1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Hamdi Ulukaya'nın sponsorluğu neden tartışılıyor?

31 Temmuz 2025

Fenerbahçe'nin Kürt iş insanı Hamdi Ulukaya'nın Chobani markası ile sponsorluk anlaşması yapması neden hedef alındı? Sosyal medyadaki tepkiler taraftar iradesini yansıtıyor mu?

Chobani markasının CEO'su iş insanı Hamdi Ulukaya bir toplantıda konuşma yapıyor
Chobani markasının CEO'su iş insanı Hamdi Ulukaya Fotoğraf: Michael Brochstein/Sipa USA/picture alliance

Fenerbahçe Spor Kulübü'nün, ABD merkezli Chobani markasıyla imzaladığı stat isim hakkı ve futbol A takımının Avrupa maçlarında forma göğüs sponsorluğu anlaşması, Türk futbolunda benzeri az görülür bir kamuoyu tepkisine neden oldu. Bu tepkinin merkezinde, sponsorluk anlaşmasının ekonomik boyutundan çok, markanın sahibi Hamdi Ulukaya'nın etnik kimliği ve geçmiş demeçleri vardı.

Sosyal medyada hızla yayılan tepkiler, Türkiye'de futbolun sadece bir spor değil, aynı zamanda kimliklerin, değerlerin ve toplumsal fay hatlarının kesiştiği bir alan olduğunu bir kez daha gösterdi.

Türkiye'de futbol kulüpleri sadece sportif kurumlar değil, aynı zamanda ideolojik, etnik, dini ya da sınıfsal aidiyetin taşıyıcıları olarak işlev görüyor.

Hamdi Ulukaya'nın Kürt kimliğini açıkça ifade etmesi özellikle milliyetçi reflekslerle hareket eden taraftar kesimlerinde "kulüp değerlerine aykırı" olarak algılandı. Oysa aynı taraftar yapıları, yıllardır kulüplerin çok uluslu sponsorlarla kurduğu ticari ilişkileri sorgulamadan kabul etmişti.

Tepki sosyal medyadan geldi

Ulukaya'nın 2015 yılında CNN'e verdiği bir röportajda Türkiye'den ayrılma gerekçesini "Kürt olmam ve Kürtlerin haklarını savunmam" şeklinde açıklaması, bazı taraftarlar ve sosyal medya kullanıcıları tarafından "terör örgütlerine yakın durmakla" itham edilmesine yol açtı.

İş insanı ve Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç Fotoğraf: Arife Karakum/AA/picture alliance

Dün ise Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi'nde sponsorluk anlaşmasının imza töreninde konuşma yapan Ulukaya'nın "Türk" yerine "Türkiyeli" ifadesini kullanması da sosyal medyada tepki çekti. Ulukaya, "Sayın Başkan (Fenerbahçe Başkanı Ali Koç), değerli yönetim kurulu üyeleri, kıymetli Fenerbahçe ailesi, tüm Türkiyeliler ve halkımız; bugün sabah evden çıkarken eşimle bir fotoğraf çektik. 'Bugün dünden daha güzel bir gün olamaz' dedik. Sizlerle birlikte olmak benim için büyük bir gurur ve onur" dedi.

Fenerbahçe yönetimi tepkilere karşı durdu

Fenerbahçe yönetimi ise sponsorluk anlaşmasına bütüncül ve destekleyici bir yaklaşım sergiliyor.

Başkan Ali Koç, imza törenindeki konuşmasında bu ortaklığın sadece ticari değil, aynı zamanda vizyoner ve stratejik bir birliktelik olduğunu vurguladı. Ulukaya'nın Fenerbahçeliliğine değinen Koç, "Gerçekleştirdiğimiz bu yeni sponsorluk anlaşması Türkiye'de bir spor kulübünün imza attığı en yüksek montanlı stratejik iş birliklerinden biridir. Belki de en yükseğidir" diyerek bu adımın kulübün geleceği için taşıdığı önemi anlattı.

Fenerbahçe Spor Kulübü Kongre Üyesi Fatih Şaşıoğlu da Hamdi Ulukaya'ya yönelik eleştirileri "algı oluşturma çabası" olarak nitelemişti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iş insanı Hamdi Ulukaya'yı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde kabul ettiFotoğraf: TUR Presidency/Murat Cetinmuhurdar/Handout/Anadolu/picture alliance

Bu olayda dikkat çeken bir diğer unsur da sponsorlukların artık sadece finansal katkılarıyla değil sponsorun kimliği, görüşleri ve kamuya yansıyan duruşuyla da değerlendirilmesi. Taraftarlar sadece ekonomik katkıyı değil, sponsorluk ilişkisinin kulüp değerleriyle ne kadar örtüştüğünü sorgular hale geliyor. Bu da sponsorlukları bir "ideolojik meşruiyet testine" dönüştürüyor.

Fenerbahçe, stat isim sponsorluğu için 5+5 yıllık anlaşmayla yıllık 10 milyon Euro, forma sponsorluğu için ise 2+3 yıllık anlaşmayla yıllık en az 4 milyon Euro gelir elde edecek. Bu rakam, Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi katılımına bağlı olarak artabilecek.

Taraftar iradesini yansıtıyor mu?

Sosyal medyada hızla yayılan bu tepkilerin ne kadarının gerçek bir taraftar iradesini yansıttığına dair soru işaretleri var.

Fenerbahçe'nin önde gelen taraftar platformlarından 12 Numara, Ulukaya'ya yönelik sert eleştiriler yöneltti ve sponsorluk anlaşmasının iptal edilmesini talep etti. Ancak Genç Fenerbahçeliler (GFB), Vamos Bien ve diğer büyük gruplardan doğrudan bir açıklama gelmedi.

Bazı yorumculara göre bu kampanyaların büyük bölümü organize trol ağları tarafından yürütülüyor. Tepki yönelten hesapların bazılarının farklı kulüplerin taraftarları ya da siyasi saikle hareket eden sahte profiller olduğu yönünde gözlemler bulunuyor.

Toplumsal kutuplaşmanın taşıyıcısı

Futbol, sıklıkla "birleştirici güç" olarak tanımlansa da Türkiye'deki örnekler, sporun ayrıştırıcı etkisini daha görünür kılıyor. Ulukaya'nın "Türkiyeliler" ifadesi gibi söylemler, futbol kamusalında bir tür "biz ve onlar" ayrımını yeniden üretiyor. Bu durum, kulüplerin yalnızca sportif değil toplumsal kutuplaşmaların da taşıyıcısı haline gelmesine neden oluyor. Dolayısıyla futbolun toplumsal barışa katkı sunma potansiyeli, kimlik çatışmaları karşısında çoğu zaman geri plana düşüyor.

Hamdi Ulukaya örneği, Türkiye'de futbolun giderek daha fazla kimlik ve siyaset alanına dönüştüğünü gösteriyor. Bu, yalnızca bir sponsorluk anlaşmasının ötesinde, toplumun "kime tahammül ettiği" ve "kimin sesini meşru bulduğu" üzerine düşünmeyi gerektiriyor. Taraftarlık, yalnızca skor ve forma renkleri üzerinden değil temsil ve ideoloji üzerinden de şekilleniyor.

Chobani markası nasıl doğdu?

ABD'nin en çok satılan süzme yoğurt markası Chobani'nin kurucusu olan Hamdi Ulukaya, Erzincan doğumlu bir iş insanı.

İş insanı Hamdi Ulukaya ve eşi Louise Ulukaya Fotoğraf: Brendan McDermid/REUTERS

Ankara Üniversitesi'nde Siyaset Bilimi okuduktan sonra 1994'te ABD'ye giden Ulukaya'nın 2005 yılında New York'ta terk edilmiş bir yoğurt fabrikasını satın alarak kurduğu şirket, geleneksel Türk yoğurdunu Amerikan pazarına uyarlayarak kısa sürede önde gelen markalardan biri haline geldi. "Chobani” adı, Türkçedeki "çoban” kelimesinden esinleniyor.

Chobani, yoğurt dışında kefir, sütlü içecekler, bitkisel bazlı ürünler ve atıştırmalıklar gibi çeşitli kategorilerde de üretim yapıyor.

Forbes'a göre Ulukaya'nın serveti 2,3 milyar dolar. Sosyal girişimci kimliğiyle de tanınan Ulukaya, kurduğu "Tent Partnership for Refugees" aracılığıyla mültecilere iş imkanı sağlayan programlara öncülük ediyor. Ulukaya, göçmen istihdamı ve mülteci politikaları konusundaki söylemleri nedeniyle de ABD'de özellikle bazı aşırı sağ grupların hedefi olmuştu.