1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Irak komşularından rahatsız

Ajanslar5 Temmuz 2004

Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari, ülkedeki militanlar ile yabancı hükümetler arasındaki bağlantıya ilişkin kanıtları yakında açıklayacaklarını duyurdu. Bu arada Irak’ta egemenliği devrettiğini ilan eden ABD, hem askeri hem de siyasi anlamda dizginleri elinde tutmaya devam ediyor.

Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari, yakında ellerindeki kanıtları açıklayacaklarını söyledi...
Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari, yakında ellerindeki kanıtları açıklayacaklarını söyledi...Fotoğraf: AP

Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari, Irak’ta geçici hükümete ve koalisyon güçlerine karşı şiddet eylemleri düzenleyen militanların, Irak’ın komşusu bazı devletler tarafından desteklendiğini öne sürdü. İngiliz Daily Telegraph gazetesine demeç veren Zebari, Irak’ta güvenlik durumunun gözden geçirilmesi çalışmaları sırasında, yabancı devletlerin Iraklı terör gruplarına destek verdiklerine dair bulgulara rastladıklarını kaydetti.

Terör gruplarının geçiş hükümetinin imajını sarsıcı faaliyetler içinde olduğunu ileri süren Irak Dışişleri Bakanı Zebari, isyancı grupların komşu ülkelerden mali ve lojistik yardımın yanı sıra eğitim desteği de aldığını iddia etti. Hoşyar Zebari, iddiaları destekleyen istihbarat belgelerini önümüzdeki günlerde uluslararası kamuoyuna açıklayacaklarına da işaret ederek, sözkonusu belgelerin yayınlanmasının çok önemli etkilere yol açacağını ileri sürdü.

Suriye ve İran mı?

Öte yandan yine İngiliz Daily Telegraph gazetesi, Zebari’nin adlarını şimdilik açıklamak istemediği terör destekçisi ülkelerin, Suriye ve İran olduğunu yazdı. Gazete, söz konusu bilginin Iraklı üst düzey yetkililer tarafından aktarıldığını bildirdi. Teröristlere yabancı desteğin sürdüğünü ifade eden Zebari, barışçıl ve istikrarlı bir Irak’ın, komşularının da yararına olacağına işaret etti ve militanlara sağlanan desteğin geri tepeceği uyarısında bulundu.

Bu arada Hoşyar Zebari, komşu ülkelerin Irak’a asker göndermesine sıcak bakmadıklarını söyledi. Bölge ülkelerinden Ürdün, Yemen ve Bahreyn, bu yönde açıklamalarda bulunmuşlardı. Arap aleminin önemli yayınlarından El Hayat gazetesinde dün yer alan bir yazıya göre, aralarında geçici yönetimin başbakanı İyad Allavi’nin de bulunduğu Iraklı yetkililer, Irak’a Arap askerlerinin yerleştirilmesine olumsuz yaklaşıyorlar. İtirazın ardında, Arap askerlerin ülkedeki dengeyi, Sünni Araplar lehine değiştirebileceği yönündeki endişe yatıyor. Kürtler ve Şiiler, Arap ülkelerinin Irak’a asker göndermesine karşı duruyor.

ABD dizginleri elinde tutmaya çalışıyor

Diğer yandan ABD’nin Irak’ta kurduğu yeni yapının ayrıntıları da yavaş yavaş gün ışığına çıkıyor. Geçen hafta egemenliği Irak geçici yönetimine devrettiğini ilan eden Washington, halen Irak’taki en önemli güç konumunu korumaya devam ediyor. Amerika yalnızca 130 bini bulan askeri gücüyle değil, tam bin 700 kişinin çalıştığı Bağdat Büyükelçiliği‘yle de Irak’taki yeniden yapılanmanın belirleyici unsurlarından biri. Dünyanın en büyük diplomatik temsilciliğinde görev yapanlardan bini ABD vatandaşı. Geri kalan 700 kişi de Iraklılar ve diğer ülkelerin vatandaşlarından oluşuyor.

Washington ayrıca muhtelif bakanlıklara 150 dolayında Amerikalı’yı ”danışman” sıfatıyla yerleştirdi. Amerikalı danışmanlar, 18 milyar 400 milyon doları bulan yeniden yapılanma fonu kaynağının nerelere harcandığı konusunda Washington’un ”gözü kulağı” olarak görev yapıyorlar.

Bremer’in yaptığı düzenlemeler

Paul Bremer’in geçtiğimiz aylarda çıkardığı 100 dolayında kararname ve yasal düzenlemelerin pek çoğu da göreve gelen yeni Iraklı yetkililerin elini kolunu bağlar nitelikte. Iraklı bakanlar, Amerikalı yöneticiler tarafından giderayak Irak hükümeti adına imzalanan birkaç yıllık ticari sözleşmeler karşısında da çaresiz durumda.

Gözlemciler, böyle bir ortamda Amerikan büyükelçisi sıfatıyla Irak’a gönderilen usta diplomat John Negroponte’nin, ülkenin gizli hükümdarı konumuna geleceğine işaret ediyorlar. Negroponte, bir yandan Amerikan askerleri çekilirken, diğer taraftan Irak’ın geleceğinde Washington’un belirleyici olmasını sağlayacak.