1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ayaklarını erkeklere kurban veren kadın

25 Kasım 2019

Ebru Akıcı 19 yaşında istemediği bir evliliğe zorlanınca canına kıymak istemiş. Göğsüne ateşlediği silah onu sakat bırakmış. Basketbolla hayata tutunan Ebru, ağır bir bedel ödese de töre kanunlarını kırmayı başarmış.

Ebru Akıcı’nın hayatı kadınlara umut ışığı oluyor!

06:59

This browser does not support the video element.

Bugün 25 Kasım Kadına Şiddetle Mücadele Günü. Dünya genelinde kadın cinayetleri, şiddet ve taciz olayları her geçen yıl giderek artıyor. Kadınların yüzde 35’i hayatlarının bir döneminde fiziksel ve cinsel şiddete ya da cinsel saldırıya maruz bırakılıyor. Birleşmiş Milletler Kadın Biriminin verilerine göre dünya genelinde yaklaşık her 10 kadından 4’ü fiziksel ya da cinsel şiddet görüyor.

Türkiye'de de kadına yönelik şiddette bilindik tablo değişmedi, hatta daha da kötüleşiyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun verilerine göre erkekler tarafından öldürülen kadınlar 2012'den beri giderek artıyor. Platformun verilerine göre 2012 yılında 210, 2013 yılında 237, 2014 yılında 294, 2015 yılında 303, 2016 yılında 328, 2017 yılında 409, 2018 yılında 440 ve 2019 yılının ilk 10 ayında 383 kadın öldürüldü.

Veriler korkunç tabloyu gözler önüne seriyor

Açıklanan veriler yaşanan acı gerçekliği gözler önüne sererken, Türkiye’deki bazı kadınların verdiği mücadele dikkat çekiyor. Bunlardan biri de Diyarbakırlı Ebru Akıcı. 19 yaşında kuzeniyle zorla evlendirilmek istenen Ebru, canına kıymak istedi. Göğsüne sıktığı kurşun sonucu engelli kaldı. Omurilik felci olan Ebru, hayatına tekerlekli sandalye ile devam ediyor. Ebru yaşadıklarını DW Türkçe'ye anlattı: 

"19 yaşında bütün aşiret toplandı ve kızını ağabeyinin oğluna vereceksin diye baskılar yapmaya başladılar babama. Babam da tabi bunu istiyordu. Bana gelip te kızım sen istiyor musun? bu senin hayat gibi herhangi bir şey sormadırlar. Ya da bunu normalleştirmek de değil amacım ama başka bir çaremin olmadığını anlamıştım ve ben intihar ettim.  Bir kurşunla ayaklarımı kaybettim.”

 "Erkeklerin kurbanı oldum"

Ayaklarını erkeklere kurban verdiğini belirten Ebru, yaptıklarından pişman olmadığını çünkü ağır bir bedel ödese de ailesindeki katı töre kanunlarını kırdığını belirtiyor:

"Allahın’ın verdiği bedeni sen almaya çalışıyorsun gibi bir sürü yargı ile karşılaştım toplum içerisinde hayatta kaldıktan sonra. Ama hiç kimse diğer ucuna bakmıyordu. Ben erkeklerin kurbanıydım aslında. Ve ben onlara bir ders vermek istemiştim. Bundan pişmanmıyım, bundan pişman değilim. Neden pişman değilim, çünkü ailemde en azından bu algıyı kırdım. Benden sonra hiç kimse zorla evlendirilmedi ailedeki hiçbir kadın."

Basketbolla kanatlandı

Tedavi olduğu süre zarfında basketbolla tanışan Ebru, hayata yeniden bağlandı. Şu sıralar Diyarbakır Bedensel Engelliler Basketbol Takımı’nda oynayan Ebru Akıcı, basketbolun kendisini kanatlandırdığını söylüyor:

"Ankara GATA’da tedavi görmeye başladım. GATA’daki süreçte basketbolla tanıştım. Oradaki TSK takımındaki arkadaşlar basketbol oynuyorlar ve bende o an anlamıştım beni aslında hayata bağlayacak tek şeyin basketbol olduğunu. Bir kanat olarak görmeye başlamıştım."

Kadın yönelik şiddet Türkiye’de ürkütücü boyutta

Türkiye’deki kadın hakları savunucuları da kadına yönelik şiddetin önlenebilmesi için büyük mücadele veriyor. Diyarbakır'da faaliyet gösteren Roza Kadın Derneği Başkanı Adalet Kaya, bu yıl içerisinde 900’e yakın çeşitli şiddet ve taciz şikayeti aldıklarını söyledi.  2019’un ilk 7 ayında Diyarbakır’da öldürülen kadın sayısının ise 5 olduğunu kaydeden Kaya, "Yani her gün bir kadın cinayetiyle uyanıyoruz ve aslında sedece şiddete uğramak ve yaşam hakkını kaybetmenin ötesinde gittikçe yaygınlaşan kendisini yeniden üreten bir şiddet var toplumda, bu çok ürkütücü” dedi.

“Kadınların hukuki kazanımlarına açık bir saldırı var”

Türkiye’de kadın ölümlerinin normalleştiğini belirten Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Aslı Pasinli ise, ülkedeki kadınların hukuki kazanımlarına da açık bir saldırı olduğunu savunuyor;

"Mücadelenin bir kere daha anlam kazandığı kadın cinayetlerinin hız kesmeden devam ettiği bu günlerde, mücadele örneklerine hepimizin ihtiyacı var. Her 25 Kasım’da basında yüzü gözü morarmış kadın profilleri göstermek, aslında o şiddeti bir kere daha bize tekrar mesajını vermek anlamına geliyor. Dolayısıyla iyi örnekler, mücadele eden kadınlar bu dönemde çok daha ihtiyacımız olan şeyler.”

Şirvan Oktay Görer

©Deutsche Welle Türkçe

 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik