1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kapalı İstiridye, Putin’e gitti

Oxana Evdokimova / DW19 Haziran 2007

Gazetecilere bilgi vermeyi reddeden, fikir özgürlüğünü önemsemeyen kişi ve kuruluşlara Alman gazeteci örgütü „Araştırma Ağı“ tarafından verilen Kapalı İstiridye ödülü bu yıl Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e gitti…

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in basınla arası iyi değil.Fotoğraf: dpa

Kapalı İstiridye ödülüne layık görülmek pek sevindirici bir haber değil. Alman gazeteciler derneği Araştırma Ağı, dernek tarihinde bu ödülü ilk kez yurtdışından bir isme veriyor: Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin. Rus liderin ödülden haberi olup olmadığı ise bilinmiyor. Dernek Yönetim Kurulu üyesi Thomas Schuler, Putin ya da temsilen Rusya Büyükelçisi’ni davet ettiklerini, ancak bu davete yanıt alamadıklarını söyledi.

Hamburg merkezli gazeteciler derneği 2001 yılında, araştırmacı gazetecileri çalışmalarında desteklemek amacıyla kuruldu. Dernek, araştırmacı gazeteciliğin özellikle Rusya’da zor bir iş olduğunu belirtiyor ve Putin’in göreve gelişinden bu yana devlet ve hükümetle ilgili eleştirel araştırma yapan 14 gazetecinin gizemli bir şekilde öldüğünü ya da cinayete kurban gittiğini kaydediyor.

Medyaya baskı

Bu olayların hiçbirinin aydınlatılmadığına da dikkat çeken Thomas Schuler, “Tüm bu cinayetler, gazeteci takibatı ve işlerinin engellenmesi gibi olaylarla Rusya’da eleştiri ve tartışmayı imkansız kılan bir ortam yaratıldı. Özgür ifadenin değil, otosansürün hakim olduğu bir ortam. Derneğimiz, bu ortamdam Putin’in sorumlu olduğunu düşünüyor“ diye konuştu.

Moskova’da aşırı zor koşullarda çalışan gazetecilere yönelik bir merkezi yöneten Oleg Panfilov da aynı görüşü savunuyor. Panfilov, “Putin’in eleştirel ‚Kapalı İstiridye Ödülü’nü gerçekten de hak ettiğine inanıyorum. Devlet kontrol ve propagandasının hakim olduğu bugünkü ortamda geriye kalan az sayıdaki bağımsız gazeteci kendisini dışlanmış hissediyor. Sürekli baskı altındalar. Mahkemeler, soruşturmalar, hatta fiziki şiddetle karşı karşıya kalıyorlar. Rus adalet sistemi hükümetin tarafında. Devlet tarafından ehlileştirilemeyen muhabirler önce tehditler alıyor, sonra saldırıya uğruyor, hatta öldürülüyor“ dedi.

“Gazeteciler engelleniyor“

Alman Radyolar Birliği Moskova bürosundan televizyon muhabiri Stephan Stuchlik de Rusya’daki gazetecilerin çalışmalarının nasıl engellendiğine bizzat tanık olanlardan. Stuchlik kamera ekibiyle geçtiğimiz Nisan ayında St.Petersburg’daki hükümet karşıtı gösteriyi görüntülediklerini, bu sırada Rus güvenlik güçlerinin kendilerine saldırıp gözaltına aldığını belirtti.

Stuchlick sözlerini şöyle sürdürdü: “Yüzüme defalarca dirsek attılar, karnımı tekmelediler. Bir polis birine saldırınca hemen ikinci polis yardımına koşuyor. Bunlar oldukça yeni gelişmeler. Kremlin’den gazetecilerin dövülmesine yeşil ışık yakıldığı, insanların hedefli olarak korkutulmaya çalışıldığı gibi bir izlenim edindim.”

Stuchlik, Kapalı İstiridye ödülüne Putin’in layık görülmesinin, Alman gazetecilerin Rus meslektaşlarıyla dayanışmasının bir işareti olarak da değerlendirilebileceğini belirtiyor. Moskova’daki gazeteciler derneği yöneticisi Oleg Panfilov da her Cuma günü en önemli medya kuruluşlarının genel yayın yönetmenlerinin Kremlin’de toplandığını, hükümet yetkililerinin neyi yayınlayıp neyi yayınlamayacakları ile ilgili onları yönlendirdiğini belirtiyor. Devlet Başkanlığı seçimlerine dokuz ay kala medyada devlet başkanı, hükümet ve iktidar partisiyle ilgili olumlu haberlerin tercih edildiğini kaydeden Panfilov, Rusya’da gerçek gazeteciliğin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulunuyor.