1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
Hukuk ve AdaletTürkiye

KHK’lının pasaportu bürokrasiye takıldı

14 Ekim 2021

Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, hakkında herhangi bir adli soruşturma veya dava bulunmayan KHK’lının pasaportunun verilmesini istedi. Ancak Ankara İl Nüfus Müdürlüğü, Ombudsman’ın tavsiye kararını yerine getirmedi.

Fotoğraf: picture-alliance/dpa/D.Naupold

Kamu Başdenetçiliği, Kanun Hükmünde Kararnameyle (KHK) ihraç edilen ancak pasaport verilmeyen binlerce kişiyi ilgilendirecek bir tavsiye kararına imza attı. Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, hakkında hiçbir adli soruşturması veya davası bulunmayan KHK’lı Sait Güney'in pasaportunun verilmesi yönünde tavsiye kararı aldı. Ancak Ankara Valiliği, Dışişleri Bakanlığı’ndan KHK’lı hakkında herhangi bir idari soruşturma olup olmadığına ilişkin yazıya aylardır yanıt gelmediği gerekçesiyle tavsiye kararını uygulamadı.

KHK’lının pasaport mücadelesi

Dışişleri Bakanlığı’nda memur görev yapan Sait Güney, Gülen yapılanmasıyla iltisaklı olduğu iddiasıyla 2017 tarihinde çıkarılan 686 sayılı KHK ile ihraç edildi. Hakkında herhangi bir adli soruşturma veya dava açılmayan Güney, geçimini sağlamak amacıyla yurt dışına gidip gelmek için pasaport çıkarmak istedi.

Güney, bu amaçla pasaportuna konulan tahdidin ve yurt dışı çıkış yasağının kaldırılması talebiyle geçen yıl Ankara İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü’ne başvurdu. Başvuruda, 24 Ekim 2019 tarihinde çıkan Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2. maddesi ile 5682 sayılı Pasaport Kanunu’na eklenen şu maddeye işaret edildi:

"...haklarında aynı nedenlerden dolayı; devam etmekte olan herhangi bir idari veya adli soruşturma veya kovuşturma bulunmayanlara, kovuşturmaya yer olmadığına, beraatine, ceza verilmesine yer olmadığına, davanın reddine veya düşmesine karar verilenlere, mahkumiyet kararı bulunanlardan cezası tümüyle infaz edilenlere veya ertelenenlere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilenlere, başvurmaları halinde kolluk birimlerince yapılacak araştırma sonucuna göre İçişleri Bakanlığınca pasaport verilebilir."

Emniyet olumlu yanıt verdi, Dışişleri yanıt göndermedi

Nüfus Müdürlüğü, pasaport verilmesinde bir sakınca olup olmadığını Emniyet Genel Müdürlüğü'ne, KHK’lı hakkında idari soruşturma bulunup bulunmadığını ise Dışişleri Bakanlığı’na sordu. Emniyet, olumlu görüş bildirdi.

Ancak Dışişleri Bakanlığı, Güney hakkında idari soruşturması olup olmadığa ilişkin herhangi bir yanıt vermedi.

Sorunu aşamayan Sait Güney, çözüm için Kamu Denetçiliği Kurumu’nun kapısını çaldı.

Ombudsman'dan pasaportu verin tavsiyesi

Başvuruyu inceleyen Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, KHK’lı Sait Güney’i haklı buldu. Ankara Valiliği İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü’ne yönelik tavsiye kararı alan Kamu Başdenetçisi, "Pasaport alabilmesi ve yurt dışı çıkış yasağının kalkması"na ilişkin Güney'in talebiyle ilgili işlem tesis edilmesini istedi.

Kararda, Tavsiye Kararının idareye tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde idare tarafından herhangi bir eylem ya da işlem tesis edilmemesi halinde Ankara İdare Mahkemelerinde yargı yolu açık olduğu kaydedildi.

Denetçinin kararını alan Güney, avukata Metin İriz ile birlikte nüfus müdürlüğüne gitti.

Yetkililer: Yaptırım gücü yok

Ancak Pasaport Tahdit Bürosu Yetkilileri, tavsiye kararına rağmen pasaport verilmesi için gerekli işlemleri başlatmadığı gibi olumsuz bir yanıt da vermedi. Büro yetkilileri, ısrarla Dışişleri Bakanlığı’ndan Güney hakkında idari soruşturma olup olmadığına ilişkin yazıyı bekleyeceklerini bildirdi. Kamu Denetçiliği’nin tavsiye kararlarının kendi üzerlerinde yaptırım gücü olmadığı için bunu dikkate almalarının mümkün olmadığını da sözlü olarak ifade eden yetkililer, "Bize dilekçe verin, 60 gün içinde size cevap vermezsek idari dava açabilirsiniz" yanıtını verdi.

"Bürokrasi bildiğini okuyor"

Güney’in avukatı Metin İriz, bu süreçte idare mahkemesinde dava açacaklarını belirterek, "Bir belirsizlik hali var. Türkiye'den yargı ve yargı benzeri kurumlardan ne karar çıkarsa bürokrasi bildiğini okuyor. Bu da son örneği oldu" dedi. İriz, "bürokrasi neden bu kararlara direniyor" sorusuna ise şu yanıtı verdi:

"İçişleri Bakanlığı’nın uzun süredir bu tip hukuka aykırı karar verme mekanizmaları ürettiğini görüyoruz. Oradaki memurlar, sorumluluk almak istemiyorlar. Yani memur genelgeye göre veremem diyor. Ama Ombudsman anayasal bir durum. Ancak İçişleri genelgesi, bir anlamda Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nı yeniyor."

Avukat İriz, Kamu Başdenitçiliği’ne ikinci bir başvuru daha yaparak, tavsiye kararının uygulanması yönünde yeni bir karar isteyeceklerini kaydetti.

 

Alican Uludağ

© Deutsche Welle Türkçe