Kadınlardan futbol atağı
8 Şubat 2009Tabii kadın olmak hayatın her alanında olduğu gibi onlara bazı zorluklar yaşatabiliyor. Mesela çoğu, basında kendilerine daha az yer verildiğinden şikâyetçi. Fakat bayan futbolcular her şeye rağmen başarılarını artırarak futbola devam ediyor. Alman Bayan Milli Takımı iki kez dünya şampiyonu oldu. Oyuncular arasında oldukça başarılı isimler var. Örneğin, milli takımın yıldız oyuncularından Birgit Prinz, futbol tarihinde bir ilke de imza attı. Beş yıl önce İtalya Birinci Ligi Serie A takımlarından Perugia, Prinz’e transfer teklifinde bulundu. Bu ve benzeri örnekler, Almanya'da bayanların aktif futbola ilgilerini daha da artırıyor.
Luzie Schwarz ve Theresa Garsztecki de iki genç futbolcu. Luzie, 14 yaşında. O da Theresa gibi Fortuna Köln takımında oynuyor. İki oyuncu da altı yıldır futbolla uğraşıyor.
Alman Futbol Federasyonu DFB bünyesinde bir milyonu aşkın lisanslı bayan futbolcu var. Futbol Federasyonu, 2008 yılına ait bu rekor sayıyı açıklarken bir yandan da önceki yıla nazaran üye sayısında yüzde beş artış olduğunu kaydetti. Tabii ki bu gelişmede Alman Bayan Milli Takımı’nın iki kez dünya şampiyonu olmasının etkisi büyük. Kısa bir süre öncesine kadar Alman Bayanlar Birinci Ligi takımlarından FFC Frankfurt'u başarıyla çalıştıran antrenör Hans-Jürgen Tritschoks, bayanların futbola ilgisinin artmasını şöyle yorumluyor:
“Üç kez dünyanın en iyi bayan futbolcusu seçilen Birgit Prinz’e sahibiz. Renate Lingor ya da 'altın kız' lâkaplı Nia Künzer gibi genç kızlara iyi bir örnek teşkil eden futbolcularımız var. Her şeyden öte, onlara yaklaşabilmeniz, size çok uzak yıldızlar gibi davranmamaları da oldukça güzel.“
Medyanın ilgisizliğinden şikâyetçiler
Ancak aktif sporcu sayısının yüksekliğine ve kazanılan onca büyük başarıya rağmen medyada bayan futbol dünyası ile ilgili haberlere çok nadir rastlanıyor. Frankfurt bayan futbol takımının son UEFA Kupası final maçı ya da Alman Bayan Milli Takımı'nın karşılaşmalarının televizyondan canlı ve şifresiz olarak yayınlanmasına karşın, izlenme oranları çok düşük kaldı. Nitekim genç futbolcu kızlar da kamuoyunun ilgisizliğinden dert yanıyor. Theresa, bayan futbolu konusunda çok az haber yapıldığını düşünüyor. Luzie de, “Erkeklere daha çok yer veriliyor. Hatta onlarla ilgili günlük gazetelere ilaveten özel dergiler bile çıkıyor“ diyor.
Erkekleri agresif buluyorlar
Bayanların aktif futbola başlamasında Lukas Podolski gibi başarılı bir "rol model" ya da daha önce futbola başlamış bir yakını da etkili olabiliyor. Tıpkı Luzie’nin durumunda olduğu gibi. O da küçük erkek kardeşiyle aynı anda futbola başlamış. Futboldan çok etkilenince devam etmeye karar vermiş.
Daha yoğun antrenmanlar sayesinde, bayanların oyun tarzı da zamanla daha atletik bir hale geldi. Ancak antrenör Hans-Jürgen Tritschoks, yine de bazı fiziksel sınırlar bulunduğunu düşünüyor. Tritschoks, “Kadınlar daha az kasa, dolayısıyla daha az güce sahipler. Bu koşarken, topa vururken ya da kafa vuruşlarında fark ediliyor. Öte yandan futbol, pek çok estetik hareketin yapılabildiği, teknik ve taktik yönleri ağır basan bir oyun. Her şeyden öte, bayan futbolu daha az tiyatral öğeler içeriyor, çünkü oyuncular düşüyor, kalkıyor, doğrudan oyuna devam ediyor“ diye konuşuyor.
Bayan oyunculara göre, erkekler futbol oynarken vücutlarını daha çok kullanıyor. Theresa, “Bana sorarsanız, erkekler vücutlarını daha fazla kullanıyorlar, daha agresifler“ diyor.
Futbol dışında da bir dünyaları var
Futbola duydukları aşka karşın hem okul hem de futbolu bir arada götürmek bazen zor olabiliyor. 14 yaşındaki Theresa da okul ve futbolu bir arada yürütmeye çabalıyor. Okul ve stajın yanı sıra haftada en az iki gün antrenman ve tabii hafta sonlarında oynanan maçlar, programlı bir yaşantıyı kaçınılmaz kılıyor. Theresa, bu yoğunluğa rağmen yine de normal bir genç kız gibi yaşamını sürdürüyor. Partilere gidip, makyaj yaptığını, dışarı çıktığını anlatan Theresa, futbol oynamaya da vakit bulduğunu, ikisini de bir arada yürüttüğünü belirtiyor.