1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

“İran bölgede herkeste rahatsızlık yaratıyor”

18 Şubat 2017

Münih Güvenlik Konferansı’na katılan ABD’nin eski Türkiye Büyükelçisi James Jeffrey, gerilimli bir süreçten geçen Türkiye-ABD ilişkileri konusunda iyimser konuştu. Jeffrey, İran ile ilgili açıklamalar da yaptı.

USA ehemaliger US-Botschafter in der Türkei, Irak und Albanien James Jeffrey
Fotoğraf: Getty Images/AFP/S. Loeb

James Jeffrey ile 3 Soru 3 Cevap

02:37

This browser does not support the video element.

Rakka operasyonu ve Türkiye'nin PYD hassasiyeti ile dikkat çekici değerlendirmelerde bulunan ABD'nin Eski Türkiye Büyükelçisi James Jeffrey, ABD Yönetimi ile Türk Hükümeti'nin Suriye’de istikrarın sağlanması ve “herkeste rahatsızlık yaratıyor” dediği İran’a yönelik ortak politika arayışında olduğunu kaydetti.

DW Türkçe'ye konuşan James Jeffrey’e yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:

Türk-Amerikan ilişkilerinde son bir kaç yıldır gerilim yaşanmaktaydı, artık önümüzde yeni bir dönemin olduğunu düşünüyor musunuz? 

Buna inanıyorum. Savunma Bakanı Işık’tan duyduklarımıza göre, mevkidaşı General Mattis ile konuşmalarında da konu buydu. Buna ek olarak, gördüğümüz kadarıyla ABD DAEŞ’e (IŞİD) karşı Suriye’nin kuzeyinde Türkiye ile nasıl işbirliği yapabileceğini, ayrıca İran konusunda nasıl bir işbirliği yapabileceğini inceliyor - ki Bakan’ın da söylediği gibi- İran bölgede herkeste rahatsızlık yaratıyor.

Peki, PYD’ye yönelik farklı bakış açılarının yol açtığı anlaşmazlık ne olur?

General Petraeus’un bunu şu ifadeleriyle çok güzel özetlediğini düşünüyorum: Elinde tutamayacağın bir yeri ele geçirmeyeceksin, bir yeri elinde tutacaksan, bunu farklı gruplardan insanlarla yapmayacaksın. Rakka’nın nüfusu Araplardan oluşuyor, dolayısıyla Rakka, büyük çoğunluğu Araplardan oluşan bir ortak askeri kuvvet tarafından ele geçirilmeli. Bunların bazıları, PYD ile ittifak içinde olan Suriye Demokratik Güçleri’nden gelebilir, ancak çok daha fazlası, bizimle birlikte Türkiye’nin de eğittiği ve donattığı Özgür Suriye Ordusu’ndan olabilir. Ve Türkiye bir rol oynayabilir, ABD daha büyük bir rol üstlenebilir ve PYD de rol alır, onlar da DAEŞ’e düşman. Ancak Türkiye’nin hassasiyetlerinin ve ayrıca Rakka’daki aşiretlerin hassasiyetlerinin bilincinde olmamız gerekir. Bu aşiretlerin hiçbiri Kürtleri şehirlerinde istemiyor.

İki ülkenin, uçuşa yasak bölge üzerinde anlaşabileceğini düşünüyor musunuz?

Bunun mümkün olduğunu düşünüyorum. Trump yönetimi bunun açık işaretlerini verdi. Türkiye hâlihazırda kendi uçuşa yasak bölgesini oluşturmuş durumda. Bir anlamda, Fırat’ın doğusunda da bir uçuşa yasak bölgenin olduğunu görebiliyorsunuz. Ve Ruslar bunu reddetmek yerine, açıklamalarında kendileriyle koordine edilmesi gerektiğini söylediler. Tamam, onlarla bunu koordine ederiz, onlar da kendi uçuşa yasak bölgeleri konusunda bizimle koordinasyon içinde oldular. Bence, Astana’da varılan geçici ateşkes anlaşmasının Suriye'de kalıcı bir ateşkes ve siyasi değişime evrilmesini temin etmenin yolu buradan geçiyor. Eğer biz sırtımızı dönüp bunu Ruslara, İranlılara ve Suriye’ye bırakırsak, ülkenin her yerinde yeni Halep’ler yaşanacak.

© Deutsche Welle Türkçe

Söyleşi: Değer Akal / Münih