1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

‘Karadenizliler’ enerji pazarlığı yaptı

Berivan Oruçoğlu/İstanbul26 Haziran 2007

Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü’nün İstanbul zirvesine damgasını vuran konu, Rusya ve Türkiye arasındaki enerji pazarlığı oldu. Moskova, Mavi Akım’a ek ikinci bir hat önerisiyle tansiyon düşürdü.

Başbakan Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüştü.
Başbakan Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüştü.Fotoğraf: AP

Dün İstanbul’da gerçekleştirilen Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (KEİ) 15.yıl zirve toplantısı sona ererken, liderler arasıda gerçekleşen ikili görüşmelerde çetin pazarlıkların yapıldığı enerji konusu sonuç bildirisinde de geniş yer tuttu.

Örgütün 12 asli üyesinden 11’inin devlet başkanı düzeyinde temsil edildiği zirvede liderler “15 yıl önce üzerinde mutabakata varılan, geniş Karadeniz bölgesindeki işbirliği projesi başlatmaya yönelik girişim, değerini kanıtlamış ve geçen zamana yenilmemiştir” görüşünü sıklıkla vurguladı.

Zirveye, damgasını vuran konu Rusya ve Türkiye arasındaki enerji pazarlığı oldu. Rusya’nın Orta Avrupa’ya gaz taşıyacak Nabucco boru hattı projesini gündemden düşürme çabası ve Ankara’yı baypas etmesiyle gerilen ilişkiler, Kremlin’in Mavi Akım’a ek ikinci bir hattı önermesiyle yumuşama eğilimine girdi. Rusya’ya henüz net bir yanıt verilmedi, ancak proje dikkatle değerlendiriliyor.

Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen de Rusların tutumuna dikkat çekti: Hidrokarbonu ana hatlarıyla Rusya’dan alıyoruz daha çok, İran esas bizim KEİ içinde Rusya dominanttır. Rusya son zamanlarda değişik hamleler yapıyor, yani eski SSCB oluşumunu sağlayacak şekilde ticaret ve hidrokarbon bağlantıları yapmaya başladı, bunu dikkatle takip ediyoruz. Bir taraftan da bu ticaretin kendi üzerimizden geçmesi için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Bu işler kolay değildir ama merak etmeyin her ülke kendi çıkarını korurken, Türkiye de kendini korur.”

ABD’nin tatbikatlarına eleştiri

Ankara-Moskova hattındaki enerji çekişmesi zirveye damgasını vursa da iki ülkenin hemfikir olduğu konular da bulunuyor. Bunların başında ise Karadeniz’in güvenliği geliyor. Kremlin, ABD’nin bölgedeki tatbikatlarına sert tepki gösterirken, Türk yetkililer “Karadeniz’in güvenliğini bölge ülkeleri sağlayabilir” görüşüyle Rusya’ya üstü kapalı destek verdi.

Ancak ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson Washington’ın bu konuda geri adım atmayacağını zirvede bir kez daha ortaya koydu. Amerikan büyükelçisi, Washington’un uluslararası anlaşmalardan doğan yükümlülükleri olduğu gibi haklara da sahip olduğuna dikkat çekti. Ross Wilson Karadeniz’deki tatbikatların devam edeceği mesajını verirken, ABD’nin Karadeniz fonuna 10 milyon dolarlık katkıda bulunduğunu anımsatmayı ihmal etmiyor. Büyükelçi bu fonun hukukun üstünlüğü, demokrasinin geliştirilmesi, sivil ve askeri işbirliği alanlarında kullanılacağını belirtti.

İsrail KEİ ile ilgileniyor

Örgüt her ne kadar daha gelişme aşamasında olsa da Avrupa’dan Orta Doğu’ya pek çok ülkenin ilgisini çekiyor. İsrail’in Ankara Büyükelçisi Pinhas Avivi de ülkesiyle örgüt arasındaki işbirliğinin artması gerektiğini vurgulayanlardan. Avivi, “Sadece gözlemci olmamıza rağmen çok ilginç ve önemli bir toplantıydı. Aslında bölge bir şekilde İsrail’in de arka bahçesi sayılabilir. İsrail, pek çok ülkeyle işbirliği yapmakta ama KEİ grubunun kendisiyle henüz bu başlamadı” dedi.

Pinhas Avivi sözlerini “İsrail’in KEİ için çok yararlı olabileceğine inanıyorum. Örneğin eğitim alanı, su, alternatif enerji ve enerji koridoru gibi konularda yardımcı olabiliriz. Şu anda İsrail’den Türkiye’ye, Türkiye’den İsrail’e bir proje inşa ediyoruz. Avrupa komisyonuna gözlemci statüsü verilmesi de çok önemliydi. Farklı grupların paralel olarak çalışması gerekiyor, daha fazla işbirliğine ihtiyaç var. Bu gelişme sadece Avrupa’nın değil KEİ ülkelerinin de çıkarına olacak” diye de sürdürdü.

Gözlemci AB

Avrupa Komisyonu’nun örgüte gözlemci olarak kabul edilmesi toplantının önemli kararlarının başında yer aldı. Katılımcıların ortak görüşüyse KEİ’nin kuruluşunda öncülük eden Ankara’nın bu sayede Brüksel’de yürütülen tam üyelik müzakerelerinde elinin güçleneceği oldu.

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik