Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, Strasbourg'da yaptığı yazılı açıklamada, Başbakan Yıldırım ile Türkiye’deki son gelişmeleri değerlendirdikleri bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini, görüşmede Büyükada’daki gözaltıları da gündeme getirdiğini bildirdi. Büyükada'da düzenlediklere seminere yapılan polis baskını sonucu gözaltına alınan 10 insan hakları aktivistinden aralarında Alman vatandaşı Peter Steudtner'in de bulunduğu 6'sı çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklanmıştı.

İnsan hakları savunucularının resmi makamların keyfi uygulamalarına maruz kalmaksızın serbestçe faaliyetlerini yürütebilmeleri konusunda Başbakan Yıldırım’a Avrupa Konseyi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yerleşik ilkelerini anımsattığını belirten Jagland, “teröre destek” gibi vahim suçlamaların ciddi ve somut kanıtlara dayatılması gerektiğinin altını çizdi. Aksi takdirde "Türk sivil toplumu bünyesinde korku, otosansür ve caydırıcılığa yöneltecek keyfi uygulamalar havası oluşabileceği” uyarısında bulundu.

Gülmen ve Özakça’nın durumları

Jagland, Başbakan Yıldırım ile açlık grevindeki akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça'nın durumunu görüştüğünü de bildirdi. Gülmen ve Özakça’nın “seslerini duyduklarını” belirten Jagland, kendilerine “haklarını savunmaları için açlık grevine son verme” çağrısında bulundu. 

Yıldırım ile OHAL işlemleri inceleme komisyonu da ele elan Jagland, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın sağlık durumları nedeniyle komisyonun bu kişilerin dosyasını öncelikli olarak işleme koymasını istediğini de ifade etti. Türk yargısının geçici gözaltı kararları konusunda AİHM içtihatlarını uygulaması gerektiği görüşünü dile getirdi.

Avrupa Konseyi Genel Sekreteri, Başbakan Yıldırım’a 15 Temmuz darbe girişiminin “demokratik olarak seçilmiş hükümete karşı kabul edilemez bir saldırı ve Türk demokrasisinin tarihte karşılaştığı en ciddi sınamalardan biri olarak hatırlanması gerektiğini” söylediğini de aktardı.

İnsan Hakları Komiseri’nden tepki

Öte yandan, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks de Büyükada’da insan hakları savunucularına yönelik gözaltı ve tutuklamalara tepki gösterdi. Gözaltı ve tutuklamaları “ümit kırıcı” olarak tanımlayan Muiznieks, insan hakları savunucuları hakkında “terör örgütüne yardım” suçlamasıyla cezai işlem yapılmasının “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınmış toplantı ve ifade özgürlüklerine aykırı olduğunu” dile getirdi.

Muiznieks, açıklamasında, Türk hükümetini tutuklanan insan hakları savunucularını “derhal” serbest bırakma ve haklarında işlem yapmaktan kaçınmaya çağırdı.

© Deutsche Welle Türkçe

Kayhan Karaca