Kırıkkale'de 38 yaşındaki Emine Bulut'un dört yıl önce ayrıldığı eşi Fedai Varan tarafından 10 yaşındaki kızının gözleri önünde bıçaklanarak öldürülmesi, kadın cinayetlerini bir kez daha Türkiye'nin gündemine taşıdı. Olayın ardından Varan tutuklanırken Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Varan'ın en ağır cezayı alması için davaya müdahil olacaklarını açıkladı. Başsavcılık ise Bulut cinayeti ile ilgili şüpheli hakkında "canavarca hisle tasarlayarak insan öldürme" suçundan iddianame hazırladı.

Bulut'un "Ölmek istemiyorum", kızınınsa "Anne lütfen ölme" diyerek ağladığı görüntüler, özellikle sosyal medyada binlerce kişinin tepkisini topladı. Mor Çatı Vakfı tarafından Twitter üzerinden yapılan açıklamada kadın düşmanı söylem ve politikaların kadınların hayatına mal olduğuna dikkat çekildi.

DW Türkçe'ye konuşan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ateselim ise sadece Ağustos ayında Türkiye'de 28 kadının öldürüldüğüne dikkat çekti. İstanbul Sözleşmesi'nin önemini vurgulayan Ataselim, sözleşmenin imzalandığı 2011 yılının Türkiye'de kadın cinayetlerinin büyük oranda azaldığı tek yıl olduğunu belirtti. Platform, haftasonu İstanbul, İzmir ve Antalya'nın da aralarında olduğu çok sayıda kentte kadınları eyleme çağırdı. 

Bir diğer kadın cinayeti Konya'da

Bir başka kadın cinayeti vakası Perşembe günü Konya'da yaşandı. Üç çocuk annesi Tuba Erkol, eşi Bekir Erkol tarafından 20 yerinden bıçaklanarak öldürüldü. Eşine şiddet uyguladığı gerekçesiyle Bekir Erkol hakkında evden uzaklaştırma kararı alınmıştı. Cinayetin ardından Erkol, basın mensuplarının "Neden öldürdün? Pişman mısın" sorusuna, "Namus için pişman mı olunur?" yanıtı verdi.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun verilerine göre 2019'un ilk altı ayında Türkiye'de 214 kadın cinayete kurban gitti.

İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen, "Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi" 2014'te yürürlüğe girmişti.

DW,DHA/ÖA,HS

© Deutsche Welle Türkçe