Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere'nin gözaltına alınmasına yurt içinden ve yurt dışından tepki geliyor.

DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) CHP'li belediye başkanlarına yönelik gözaltı kararlarını "iktidarın muhalefeti bastırmak için yargı mekanizması başta olmak üzere tüm aygıtları seferber etmeyi sürdürdüğünün yeni bir adımı olmuştur" diye değerlendirdi. MYK'nın açıklamasında, "Seçme ve seçilme hakkının sürekli olarak tehdit altında tutulması, yalnızca siyasi partileri değil, Türkiye'nin toplumsal barış ve demokratik çözüm umudunu da hedef almaktadır. Hukuksuzlukları derinleştirerek en büyük zarar toplumsal barış umuduna verilmektedir. Halk iradesine yönelen her türlü müdahaleye karşı duruyor, tüm toplumsal kesimleri ortak mücadeleye davet ediyoruz" ifadeleri kullanıldı.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları da sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada "Seçilmişlere, Türkiye halklarına yapılan bu eziyetten vazgeçilmelidir" diyerek gözaltılara tepki gösterirken bir diğer DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan "Demokratik değerlerin korunması ve toplumsal barışın tesisi için, seçilmiş iradeye yönelik her türlü saldırının derhal son bulmasını talep ediyoruz" mesajını paylaştı.

DEM Parti'den Adana ve Adıyaman belediyelerine ziyaret

Bu arada DEM Parti; Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı ve Türkiye Belediyeler Birliği Daimi Encümen Üyesi Serra Bucak, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Doğan Hatun, milletvekilleri, il ve ilçe yöneticilerinin bugün gözaltı operasyonları yapılan Adıyaman Belediyesi ve Adana Büyükşehir Belediyesi'ni ziyaret edeceğini duyurdu.

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ise Karalar ve Tutdere'nin gözaltına alınmasının ardından sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Siyasi yoruma gerek yok; patron çıldırdı" ifadelerini kullandı.

Sosyal medya hesabı üzerinden paylaşımda bulunan Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan da "Yolsuzluğun ve rüşvetin üzerine elbette gidilmelidir. Ama! Bir kez daha soruyoruz; Neden, bu 'operasyon dalgaları' sadece muhalif partilere vuruyor? Neden, hakkında yüzlerce 'yolsuzluk iddiası olanlar' hakkında davalar açılmıyor? (...) Ayakkabı kutusundan ayakkabı, baklava kutusundan gerçekten baklava çıktığı bir Türkiye'yi inşa etmek zorundayız" dedi.

Sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yapan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, "Siyaset iki ilke ile anlam kazanır: adalet ve ahlak. Kendi yolsuzluklarını göz ardı edip başkalarının yolsuzlukları ile mücadele ettiklerini iddia edenler ahlaka da adalete de ihanet ederler. Adaletin ahlakı, herkese eşit uygulanmasıdır. Bugün alnı secdeye değenlerin iktidarında herkese karşı kılıcı keskin, kendi yakınlarına ise alabildiğine müsamahakar zihniyete sahip riyakar bir siyaset ülkeye egemen oldu" dedi.

SOL Parti de resmi sosyal medya hesabından "Zorbalıklarınız sökmeyecek, göreceksiniz. Baskı ve yasaklar, zorbalık ve yalanlar, sokağa salınan yobazlar… Azınlıkta kalan ve çökmeye mahkum tek adam rejimi ayakta kalabilmek için her yolu deniyor. Bu yolla ülkemiz muhalefetsiz ve seçimsiz bir totaliterizme sürüklenmek isteniyor. Başaramayacaklar. Bu zorbalıklara karşı her alanda dayanışma, mücadele ve birliğimizi büyüteceğiz" açıklamasında bulundu.

Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi'nin X hesabından yapılan paylaşımda Kongre Başkanı Marc Cools'un, "Bu yeni gözaltı dalgasıyla Türkiye'de muhalefet belediye başkanlarına yönelik bir tasfiye olarak gördüğüm durumu şiddetle kınıyorum. Gözaltına alınan tüm belediye başkanlarının ve yerel meclis üyelerinin derhal serbest bırakılmasını talep ediyorum" açıklamasına yer verildi.

Türkiye Baralor Birliği: Seçmen iradesine doğrudan müdahale

Türkiye Barolar Birliği'nden yapılan açıklamada, "Bu sabah Adana, Adıyaman, Antalya ve Büyükçekmece belediye başkanlarının gözaltına alındığı haberlerini endişeyle takip ediyoruz. İstanbul, İzmir, Adana, Batman, Hakkari, Kars, Mardin, Mersin, Siirt, Şanlıurfa, Tunceli ve Van'da yaşanan tutuklamalar ve kayyım atamalarıyla birlikte düşünüldüğünde, ortaya çıkan tablo hukuk devleti ve demokratik rekabet ilkeleri açısından ciddi sorunlar doğurmaktadır" denildi.

Anayasa Mahkemesi'nin seçilmiş kişilere yönelik gözaltı ve tutuklama gibi özgürlüğü sınırlayan tedbirlerin yalnızca zorunlu ve istisnai durumlarda uygulanabileceğini defalarca vurguladığı aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Bu tür işlemler, sadece bireylerin özgürlüğünü değil, seçilme ve temsil hakkını da ortadan kaldırmakta; seçmen iradesine doğrudan müdahale anlamı taşımaktadır. Türkiye Barolar Birliği olarak ceza soruşturmalarında gözaltı ve tutuklamanın istisnai tedbirler olduğunu bir kez daha hatırlatıyor, seçimle göreve gelen kişiler söz konusu olduğunda çok daha özenli ve ölçülü bir yaklaşım gerektiğini vurguluyoruz."

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) tarafından yapılan açıklamada ise "Bu, sadece üç belediye başkanına değil, onlara oy veren milyonlarca yurttaşa yapılmış bir saldırıdır. Bu, halkın özgür iradesini tanımayan, demokrasiyle sorunu olan bir zihniyetin halk iradesine darbe girişimidir. İktidar, seçimle kazanamadığı belediyeleri yargı sopasıyla susturmaya, halkın sesini kesmeye, muhalefeti nefessiz bırakmaya çalışıyor" denildi.

DW / CÖ,ET

DW Türkçe'ye engelsiz nasıl erişebilirim?