Köln'e "Padişah'ın Burnu" geldi
6 Ekim 2010Avrupalıların çoğu gibi Almanlar da Türkiye'de yaygın ve geleneksel bir karikatür kültürü olduğundan genellikle habersiz.
İşte bu nedenle, 18 yıldır İstanbul`da yaşayan gazeteci çift Sabine Küper-Büsch ve Thomas Büsch, Osmanlı döneminden bugüne Türk karikatürlerinden bir araya getirdikleri seçkin bir kolleksiyonu Almanya'nın Köln kentinde sergilemeye başladı.
Karikatürler az, ama çeşit çok
Türkiye'den karikatürlerin yer aldığı sergide II. Abdülhamid döneminden günümüze bir araya getirilen seçkin bir kolleksiyonu görmek mümkün.
Serginin ağırlıklı konularını, Türk karikatüristlerini en çok meşgul eden, din, cinsiyet ayrımcılığı, şehirleşme ve insan hakları oluşturuyor.
Ancak Hrant Dink suikasti ya da Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk`a "Türklüğe hakaret etmek" gerekçesiyle açılan davaya dair karikatürler de görmek mümkün.
"Padişahın Burnu"
İlk Osmanlı gazetesinden günümüze, içinde bol bol Gırgır Dergisi`nden Oğuz Aral`ın 'Avni' karakterine de yer verilen, toplam 62 eserin yer aldığı sergiye, "Padişahın Burnu" ismi verilmiş. Nedenini serginin kuratörlerinden Sabine Küper-Büsch söyle açıklıyor:
"Ben bu 'burun' fikrine tek başıma varmadım. Türkiye'nin tanınmış karikatüristlerinden Mehmet Çağcağ, bana II. Abdülhamid`in hikayesini anlattığında çok etkilendim. Müthiş, inanılmaz bir hikayeydi. Çünkü Abdülhamid kendi burnunun çizilmesinden hoşlanmadığı için, 'burun' kelimesinin kullanılmasını yasaklamış. Ve tabii bu da tam tersi etki yapmış ve 'burun' onun kişiliğinin bir sembolü haline gelmiş. Bu hikaye benim çok hoşuma gitti ve açıkçası sergiye de çok iyi uydu. Çünkü bu sergideki karikatürler de isyankar. Otoriter politik yapılanmaları konu alıyor.''
"Alman karikarüstler daha özgür"
Sergiyi gezen ve Almanya'nın en uzun burunlarını çizmesiyle tanınan karikatürist Burkhard Fritsche, Alman ve Türk karikatüristler arasında çok fazla bir fark görmediğini ifade ediyor. Her iki ülkedeki karikatürüstlerin de konular yerel olsa da Amerikan ekolünden etkilendiklerini söylüyor.
Daha önce Türkiye`de de sergi açan Fritsche, Almanya`daki karikatüristlerin Türkiye'dekilere göre daha özgür çalışabildiklerini belirtiyor. Almanya`da sadece kiliselerin, karikatürlere malzeme olma konusunda hassas davrandığını, ama onun dışında siyasi içerikli karikatürler konusunda hiçbir tabunun bulunmadığını ve bunun anayasada da güvence altına alındığını belirtiyor. Fritsche, karikatüristlerin sürekli ceza alma endişesi taşımasınının ve yasakların, yaratıcılığı da etkilediğini düşünüyor:
"İnsanın kafasında sürekli olarak bir sansür makası olması, onun yaratıcılığının gelişmesine engel olur. Buna bir örnek verecek olursak, benim tanıdığım hiçbir diktatör, iyi bir mizah ürünü ortaya koymamış ve koydurtmamıştır. Eski Doğu Almanya zamanlarında da Doğu Bloku zamanlarında da bu böyleydi. Tamam, o zamanlar da karikatürler çiziliyordu. Çok ciddi, daha şematik ve hatta çok emek verilmiş çalışmalardı bunlar. Ama asla komik değillerdi."
''Sarrazin de gelse ve görse!''
Sergiyi gezenler arasında rastladığımız eski Sosyal Demokrat Parti (SPD) milletvekili Lale Akgün de çocukluğunda severek okuduğu Gırgır Dergisi'nin karikatürleriyle yeniden karşılaştığı için çok mutlu olduğunu söyledi.
Lale Akgün, bu serginin yanlış tanınan Türkiye için çok önemli olduğunu düşünüyor. Ona göre Almanların çoğu, Türklerin espri anlayışı olmadığını düşünüyor. Karikatür çizmenin çok ince bir espri anlayışı ve zeka gerektirdiğini belirten Akgün, Müslüman ve göçmenler hakkındaki açıklamalarıyla kamuoyunun gündeminden düşmeyen Almanya Merkez Bankası Yönetim Kurulu eski üyesi Thilo Sarrazin`e de atıfta bulunarak şunları söyledi:
"Türkler de farklı değil entellektüellikte. Bunun ortaya konması lazım, çünkü piyasaya çok değişik kitaplar çıkmaya başladı son zamanlarda. Biliyorsunuz Müslümanların daha aptal olduğunu, Türklerin daha da aptal olduğunu belirten kitaplar. Ben tabi böyle karikatür sergilerinin bunun böyle olmadığının ispatı olduğu için çok çok önemli. Keşke Bay Sarrazin de gelse, görse!''
"Padişahın Burnu" / Türkiye'den Karikatürler Sergisi, Köln Belediyesi İspanyol Binası`nda 22 Ekim`e kadar gezilebilecek.
© Deutsche Welle Türkçe
Haber: Başak Demir
Editör: Murat Çelikkafa