1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

‘Kıbrıs’ta çözüm, iki bölgeli yapı olabilir’

Peter Philipp (Deutsche Welle)2 Eylül 2008

Adada barış müzakereleri yeniden başlıyor. DW’nin baş yorumcusu Peter Phillipp’e göre Kıbrıs’ın artık üniter yapıda bir Cumhuriyet olamayacağı açık. Çözüm, zayıf bir merkezi yönetim ve iki bölgeli yapı

Kıbrıs Türk lideri Mehmet Ali Talat ile Cumhurbaşkanı Hristofyas, Çarşamba günü bir araya geliyor.
Kıbrıs Türk lideri Mehmet Ali Talat ile Cumhurbaşkanı Hristofyas, Çarşamba günü bir araya geliyor.Fotoğraf: AP

Akdeniz'in en büyük adası, Türk ve Rum liderlerin kritik görüşmesine hazırlanıyor. Talat ve Hrıstofyas'ın görüşmelerinden olumlu sonuç çıkarsa, Kıbrıs sorununun bu yıl çözümlenmesi yönündeki umutlar artacak.

Akdeniz’in doğusunda yer alan Kıbrıs, stratejik konumu itibariyle daima ilginin odağı oldu. Osmanlı, hükmettiği Kıbrıs’ı, 19’ıncı yüzyılda Hindistan'a güvenli bir deniz rotası isteyen İngilizler'e kiralamıştı. Osmanlı’nın Birinci Dünya Savaşı’nda çöküşüyle birlikte İngilizler, 1925 yılında adayı ilhak etti.

Yunanistan’daki cunta yönetiminin taraftarları, 1974 yılında Enosis'e engel olduğu iddia edilen Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios’u devirdiler.Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Sorunun kökenleri

Adadaki Rumlar, uzun bir süre kurtuluşlarını anavatan Yunanistan'a bağlanmak anlamına gelen “Enosis’te” gördü. Bu amaçla yer altı örgütlenmesi olan “EOKA” aracılığıyla, İngilizler ve “Türk işbirlikçilerine” karşı mücadele başlattılar.

Londra, 1960 yılında adada bağımsızlık ilan edilmesine yeşil ışık yaktı. Ve İngiltere, Yunanistan ile Türkiye garantör ülke statüsünü üstlendi. Rumlar'ın keyfi davranışlarından korunması için de nüfusun yüzde 18’ini oluşturan Türkler'e kritik konularda veto yetkisini tanıyan Anayasa hazırlandı.

Rumlar'ın, Türkler'e tanınan bu hakka tepki göstermesi üzerine toplumlararası çatışmalar başladı. Çatışmalar, Birleşmiş Milletler birlikleri ve polislerinin müdahalesiyle durdurabildi. Ancak başkent Lefkoşa ikiye bölündü, adadaki diğer kentlerde de Türk ve Rum bölgeleri birbirinden ayrıldı.

Ecevit’in harekât emri

Yunanistan’daki cunta yönetiminin taraftarları, 1974 yılında Enosis'e engel olduğu iddia edilen Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios’u devirdiler. Oysa ki Makarios her konuşmasında Yunanistan’a bağlanmaktan söze diyordu. Makarous’un devrilmesinden bir hafta sonra da Türk Başbakan Bülent Ecevit saldırı emrini verdi. İki ayrı harekâtla, Türk hava ve deniz birlikleri adanın kuzeyini fethetti. Kuzeydeki Rumlar, güneye, güneydeki Türkler de İngilizlerin desteği ile kuzeye kaçtı. Makarios, 1974 yılının sonunda Lefkoşa’ya geri döndü ve büyük bir sevinçle karşılandı. Ancak, “Elimde bir zeytin dalıyla geliyorum. Bu zeytin dalını Türk yurttaşlarımıza uzatmak istiyorum" diyen Rum lider herhangi bir çözüm öneremedi.

1974 yılında, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, Kıbrıs harekatı emrinri verdi.Fotoğraf: AP

Türkiye’nin “Barış harekâtı” olarak adlandırdığı işgalden dokuz yıl sonra Rauf Denktaş liderliğindeki adanın kuzeyi bağımsızlık ilan etti. “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti” adıyla ilan edilen bu devleti sadece Türkiye tanıdı. Adadaki 40 bin civarındaki Türk askerinin sayısı yıllar içersinde 100 bine ulaştı. Bu süreçte adadaki demografik yapıyı Türkler lehine değiştirme arzusu etkili oldu. Ancak çok sayıda Kıbrıslı Türk’ün adadan ayrılması nedeniyle adadaki Türklerin oranı toplam nüfusun yüzde 25’ini aşamadı.

Rauf Denktaş ise şu sözlerle Türkler'in haklılığını savundu:“Bir siyasi parti, Kıbrıslı Türkler tarafından seçilmeyen Kıbrıslı Rumların bir partisi Anayasa’yı iptal etti, bizleri adadaki bir azınlığa dönüştürmeye çalıştı ve Anayasa’daki haklarımızı yok saydı. Dünya buna göz yumdu. Bu bizim karşı koymaya çalıştığımız bedbaht bir durum."

Fotoğraf: AP

Tek çözüm iki bölgeli yapı

Artık Kıbrıs’ın üniter yapıya sahip bir Cumhuriyet olamayacağı açık. Tek çözüm yolu, zayıf bir merkezi yönetimin bulunduğu ve her iki tarafa da geniş yetkiler tanıyan iki bölgeli bir yapının oluşturulması. Avrupa Birliği, 2004 yılında Kıbrıs adıyla, tüm adayı temsil ettiğini iddia eden Rumların yaşadığı Güney’i üyeliğe kabul etti.

Avrupa Birliği sorunun çözümü için henüz bir formül geliştiremedi. Bu konuda nihai sözü söyleyecek olanlar Kıbrıs’taki Türkler ile Rumlar. Ancak her iki liderin olumlu mesajlarına karşın temkinli olmakta fayda var. Zira Cumhurbaşkanı Hristofyas, Türk askerlerinin adadan çekilmesini ve Türkiye’den göç edenlerin adadan ayrılmalarını istiyor. Türk muadili Talat ise bu talebi reddediyor. Talat, “Bir düşünün: Kıbrıs Avrupa Birliği’nde Türkiye ise değil. Kıbrıslı Türkler böyle bir durumda kendilerini güvende hissetmeyecektir” diyor.

Hristofyas bu talebinde ısrar ederse, görüşmeler sonuçsuz kalır. Çünkü Ankara bu talepleri karşılamaya hazır değil ve Kuzey Kıbrıs’ın Türk Cumhurbaşkanı istese bile Ankara’nın tavrına karşı koyamaz.