Kulturhauptstadt Ruhrgebiet - Istanbul
11 Mayıs 2010Almanya’nın Ruhr Bölgesi, Türkiye'nin İstanbul ve Macaristan'ın Peç kentleri “2010 Avrupa Kültür Başkenti” seçilmişti. Bu "başkentlerin" köprü işlevi gören ortak projelerinden yaklaşık yirmibeş tanesi İstanbul ile Ruhr bölgesinden geliyor. Bunlardan biri de, Ruhr bölgesindeki Duisburg kenti ile İstanbul'un, ‘Hallo Duisburg, Merhaba İstanbul’ sloganıyla ortaklaşa düzenleyeceği müzikal etkinlik.
26 Temmuz 2010 tarihinde düzenlenecek müzik festivali, hem Duisburg’da hem de İstanbul’da aynı saatlerde düzenlenen bir kutlama töreni ile açılacak. Çifte müzik festivalinin odak noktasında ise Alman müzik grupları Extrabreit ile Alphaville, Türkiye'den de Ferhat Göçer bulunuyor.
Duisburg'a 'İstanbul Meydanı'
Festivalde RUHR 2010 ile İstanbul 2010’un karşılıklı iletişim içinde olabilmeleri için, etkinlik süreci içinde iki kent arasında canlı bağlantılar yapılacak. Mercator Center yakınında kurulacak “İstanbul Meydanı”nda, tipik Türk yemeklerinden, oryantal dans gösterilerine kadar birçok etkinlik yer alacak. Festival, Ümraniye ve Duisburg’daki alışveriş merkezlerinin bağlı olduğu Metro Holdingi'nin ev sahipliği ve sponsorluğu altında gerçekleştiriliyor.
Kültür başkenti festivali için Metro Grubuna ait olan Duisburg Mercator Center, yeni görünümünü 26 Haziran’da tanıtacak: Kırk yıllık alışveriş merkezinin cephesi yenileniyor ve enerji tasarruflu ışık teknolojisiyle aydınlatılıyor. Duisburg, aynı İstanbul gibi farklı kökenlerden insanların yaşadığı, kozmopolit bir şehir. Ruhr Bölgesi’nde yaklaşık 450 bin Türk kökenli insan yaşamakta. Ruhr bölgesindeki festival, Duisburg Belediye Başkanı Adolf Sauerland’ın himayesinde yapılıyor. Sauerland, “Biz bir sanayi bölgesi olarak tanınıyoruz, ama kültürel zenginliklerimizden kimsenin haberi yok. Bu zenginliği hem ulusal, hem de uluslararası ölçekte sergilemek istiyoruz. 50 yıl önceki gerçeğin bugünkü ile bağdaşmadığını göstermek çok önemli” diyor.
Demografik farklar programa da yansıyor
Kültür başkenti konsepti gerek İstanbul, gerekse Ruhr Bölgesi için hem imaj konusunda, hem de ekonomik açıdan çok önemli fırsatlar oluşturuyor. Sözkonusu başkentlerin kültürel zenginliği ise dünya tarafından tescil edilmiş durumda. Bu nedenle festivale seçilen Alman ve Türk sanatçıların birbirinden çok farklı kitlelere seslenecek olması dikkat çekiyor. Alphaville ve Extrabreit gibi gruplar, şöhretin doruğuna seksenli yılların başında erişmişken, Türkiye’den, Ferhat Göçer ve Atiye gibi tanınmış, ama ‚Newcomer’ olarak nitelendirilebilecek sanatçılar katılıyor. Metro Grubu görevlilerinden Bettina Felgen bunun bir tesadüf olmadığını söylüyor:
“Evet, tabii ki bunun arkasında yatan bir neden var. Buradaki müşterilerimizi yakından tanıyoruz. Duisburg’ta nispeten ileri yaş grubundaki seyircilerimiz var. Bunu göz önünde bulundurarak, burdaki Alman müzik zevkine hitabetmek istiyoruz.“
Almanya'da yaş ortalaması 44'iken, Türkiye'de 28. İşte bu nüfüs yapısıyla yakından ilgili demografik gerçek, festivalin programını da etkiliyor.
Festivalde kültür başkenti vizyonundan farklı beklentisi olanlar ise, bunu ancak göçmen derneklerinin çadırlarında, örneğin oryantal dans gösterilerinde, ya da "gelecek kahve telvesinde yazılıdır" sloganını kullanan Türk Kahvesi /Mokka çadırında bulabilirler.
© Deutsche Welle Türkçe
Haber: Nilüfer Parasız
Editör: Baha Güngör