1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

IMF finans piyasalarının istikrarını sorguluyor

14 Nisan 2011

Küresel ekonomik kriz geride kaldı, bankalar yine bol keseden ikramiye dağıtıyor ve dünya ekonomisi tekrar büyümeye başladı. Bu her şeyin yolunda olduğu anlamına mı geliyor? IMF'nin son raporu, bu soruya yanıt arıyor.

Uluslararası Para Fonu'nun Sermaye Piyasaları Bölümü Başkanı José Viñals, raporun sunumuna iyi bir haberle başladı. Buna göre küresel finans sisteminin istikrarını tehdit eden risklerde azalma kaydedilmiş durumda. Viñals bunun bir yandan dünya çapındaki toparlanmayla, diğer yandan da siyasetin bankacılık sektörüne yeterli likidite sağlamasıyla bağlantılı olduğunu söyledi. Viñals "Pek iyi olmayan haber ise şu" diyerek devam etti: "Kriz sırasında ekonomiyi canlandırmak için çok gerekli olan destekleyici ekonomi politikaları, şimdi sistemde en kısa zamanda ortadan kaldırılması gereken risklerin örtbas edilmesine katkıda bulunuyor.”

Bankaların dayanıklılık testinin inandırıcı olması gerek

Fotoğraf: Fotolia/fotografiche.eu


Örneğin Avrupa bankalarına uygulanan ilk dayanıklılık testinde, bu bankaların yaklaşık yüzde 30'unun senaryo uygulaması sonucunda, öz sermaye oranlarının yüzde 8'in altına düştüğü belirlendi. Viñals "Bu nedenle şimdi Avrupa'da yapılacak olan ikinci dayanıklılık testi, Avrupa Birliği'ndeki bankacılık sisteminin sağlıklı olup olmadığını göstermesi açısından önemli bir fırsat. Fakat testin inandırıcı, anlaşılır ve geniş kapsamlı bir kriz yönetimi stratejisinin parçası olması gerek. Ayrıca zor durumda olan bankaların sermaye piyasasında para bulamaması ihtimali karşısında alınacak güvenlik önlemlerini de içermesi gerekiyor.” şeklinde konuştu.

Borçlanma tehdit oluşturuyor

José Viñals, küresel finansal istikrarı tehdit edebilecek diğer bir faktör olarak, birçok sanayi toplumunda mevcut olan dev kamusal borçlanmayı gösteriyor. Burada sadece Euro bölgesi çevresindeki ülkeleri değil, özellikle Japonya ve ABD'yi sıralayan Viñals, ABD'de kamusal borçlanmaya ek olarak birçok özel hanenin de ağır borç yükü altında olduğunu hatırlatıyor ve bunun banka bilançolarına olumsuz yansıyabileceğini, hatta en kötü ihtimalle dünya ekonomisinin toparlanmasını tehlikeye atabileceğini söylüyor.

Konjonktürel ısınma endişelendiriyor

Fotoğraf: AP

Ancak IMF buna ek olarak, gelişmete olan bazı ülkelerde konjonktürün aşırı ısınmasını da endişeyle izliyor. Viñals, bu aşırı ısınmanın göstergesi olarak yüksek büyüme oranlarını ve inişli-çıkışlı seyreden sermaye akışını sayıyor. Ayrıca bazı ülkelerde sıra dışı miktarda bir kredi artışı kaydettiklerini söyleyen Viñals "Bu bugün verilen krediler ile yarın geri ödenemeyen krediler arasında sıkı bir ilişki olduğu için endişe verici bir tablo.” diyor.

IMF'den 180 derecelik dönüş

Gerçekten de Çin, Hindistan, Arjantin, Brezilya ve Endonezya gibi ülkelerde, kısa bir gelecekte sabun köpüğüne dönüşebilecek bir yatırım patlaması gözleniyor. IMF, yüksek faiz oranları işe yaramadığı takdirde, önde gelen gelişmekte olan ülkelerin sermaye akışını daha sıkı denetlemelerini öneriyor. IMF'nin bu önerisi epey sıra dışı, zira kurum bu adımıyla 180 derecelik bir dönüş yaparak, daha önce sıkı sıkıya bağlı olduğu serbest pazar kurallarına ters düşüyor.

© Deutsche Welle Türkçe


Rolf Wenkel / Çeviren: Aydın Üstünel


Editör: Beklan Kulaksızoğlu

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik

Bu konuda daha fazla içerik

Daha fazla içerik göster