabloyu ortaya koyuyor. Rapor, Silivri'deki Marmara Kadın Cezaevi'nde duş lifi yerine çorap kullanmak zorunda kalan tutuklular, yerde yatmak zorunda bırakılanlar, tahta kurusu nedeniyle vücudunda yara oluşanlara değiniyor. Metris'te kahvaltı verilmediği, Marmara 5 No'lu'da pencerelerin kırık olduğu, revir hizmetlerinin yetersizliği, ilaçların temin edilmemesi ve LGBTİ+ bireylere yönelik ayrımcı uygulamalar ile ilgili tanık beyanları da yer alıyor.

"Hukuk işlemiyor, cezalandırma refleksiyle hareket ediliyor"

İstanbul Barosu Başkanı ve Anayasa hukukçusu Profesör İbrahim Kaboğlu, özellikle öğrencilere yönelik polis şiddetini hatırlatarak "Yürüyüş ya da gösteri izinsiz olsa bile polis şiddet kullanamaz. Göstericilere yönelik 'polise mukavemet' suçlaması çoğu zaman yerinde değildir. Özellikle öğrencilerin tutuklandığı davalarda bu durum sıkça görülüyor" dedi. Kaboğlu, bununla birlikte Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141. maddesine işaret edip görevini kötüye kullanan hâkim ve savcıların tazminatla sorumlu tutulabileceğini söyledi. 

Son bir aylık süreçte hem cumhurbaşkanlığı hem hükümet kaynaklarından yapılan açıklamalarda ise adalet sistemine yönelik eleştiriler reddedildi. Protestoları "sokak terörü" olarak niteleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bunun üzerinden siyasete ve adalete istikamet çizildiği günler mazide kalmıştır! ifadelerini kullandı. Muhalefetin eleştirilerinin odağındaki isimlerden biri olan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç sıklıkla yargının bağımsızlığından söz edip alınan kararların siyasi olmadığını savunuyor. 

DW Türkçe'ye engelsiz nasıl ulaşabilirim?