1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kıbrıs krizinin etkileri sürüyor

Celik Akpinar10 Mayıs 2013

AB ülkelerinde ekonomik kriz bu noktaya kadar nasıl gelebildi? Bundan sonraki olası kurtarma paketleri açısından bu kriz nasıl bir anlam taşıyor? Avrupa Parlamentosu'nda Kıbrıs krizi görüşüldü.

Fotoğraf: picture-alliance/ZB/Montage DW



Euro Grubu’nun geçen mart ayında iflasın eşiğine gelen Kıbrıs Cumhuriyeti’ni kurtarmak amacıyla aldığı bir dizi karar, büyük tartışma yaratmıştı. Tartışmalar hâlâ yatışmış değil. Kıbrıs’ı kurtarma girişiminin bir nevi bilançosunu çıkartma görevi ise Avrupa Parlamentosu’nun Ekonomik ve Mali İşler Komisyonu’na düştü. “Kurtarıcıları” temsilen Euro Grubu Başkanı Jeroen Dijsselbloem, AB Komisyonu'nun Ekonomi ve Parasal İşlerden Sorumlu Üyesi Olli Rehn ve Avrupa Merkez Bankası Yönetimi’nden Jörg Asmussen, Avrupa milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Dijsselbloem'un konuşması parlamenterleri rahatlatmadı

Mart ayında Kıbrıs’ı kurtarma paketine küçük tasarruf sahiplerini de dâhil etme planı büyük şaşkınlık yaratmıştı. Önceleri 100 bin eurodan az tasarruf mevduatı olanların iflas durumundaki Kıbrıs Cumhuriyeti bankalarının kurtarılmasına katkıda bulunmaları öngörülmüştü. Oysa ki bu sınıra kadar olan mevduatlar aslında AB sınırları içinde güvence altında bulunmaktaydı. Euro Grubu, bu yöndeki planlarından daha sonra vazgeçti ama bir kere güven sarsılmıştı. Peki, şu anda neler güvence altında? Kime güven duyulabilir? İşte bu yönde zihinlerdeki soruların ardı arkası bugüne kadar kesilmedi.

Euro Grubu Başkanı Dijsselbloem parlamentoda yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Bankaların riskli ticarî işlerinden kâr sağlamış olanların daha sonra ortaya çıkan masrafları da üstlenmesini teminat altına almak zorundayız. Bu sadece adil bir tavır olmakla kalmayacak, ayrıca gelecekte de bankacılık sektörünün iyi durumda kalmasına katkı sağlayacaktır.”

Kıbrıs'ı kurtarma kavgası

04:25

This browser does not support the video element.

"Fiyaskonun bilincinde misiniz?"

Ne var ki Euro Grubu Başkanı Dijsselbloem'un bu açıklamaları güven sorunu yaşayanları ikna etmeye yetmedi. Avrupa Parlamentosu'ndaki Avrupa Halk Partisi fraksiyonunun Fransız üyesi Jean-Paul Gauzes sert çıkışta bulunuyor:“Siz ve arkadaşlarınızın, 'çözüm stratejisi' diye ortaya atılan önerilerin yol açtığı fiyaskonun bilincinde olup olmadığınızı kendi kendime soruyorum. Siz Avrupa'nın imajını zedelediniz. Bugün artık Avrupa'ya güven duyan insanların sayısı gittikçe azalmakta. Bugün Avrupa'ya olumsuz gözle bakılıyor.”

Kıbrıs ekonomisi küçülmeye devam edecek

Kıbrıs'a ilişkin kurtarma çabaları devam ederken, oradaki Rum halkının daha uzun yıllar mahrumiyet çekeceğine işaret ediliyor. Avrupa Merkez Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Jörg Asmussen, Kıbrıs ekonomisinin bu yıl ve gelecek yıl içinde önemli ölçüde, yüzde 13 oranında küçüleceğini vurguluyor. Asmussen, Kıbrıs’ta ekonominin 2015 yılından itibaren, o da eğer bankacılık sektörü tam olarak iyileştirilebilirse, yeniden büyüme dönemine geçilebileceğine işaret ediyor.

Çözüm: Bankacılık Denetleme Kurulu

Avrupa'nın vergi cennetleri

03:41

This browser does not support the video element.

Peki, Kıbrıs'taki kriz nasıl bu noktaya gelebildi? AB'nin üç temsilcisi bu konuda dolaylı olarak bankalarını iyi denetlemediği gerekçesiyle Kıbrıs Yönetimi'ni sorumlu tuttu ve bu çerçevede tüm Avrupa’da geçerli olacak bir bankacılık denetleme kurulunun önemli olacağını vurguladı. AB temsilcileri ile Avrupa Parlamentosu'ndaki çoğu milletvekili, işte Kıbrıs krizinden çıkartılacak en önemli dersin bu olduğunu belirtiyorlar.

AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, hafta başında Brüksel'de yaptığı bir konuşmada, “Eğer Avrupa çapında bir bankacılık denetleme kurulumuz olsaydı, o zaman Kıbrıs'taki trajedinin bu boyutlara gelmesi büyük olasılıkla önlenmiş olurdu” diyordu.

Rehn: "Adanın birleşmesi Kıbrıs'ın gelişmesine ivme kazandırır"

AB'nin Ekonomi ve Parasal İşlerden Sorumlu Üyesi Olli Rehn bu kapsamda bir öneri daha ortaya atıyor: “Ada’nın birleşmesi, Kıbrıs'ın ekonomik ve sosyal gelişimine devasa bir ivme kazandırır. O nedenle birleşme sürecini yeniden canlandırmanın zamanı çoktan gelmiştir.”

© Deutsche Welle Türkçe

Christoph Hassselbach / Çelik Akpınar

Editör: Başak Özay

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik