İtalya AB'den yardım bekliyor
15 Şubat 2011Lampedusa, Tunus ile Malta arasında, İtalya’ya bağlı küçük bir ada. Ada, uzun yıllardır daha iyi bir gelecek umuduyla teknelerle Avrupa'ya doğru yola çıkan Kuzey Afrikalı kaçak göçmenlerin uğrak noktası. Lampedusa'ya ayak basan kaçak göçmenler, önce İtalya'ya, sonra da diğer Avrupa ülkelerine geçerek bu ülkelerde iş bulmayı ve yaşamayı umut ediyor.
Adadaki mülteci kampının doluluğu ve göçmenlerin içinde bulunduğu olumsuz koşullar daha önce de gündeme gelmişti. Ancak Tunus'taki halk ayaklanmasının adaya göçü tetiklemesi, bu sorunları bir kez daha gözler önüne serdi.
Ocak ayı ortasından bu yana Lampedusa’ya binlerce Tunuslu göçmenin geldiği sanılıyor, bir o kadarının da Tunus limanlarında beklediği bildiriliyor. Kendi ülkelerindeki işsizlik ve yoksulluk gibi sorunlardan usanan Tunuslular, Avrupa'ya gidebilmek için her tür zorluğu göze almış durumda. Göçmenler, "Tunus’ta yemek yok. Hiç kimsenin yiyeceği yok", “Bize özgürlük lazım, “Buraya gelebilmek için borç aldım, kolyemi ve cep telefonumu sattım" sözleriyle içinde bulundukları güç durumu anlatıyor.
AB'den yardım talebi
İtalya ise yükselen yasadışı göç dalgası ile başa çıkmakta zorlanıyor. Lampedusa'ya gelen göçmenlerin yarısının, Sicilya başta olmak üzere ülkedeki diğer mülteci kamplarına gönderildiği açıklandı. İtalya İçişleri Bakanı Roberto Maroni, gelecek aylarda 80 bin kaçak göçmenin daha adaya gelmesini beklediklerini belirtti. İtalya yasa dışı göçle mücadelede Avrupa Birliği’nden destek bekliyor. İçişleri Bakanı Maroni, Avrupa Birliği Komisyonu’na başvuruda bulunduklarını, 100 milyon euro mali yardımın yanı sıra ada çevresinde kontrolün sıkılaştırılması için 200 ek asker istediklerini belirtti. İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi’nin de konuyla ilgili olarak Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy ile telefonla görüştüğü bildirildi. Gelişmeleri değerlendiren Berlin Humboldt Üniversitesi'nden Siyaset Bilimi uzmanı Isabel Schäfer, Avrupa Birliği'nin iltica politikası konusunda bazı sıkıntıları olduğu görüşünde:
“Avrupa mülteci politikasına ilişkin olarak geçen yıllarda da sorunlar yaşandı. Yürürlükteki yasal düzenlemelerin çoğu ikili anlaşmalara dayanıyor, Tunus ile İtalya, ya da Libya ile İtalya arasındaki anlaşmalar gibi. Ortak mülteci politikası henüz oluşma aşamasında.”
Göçmenlere ne olacak?
Öte yandan mülteci kamplarında tutulan göçmenlerin durumu belirsizliğini koruyor. Göçmenlerin diğer Avrupa ülkelerine gönderilmesi ihtimali ise tartışmalara neden oluyor. Almanya'da muhalefetteki Yeşiller ve Sosyal Demokrat Parti, göçmenlerin bir kısmının mülteci olarak Almanya'ya kabul edilmesi önerisini dile getirirken, Hrıstiyan Demokrat Birlik sert bir tutum benimsenmesi taraftarı. Hrıstiyan Demokrat Birlik Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Angela Merkel de sorunun "yerinde çözülmesi" gerektiğini söyledi. Merkel, “Tunus'ta olmak istemeyen herkesin Avrupa'ya gelmesi gibi bir ihtimal yok. Tunus'ta yeniden hukuk devleti ilkesinin geçerli olması için Avrupa'nın bir yardımı olup olamayacağı üzerinde durmalıyız. Bizim amacımız sorunların yerinde çözülmesi. Oradaki insanlara perspektif sunulması" dedi.
İnsan hakları örgütleri tepkili
Bu arada insan hakları örgütleri İtalya’nın Kuzey Afrikalı mültecilere karşı tutumunu eleştirdi. “Pro Asyl” adlı örgütten Karl Kopp İtalya’nın gereksiz yere acil durum ilan ettiğini belirterek, mülteci kamplarını çok geç açtığını söyledi. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği de Lampedusa’ya gelirken boğulan göçmenler olduğuna dikkat çekerek, insan tacirlerinin daha iyi bir gelecek arayışında olan Tunuslu gençleri suistimal edebileceğini vurguladı.
© Deutsche Welle Türkçe
dpa, AFP, Rtr, DW, BÖ/BK