1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

100309 Afghanistan Iran Syrien USA

Anna Engelke (ARD), dpa 10 Mart 2009

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama’nın New York Times’a verdiği demeçte, Afganistan’da “ılımlı Taliban” ile görüşebileceklerini açıklaması yeni bir tartışma başlattı.

Fotoğraf: AP / DW

ABD Başkanı Barack Obama, Afganistan’a yönelik yeni bir strateji arayışında. Bunu yaparken de Irak’taki süreci örnek alıyor. Amerikan yönetimi geçtiğimiz aylarda Irak’ta istikrarı sağlamak için ek askeri birlikler göndermiş, bunun yanında, ılımlı Sünni gruplarla diyalog ve işbirliği başlatmıştı. Bu strateji Irak’ta başarılı oldu. El Kaide’ye destek azalırken, güvenlik durumu iyileşti. Başkan Obama, bu örnekten hareketle Afganistan’da da “ılımlı gruplarla” görüşebileceklerini açıkladı.

Amerika’daki liberallerin etkili düşünce kuruluşu Brookings Institute uzmanlarından Stephen Grand, Obama’nın bu açılımı konusunda dikkatli olması gerektiği görüşünde.

“Bu Obama açısından riskli bir siyasi manevra” diyen Stephen Grand,

“Obama, Cumhuriyetçiler tarafından yumuşak biri olmakla, düşmanla yatağa girmekle etiketlenme riskini alıyor” değerlendirmesini yaptı.

Afganistan’da istikrarın giderek bozulması ve Taliban’ın giderek güç kazanması nedeniyle, Amerika’nın yeni bir politikaya yönelmesi kaçınılmaz görünüyor.

Almanya: Karzai karar vermeli

Kabil'i ziyaret eden Almanya Savunma Bakanı Franz Josef Jung, Taliban içerisindeki ılımlı gruplarla görüşüp görüşmeme konusunda kararı, Afganistan hükümetinin vermesi gerektiğini vurguladı. Jung medya mensuplarının soruları üzerine, ılımlı Taliban unsurları ile diyalog öncesinde, bu grupların mutlaka şiddeti bırakması gerektiğine de işaret etti.

“Tek bir Taliban yok”

Afganistan’ı çok iyi tanıyan ve yakın bir süreye kadar Kabil’de bulunan Almut Wieland-Karimi’ye göre, Batı dünyası, bugüne kadar Taliban konusunda yanlış bir izlenime sahip oldu:

“Taliban, çok sayıda farklı gruptan oluşuyor. Ama biz sürekli olarak bir Taliban’dan söz ediyoruz. Bu doğru değil.”

Alman Sosyal Demokratlara yakınlığı ile bilinen Friedrich Ebert Vakfı’nın bir dönem Kabil temsilcisi olarak görev yapan ve halen Washington bürosunu yöneten Wieland-Karimi, “ılımlı Taliban var mı?” sorusuna şu karşılığı veriyor:

“Şunların ayrımını yapmamız gerekiyor. Görüşme arzusu taşıyanlar ve görüşmek istemeyenler. Bugüne kadar bir görüşme çabası olmadığı için, bilemiyoruz. Görüşmek istemiyorlar demek bir varsayım, çünkü böyle bir görüşme girişimi hiç olmadı.”

Afganistan uzmanı Wieland-Karimi, Obama yönetiminin yeni açılımını ve Taliban içerisindeki ılımlı unsurlarla diyalog aramasını olumlu buluyor:

“Bu çok önemli bir araç. Asker görevlendirme, ortak kalkınma çabaları ve diplomasinin yanında mutlaka kullanılması gereken bir araç.”

Suriye ve İran'la diyalog

Obama yönetimi yalnızca ılımlı Taliban ile değil, bir zamanlar Amerika’nın “şer ekseninde” gördüğü Suriye ve İran ile de görüşmelere kapı aralıyor.

Brookings Institute uzmanlarından Stephen Grand, Amerika Birleşik Devletleri’nin Bush döneminde dünyayı yalnızca “siyah ve beyaz” olarak görerek hata yaptığını, Obama’nın açılımının bu açıdan da önemli olduğunu kaydediyor:

“Bu sürecin nasıl sonuçlanacağını bilemiyoruz. Ancak yine de Başkan Obama’nın doğru yolda ilerlediğini düşünüyorum. “