1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İstanbul seçimi Türkiye siyaseti açısından neden önemli?

15 Şubat 2024

DW Türkçe'nin konuştuğu uzmanlara göre "küçük bir Türkiye modeli" olan İstanbul'da seçimlerin sembolik pek çok önemi var. Bu seçim İmamoğlu'nun siyasi kariyeri için de kritik.

AKP'nin adayı Murat Kurum ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu
İstanbul seçimlerinde yarış AKP'nin adayı Murat Kurum ile CHP'nin adayı Ekrem İmamoğlu arasında geçecek

Yerel seçimler yaklaştıkça kampanyalar ve siyasi polemikler hızlanırken, İstanbul'daki seçimin sonucu sadece bu metropol için değil Türkiye'nin geneli için de önemli görülüyor.

Türkiye'nin en kalabalık kenti ve bu açıdan Avrupa'daki bazı ülkelerden bile büyük olan İstanbul'da 31 Mart'ta büyükşehir belediye başkanlığını kimin kazanacağı ülke siyasetinin yakın gelecekte nasıl şekilleneceği açısından da belirleyici olacak.

Son adayların da açıklanmasıyla İstanbul'da çok adaylı bir yarış olacağı kesinleşti. Seçimin öne çıkan iki ismi İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP'nin adayı Ekrem İmamoğlu ile Cumhur İttifakı'nın adayı, eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum.

DEM Parti eş başkan adayları olarak Meral Danış Beştaş ve Murat Çepni'yi açıklarken, Yeniden Refah Partisi'nin adayı ise Necmettin Erbakan'ın damadı Mehmet Altınöz oldu. İYİ Parti 2019'da İmamoğlu'nun seçimi kazanmasında etkin isimlerden olan Buğra Kavuncu'yu aday gösterirken, Zafer Partisi ise adayının eski Ülkü Ocakları Başkanı Azmi Karamahmutoğlu olduğunu açıkladı.

Suat Özçelebi: İstanbul küçük bir Türkiye modeli

Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) 2023 verilerine göre İstanbul'un nüfusu 15 milyon 655 bin 924 ve Türkiye nüfusunun yüzde 18,34'ü yani yaklaşık beşte biri İstanbul'da yaşıyor. İstanbul ayrıca kilometrekareye düşen 3 bin 13 kişi ile nüfus yoğunluğu en yüksek olan il.

İstanbul Türkiye'nin en kalabalık kentiFotoğraf: Sebastian Kahnert/dpa/picture alliance

Ancak bu kalabalık nüfusun sadece 2 milyon 200 bini kadarı İstanbul nüfusuna kayıtlı. İstanbul'da yaklaşık 755 bin Sivaslı, 544 bin Kastamonulu, 515 bin Ordulu, 482 bin Giresunlu, 478 bin Tokatlı, 450 bin Erzurumlu, 419 bin Malatyalı yaşıyor. Bu liste ülkenin pek çok farklı şehrinden gelenlerle devam ediyor.

Uzmanlar İstanbul'un bu özelliğinin özellikle yerel seçimlerdeki oy verme davranışında "hemşerilik unsurunu" ön plana çıkardığına dikkat çekiyor.

Siyasal İletişim Danışmanı Suat Özçelebi İstanbul'un Türkiye'nin en büyük kenti olduğuna ve farklı her şehirden insan barındırdığına işaret ederek, "İstanbul küçük bir Türkiye modeli ve kenti yönetenler Başbakan, Cumhurbaşkanı kadar kamuoyu tarafından bilinen ve siyasal kariyer açısından yurt içinde ve dışında en prestijli makama sahip oluyorlar" diyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi kariyerine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemdeki başarısının temel oluşturmasının da buna yol açtığını söyleyen Özçelebi, kentin önemine ilişkin şöyle konuşuyor:

"İstanbul'un kontrol ettiği bütçe ve olanaklar da önemli. Kentteki birçok grubu fonlamak, vakıflar, dernekler ve benzeri kuruluşlar kanalıyla sadece İstanbul'u değil tüm Anadolu'yu ‘besleyecek' ve yönetenin etki alanını büyütebilecek potansiyellere sahip olması da cazibesini artırıyor. Buradaki bir hizmet ya da başarı, her ilden insan yaşadığı için Anadolu'da da politik bir karşılık ve etki yaratıyor."

Bu arada nüfus bakımından Türkiye'nin en büyük kenti olmasının yanı sıra İstanbul nitelikli insan gücünün ve önemli yatırımların toplandığı bir metropol kenti.

Geçen sene yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde ülkedeki kutuplaşmanın etkisinin gözlendiği kentte sonuçlar birbirine yakın ve seçmenler de ülke genelinde olduğu gibi hemen hemen yarıya bölünmüş durumda. İstanbul'daki sonuçlara göre, 14 Mayıs'ta muhalefetin adayı Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 48,56; Cumhurbaşkanı Erdoğan yüzde 46,68 oy alırken, sadece ikisinin kaldığı 28 Mayıs seçiminde Kılıçdaroğlu yüzde 51,78, Erdoğan ise yüzde 48,22 oy oranına ulaştı.

İstanbul'da muhalefete en yüksek oy Beşiktaş ve Kadıköy gibi gelir ve eğitim düzeyi yüksek ilçelerden gelirken, Erdoğan ise desteği daha çok Sultanbeyli ve Esenler gibi gelir düzeyi görece daha düşük ilçelerden aldı.

Siyaset Bilimci Evren Balta, İstanbul'daki yarışı pek çok açıdan Türkiye'nin en kritik seçimleri olarak değerlendirirken, kentteki beyaz yakalı ve orta sınıf yoğunluğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

"Bu sınıflar çok uzun bir zamandır kendilerini çok temsil edilemiyor gibi hissediyor ve İmamoğlu onlar için de bir nefes alınacak alan yaratmış gibi. Bu nedenle İmamoğlu'nun kaybı bu temsiliyetin de bir anlamda kaybı anlamına gelebilir."

İstanbul'u kazanan her zaman Türkiye'yi kazanır mı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eski bir tarihte sarf ettiği "İstanbul'u kazanan Türkiye'yi kazanır" sözü kentin önemini göstermesi açısından başka siyasetçilerce de sık sık tekrarlanan bir öngörü.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da adaylarının Murat Kurum olduğunu 7 Ocak'ta açıklamıştıFotoğraf: Murad Sezer/REUTERS

Balta, 31 Mart 2024 seçiminin14 ve 28 Mayıs seçimlerinin hemen ardından yapılacak olmasının önemli olduğunu söyleyerek, şöyle konuşuyor:

"31 Mart'ın muhalefet açısından büyük bir seçim yenilgisinin arkasından ne olacağıyla, iktidar açısından da 14 Mayıs zaferini konsolide edip edemeyeceğiyle ilgili önemli boyutları var. Eğer Adalet ve Kalkınma Partisi 2019 seçimlerinde kaybettiği İstanbul'u geri alırsa bu büyük oranda kendi iktidarının konsolide olması anlamına gelecek."

Erdoğan, Refah Partisi'nden girdiği 1994 yerel seçimlerinde bölünmüş muhalefete karşı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanmış ve bu zafer partisini iktidara taşıyan dönüm noktalarından biri olmuştu.

Özçelebi, CHP'nin 2019'da büyükşehirleri kazanarak bir başarıya imza attığını söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürüyor:

"İstanbul ise bu kentlerin şahikası ve bütün başarısızlıkları, hatta yenilgileri örtebiliyor. 2019'da seçim kaybedildiği halde İstanbul'un kazanılmış olması sadece CHP'ye değil tüm muhalefete motivasyon kaynağı oldu. Siyasal mücadele ile gittikçe otoriterleşen bir iktidardan seçimi alabilecekleri duygusunu besledi."

Bu psikolojik etkinin tüm muhalif seçmenler açısından önemli olduğunu belirten Özçelebi "2024 İstanbul sonuçları muhalif kitleleri çok büyük oranda etkileyecektir. Birçok kent kaybedilse bile İstanbul'un korunmasının böyle bir etkisi olacaktır" diyor.

31 Mart ve 23 Haziran 2019 seçimlerinde CHP'nin 25 yıl aradan sonra İstanbul'u alması, muhalefette 1994'te Refah Partisi'nin yakaladığı ivmeye ulaşma umudunu doğurmuş ancak 2023 seçimlerinde bu sağlanamamıştı.

İmamoğlu için belirleyici seçim

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP'nin adayı İmamoğlu bu kez seçime ittifaksız olarak giriyorFotoğraf: ANKA

İstanbul seçimini kimin kazanacağı sadece Türkiye için değil CHP ve İmamoğlu'nun geleceği için de belirleyici olacak.

Balta, 14 Mayıs seçiminin ardından muhalefetin "dağınık ve lidersiz" olduğunu anımsatarak, bunun İmamoğlu açısından önemini şöyle anlatıyor:

"Muhalefet hali hazırda artık ittifak yapma eğilimini büyük oranda kaybetmiş durumda. Eğer İmamoğlu İstanbul'u ittifaksız girmesine, üstüne üstlük kendi partisindeki çatışmalar ile Millet İttifakı içindeki gerilimlere ve DEM Parti'nin aday çıkarmasıyla oyların bölünmesi gerçeğine rağmen kazanırsa o zaman siyaset sahnesinde önlenemeyen bir yükselişi olur. Yani yeni bir lider doğmuş gibi olacak."

Balta, böyle bir zaferin İmamoğlu'nun "muhalefet liderliği" anlamına geleceğini de ekliyor.

İmamoğlu 31 Mart 2019 yerel seçimlerini 13 bin 729 oy farkla kazanırken, Yüksek Seçim Kurulu'nun seçimi iptal etmesinin ardından yapılan 23 Haziran seçiminde oylarını artırarak rakibi Binali Yıldırım'a yaklaşık 800 binden fazla oy fark atmıştı.

Özçelebi, bu seçimin İBB Başkanı'nın siyasal kariyerinde daha hızlı yükselme ya da belli bir süre daha sıkı mücadele etme koşullarını belirleyeceğini söyleyerek, şöyle konuşuyor:

"Elbette her şey bu seçime bağlı değil. Ancak İstanbul'da kaybederse CHP içindeki genel başkanlık yarışı ve 2028 Cumhurbaşkanlığı adaylığı süreci bundan negatif etkilenir. Parti içindeki kısır tartışmalara girmek yerine kendine yeni bir yol da çizebilir. Bunun içinde farklı bir siyasal parti olma olasılığı da düşük değil. Alacağı halk desteğinin oranı ve nasıl kaybettiği çok önemli."

İmamoğlu'nun sadece İstanbul'da değil tüm Türkiye'de siyasal karşılığı ve sempatizanları çok yüksek bir siyasetçi olduğunu ifade eden Özçelebi bu seçimi de kazanırsa İmamoğlu'nun CHP içindeki mücadele hangi düzeyde olursa olsun 2028'de Cumhurbaşkanı adayı olacağını düşünüyor.

Özçelebi, "Bunun karşısında iktidar İmamoğlu'nun yeni bir başarı öyküsü yaratmasını ve bunu büyütmesini önlemek için her şeyi yapacaktır" diyen Özçelebi, bu mücadelenin İmamoğlu'nu daha da büyüteceğini söyleyerek, "Kazanırsa 2028'in yıldız Cumhurbaşkanı adayı olur" diyor.

 

DW Türkçe'ye VPN ile nasıl erişebilirim?

Gülsen Solaker Dış politika ve iç siyasi gelişmeler ağırlıklı olarak 1997’den beri çalışan gazeteci.